Örtülü ödenek Cumhurbaşkanı’na tahsis edilemez

Bize söz vermişlerdi. Artık Torba Yasa çıkmayacaktı. Ama hiçbir sözünde durmayan AKP’liler bir çuval yasa çıkararak içinde iç güvenlik paketi ile birlikte Cumhurbaşkanı’na örtülü ödenek verilmesi için hüküm koydular. Cumhurbaşkanı’na da Başbakan gibi örtülü ödenek tahsis ettiler. Hem de bunu son anda ve Meclis’te az sayıda milletvekili varken yaptılar. 

ÖRTÜLÜ ÖDENEK ÖZELLİK ARZEDER 

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 24.maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: 

“Örtülü ödenek; kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili Hükümet icapları için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulan ödenektir. Kanunlarla verilen görevlerin gerektirdiği istihbarat hizmetlerini yürüten diğer kamu idarelerinin bütçelerine de örtülü ödenek konulabilir. Örtülü ödenek, bu amaçlar dışında ve Başbakanın ve ailesinin kişisel harcamaları ile siyasi partilerin idare, propaganda ve seçim ihtiyaçlarında kullanılamaz. İlgili yılda bu amaçla tahsis edilen ödenekler toplamı, genel bütçe başlangıç ödenekleri toplamının binde beşini geçemez. 

Başbakanlık ve diğer ilgili idare bütçelerinde yer alan örtülü ödeneklerin kullanılma yeri, giderin kimin tarafından yapılacağı, hesapların tutulma ve kapatılma yöntemi, gideri yapanın değişmesi halinde yeni yetkiliye hangi belgelerin aktarılacağı Başbakan tarafından belirlenir.” 

Bu hüküm incelendiğine örtülü ödeneğin sorumlu Başbakan’ın görevleri arasında sayılan özellik arz eden yüksek nitelikli güvenlik konularında harcanmak üzere getirilmiş bir sistem olduğunu görürüz. 

CUMHURBAŞKANI’NIN GÖREV VE YETKİLERİ 

Anayasamızın 104. maddesinde Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri belirlenmiştir. 

Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. 

Yasama, yürütme ve yargıya ilişkin görev ve yetkileri vardır. Örtülü ödeneği kullanma bakımından yürütmeye ilişkin görev ve yetkileri ise anayasamız şöyle sıralamış: 

- Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, 

- Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek, 

- Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak, 

- Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek, 

- Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, 

- Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek, 

- Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek, 

- Genelkurmay Başkanını atamak, 

- Milli Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak, 

- Milli Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek, 

- Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak, 

- Kararnameleri imzalamak, 

- Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak, 

- Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak, 

- Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak, 

- Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, 

- Üniversite rektörlerini seçmek, 

Görüldüğü gibi Cumhurbaşkanı’nın örtülü ödenek tahsisini gerektiren hiçbir görev ve yetkisi yoktur. 

BU KANUNLA ANAYASA DEĞİŞTİRİLMİŞTİR! 

Örtülü ödenek düzenlemesi ile Anayasa’nın 104. maddesi değiştirilmiş ve anayasal darbe yapılmıştır. 

Cumhurbaşkanı devletin başıdır, başkomutandır.. vb gerekçelere sığınarak yürütme yetkileri genişletilemez. Bunun için önce anayasa değiştirilmelidir. 

Bu kadar gözü dönmüş bir Cumhurbaşkanı’nın ve ona biat edenlerin bu seçimde de bu türlü yasal düzenlemeleri yapacak gücü korumaları halinde yatak odamızda bile bize rahatlık verilmeyeceğini unutmamak gerekiyor. Ey halkım! Bütün bunlara rağmen uyanır mısın, uyanmaz mısın, sen bilirsin artık.Yıllardır seni uyardık. Geldiğimiz nokta bu...