Oscar Wilde’ın seyircileri

Seçim çalışmaları sırasında fırsat buldukça Onur Caymaz’ı okudum. Kitabın adını Onur Caymaz koymamış gibi geldi. Belki de Yayınevi bulmuştur, çünkü modaya uygun: “Hatırla Barbara Yağmur Yağıyordu.” Aslında bu kitaba yakışan çok güzel isimler var satırların arasında. Onları gelecek yazıya saklıyorum.

DURDURULAMAYAN ZAMAN

Kitabı okurken tuhafiyeciye girmiş gibi oluyorsunuz ya da antikacıya. Ama daha çok sahaftasınız, eskimeyen kitapların ortasında ve zamana meydan okuyan yazarlarla hoşbeş ediyorsunuz. Kimi sayfalarda baharatçıda, kimisinde oto tamircisindesiniz. Bir felsefe mektebinin tartışmalarına davet edilirseniz şaşırmayın. Derken bir mahalle kahvesinde çınarın altında ya da sinemadasınız. Sokaktan dondurmacı geçiyor ve külahınıza kaymaklı ve meyveli dolduruyor. Uçurtma uçurduğunuz da oluyor sayfaların ufuklarında: Şeytan uçurtması. Ancak koşarak uçurabilirsiniz. Zaman sizi dinlemiyor, durmuyor ve siz zamanın peşinden koşuyorsunuz.

Onur Caymaz’ın denemelerinde seçilmiş insanlar ve seçilmiş mekânlar var elbette. Ama bu kitabın anahtar kavramı bize kalırsa: Zaman. Koşucu koşuyor, kronometre de koşucunun peşinden koşuyor! Durduramadığımız zaman!

Kitabın havasından mı, yoksa yaşadığımız koşullardan mı, insanın zihni, henüz koparmadığımız takvim yapraklarından kurtulamıyor bir türlü.

Onur Caymaz’ın denemeleri mutluluk veriyor insana. Bir hoşluk var bu kitapta. O tadları ve hikâyeleri sizlerle önümüzdeki günlerde paylaşacağız.

KİMİN BAŞARISI

Kitabın 156. Sayfasında Oscar Wilde’a soruyorlar: “Yeni oyununuz başarılı olacak mı?”

Siz de rastlamışsınızdır, gazetecilerin en cingözlerinden çıkar bu tür sorular. Ya da tiyatroya pek gitmeyen tiyatro severlerden. Belki de oyunun gala gecesinde, tiyatronun kapısında soruldu. Biraz sabretseler... Her neyse, Oscar Wilde’ın yanıtı yüzünden bu kadar laf ettik:

“Oyun zaten başarılı. Bakalım, seyirci başarılı olacak mı?”