Prometheus Efsanesi

Yunan mitolojisine göre; çok önceleri Tanrı Titanlar (Devler) egemenmiş dünyamıza. Daha sonra Zeus ve diğer tanrılar, Titanlarla savaşıp onları dünyadan kovmuşlar. Ancak bu savaştan önce iki Titan, Klymene ve İapetos evlenmiş ve hepsi çok güçlü, zeki, özgürlük tutkunu dört çocuk sahibi olmuşlar. Bu dört genç Titan, Zeus’u kesinlikle tanrı ve reis olarak kabul etmiyormuş. Zeus, bunlardan Atlas’ı dünyayı omuzlarında taşımaya mahkûm etmiş. (Dünya haritalarını içeren kitaplara bu yüzden Atlas diyoruz). Diğer kardeş Menoitios’u da yeraltına göndermiş. Üçüncü kardeş Epimetheus’u; sandığını açıp dünyaya felaket salan meraklı tanrıça Pandora ile evlendirmiş. Dördüncüsü yiğit Prometheusmuş. Ancak o akıllı davranarak Zeus'un gözüne girmeyi başarıp Olympos'taki ölümsüzlerin arasına alınmış. Aslında bu onun Zeus’tan atalarının öcünü alabilmek için kurnaz bir planıymış.

BİLGİ ATEŞİ

Olympos Tanrıları kuvvetli ve kudretlidir; Prometheus ise akıllı, yaratıcı ve zekidir. O, her şeyden önce insan dostu olarak Zeus’un karşısındadır. Efsaneye göre Zeus, itaat etmediği için Prometheus’a çok kızıp, onun balçıktan var ettiği ve sevip değer verdiği insanları cezalandırır. Önce insanlar kolayca bulamasın diye bütün besinleri toprağa gömdürür. Sonra en önemli silah olan “Bilgi Ateşini” de onlardan saklar. Çünkü insanların, kendine karşı ayaklanmalarından ödü kopuyordur. Ama tahmin edemediği bir şey olmuş ve Prometheus, ağır bir suç olduğunu bile bile, bu bilgi ateşini insanlara götürmeye karar vermiştir. Böylece insanlar gerçekleri görüp, zalim Zeus’a baş kaldırabileceklerdir. Bir sabah erkenden, ateşe çok benzeyen “narteks” çiçeğini yanına alıp, yola çıkar. Tanrıların yaşadığı İda dağındaki ateşe ulaşır. Nöbetçiler uykudadır. Hemen gizlice bilgi ateşini alıp, yokluğu fark edilmesin diye yerine narteks çiçeğini koyar ve bilgi ateşini götürüp insanlara ulaştırır. Artık bu ateşi söndürmeden korumak insanların görevidir. Prometheus, böylece Zeus’tan da intikamını almıştır.

Zeus bunları öğrenince çıldırır ve Prometheus’a korkunç bir ceza verir. Onu Kafkas Dağları'nda büyük bir kayaya zincirletir. Her gün bir kartal gönderir, Prometheus’un karaciğerini yedirir. Gece olunca karaciğeri yeniden oluşturur ve yenilenen karaciğer de, tekrar kartalın ertesi günkü yemeği olur. Bu bitmeyen bir işkencedir. Prometheus, umudunu hiç yitirmeden buna dayanır. Nitekim 30 yıl sonra bir gün Herakles (Herkül) çıkagelip Prometheus'u kurtarır. Mitolojideki her olayın, yaşadığımız zamanda bir karşılığı vardır. Bu olayın çağımızdaki karşılığı; insanlığın özgürlük için, umudunu yitirmeden, sonuna kadar mücadele etmesi gerektiğidir. Prometheus'un insana, çok önemli bir güç olan “bilgi ateşi”ni vermesi; insanın kendi yaratıcı gücünü fark ederek özgürlüğünü kazanması ve uygar bir dünya kurması demektir.

Kifayetsiz muhterislerin yönettiği, daha doğrusu her şeyi berbat edip yangın yerine çevirdikleri ülkemizde de, Prometheuslara ve bilgi ateşine öylesine ihtiyacımız var ki!

Haydi, rastgele tüm Prometheuslara!