Savaşların maliyeti

İtalyan General Gian Jacopo (1440-1518) şöyle demiş: “Savaşabilmek için üç şey gerekir: Para, para ve daha çok para”
Ortadoğu’yu yangın yerine çeviren savaşların büyük bir maliyeti olduğu ve 20. yüzyılın sonları ve 21. yüzyılın başlarında oluşan bu modern savaşların maliyetinin 15 trilyon dolara aştığı hesaplanıyor.
Savaşların harcamaları devlet bütçesinde önemli bir kalem oluştururken bunu halk vergilerle finanse ediyor. Maliyet halka biniyor. Yani olan halka oluyor.
Savaşlarda sadece para gitmez. İnsan kayıpları yaşam kayıplarıdır. Bunun maliyeti ölçülemez. Bunun yanında işgücü kaybı, gaziler, yaralılar ve mültecilerin bakım ve yaşam masrafları da ciddi bir maliyet oluşturur. Haneler uzun süre sağlıklı bir yaşamdan uzak kalırlar. Mutsuz ve huzursuz kuşak yaratılmış olur.
Ancak savaşlardan medet umanlar da vardır. Savaşın değişim yaratmak için katalist etki yarattığı iddia edilir. Diktatörler devrilir, toplumda değişimler yaşanır, finans dünyası yeni dengelere gelir,nüfus azalır.Yıkılan toplumların yeniden inşası yeni bir ekonomik faaliyet ve istihdam yaratır.Savaş zenginleri doğar.Savaşları fırsata çeviren ülkeler ve kişiler küresel ekonomide pozisyon alırlar.

SAVAŞLARIN RAKAMLARI
Savaşların bazı rakamları bile ürkütücü:
l1.Dünya savaşının maliyeti 500 milyar dolar, 2. Dünya savaşının maliyetinin ise 1.5 trilyon dolar olduğu hesaplanmış durumda.
l Bu savaşların maliyetinin yüzde 21’ini ABD, yüzde 20’sini İngiltere, yüzde 18’ini Almanya, yüzde 13’ünü SSCB harcamış
l 1. Dünya Savaşı sonunda Versalles antlaşması gereği Almanya’da istenen korkunç savaş tazminatları ABD tarafından Almanya’ya borç verilerek finanse edilmişti.
l Yüzbinlerce ölü ve yaralı. Yıkılan yerleşim yerleri. Yok olan kültür dokuları.
l Emperyalist ülkelerinin BOP rüyasının Türkiye’ye terör maliyeti olarak verdiği zarar 40 milyar doları aştı.
l Suriye savaşı nedeniyle 3 milyon mültecinin Türkiye’ye maliyeti 8 milyar doları buldu.

SORUMLULAR
Savaşların sorumluların başında dünya ekonomik sistemi gelmektedir. Dünyayı zengin dünya-fakir dünya diye ikiye ayıran kapitalizmin kendisidir. Yarattığı paracı ekonomi, neoliberalizm insanlığın yüzde 50’sini fakir bırakmış durumda.
Bu sistem bugün ki çarpık küresel ekonomik düzeni yarattı. Para hırsından başka bir şeyi göz görmeyen çok uluslu dev şirketler savaşların başlıca nedeni oldu.
Ruhunu satan politikacılar. Güç ve para uğruna ülkesinin kaderi ile oynayan ruhunu kapitalist dünyanın emrine veren devlet yöneticileri.
Neoliberalizm beni fakirleştiriyor, insanlık neslini yok edecek, deyip ayağa kalkmayan emekçiler.
Buna seyirci kalan bizler. Farkındasız, gözleri kör olmuş, kendisine ne sunulsa ona inanmış ve televizyonlara esir olmuş muazzam kalabalık.

NEREYE GİDER?
Bu böyle devam ederse büyük bir savaş kaçınılmazdır. Doğa yok ediliyor.7 milyar dünya nüfusunun yarısı perişan. İnsanlar hayvanlar âlemi gibi birbirini yiyor. Güçlü güçsüzü avlıyor. Ama sonsuz evrenin küçücük bir yerinde ve bir açık hapishanede birlikte olduğumuz unutuluyor...