Seçeneği yaratmak elimizde

14 Mayıs seçimlerine giderken Türkiye büyük zorluklarla karşı karşıya. Ekonomide, güvenlikte seçimden sonra sorunlar, kim seçilirse seçilsin kat be kat büyüyecek.

EKONOMİK MODEL TIKANDI, KAMUCU MODEL ZORUNLU

Ülke ekonomisinde 1980’lerle benimsenen model tıkandı. Ekonomide köklü değişikliklerden, modelin toptan değiştirilmesinden başka seçenek yok. Devletin öncülüğünde, kısa, orta ve uzun vadeli planlamaya dayanan, Türkiye’nin üstünlüklerini değerlendirecek kamusal ağırlıklı üretim esaslı karma ekonomi modeli kaçınılmaz hale geldi.

TEHDİTLERİ BERTARAF EDECEK STRATEJİ

Güvenlik alanında karşı karşıya olduğumuz tehditlerin, mevcut denge/dans politikasıyla bertaraf edilemeyeceği ortada. Türkiye’nin NATO’da ümüğü sıkılıyor ama izlenen politika nedeniyle Atlantik cephesinin benzer tehditleriyle mücadele eden ülkeler nezdinde de güvenilir bir ortak olunamıyor. Türkiye’nin stratejik bir karar vermesi, bu karara uygun olarak cephesini ABD tehdidine dönmesi, Avrasya cephesinde kararlı politikalar izlemesi zorunlu rota haline geldi. Bunun için hemen atılması gereken adımlar var: Şanghay İşbirliği Örgütü’ne tam üyeliğin gerçekleştirilmesi, BRICS’e katılmak, Kuşak ve Yol Girişimi ile ortaklıkların hızla hayata geçirilmesi gibi bütünsel kararlar, Suriye ile kardeşiliğin hızlıca tesis edilmesi, İran, Irak ve Mısır ile ilişkilerdeki pürüzlerin giderilmesi gibi bölgesel ölçekli adımların atılması, ABD’nin tehdidi yoğunlaştırdığı Doğu Akdeniz’de ve Suriye-Irak cephesinde Türkiye’nin önünü açacak, tehditleri bertaraf etmesini sağlayacaktır.

BASİT ÇÖZÜM YOK

Birçoğumuz kestirmeden, basit sonuca ulaşmaya meyilliyiz. Ama bugün küçük ve önemsiz gibi görünen sorunların kolay çözümü yok. Türkiye’nin sorunları ancak köklü, yapısal değişikliklere çözülebilir. Bu yüzden 15 Mayıs gününden çok daha ötesine bakmamız gerekiyor.

Görüyoruz, bir blok HDP ile diğer blok HÜDA PAR ile ortaklık kuruyor. İki bloğun da teslim olduğu “NATO demokrasisi” işte böyle bir şey.

Herkes, seçim günü geldiğinde kuşkusuz gidip adaylardan birine oy verecek. Böylece, kendimizi, görevimizi yapmış sayacağız. Ama hepimiz içten içe şunu biliyoruz: Mevcut iki bloğu değerlendirerek yaptığımız tercihin sonunda bu seçimden özlediğimiz Türkiye doğrultusunda bir sonuç çıkmayacak. Sistem bizden, eğilimlerimize göre, kötülerin arasından daha iyiymiş gibi empoze edileni seçmemizi istiyor. Dahası çözümsüzlüğü çözümmüş gibi sunuyor.

ÇÖZÜMSÜZLÜĞE KARŞI SEÇENEK

Oysa mahkum edildiğimiz çözümsüzlüğü kabul etmemek de bir tercih. Bu yüzden beklemeyeceğiz ve elimizi taşın altına koyacağız. Türkiye’nin halkçı, devletçi, laik, bağımsız bir devlete kavuşması için doğru seçeneği kendimiz oluşturacağız.

Bunun için bir şansımız var. Zalimin karşısında boyun eğmeyen, halkın çıkarını her eylemiyle savunan, vatan bütünlüğü ve Kemalist Devrimi tamamlama davası için hayatını ortaya koyan Doğu Perinçek.

Güçlü Devlet-Üreten Millet için bir seçenek çıkaralım.

Hepinizi Doğu Perinçek’in Cumhurbaşkanı adaylığı için imzaya davet ediyorum. Bugün (Pazar) ve Pazartesi sabah saat 8.00’den akşam 20.00’ye kadar kayıtlı olduğunuz seçim kuruluna kimliğinizle gidip imza verebilirsiniz.