Son saniyede

UEFA Kulüpler sıralamasında çekiştiğimiz ülkelerden biriydi, Çekya. Bu yüzden Galatasaray-Sparta Prag elemesi sadece bir tur maçı değildi. Önümüzdeki senelerde hangi kupaya kaç takımla katılacağımızı da belirleyecek bir turdu. Türkiye de Çekya da, Avrupa Kupalarına 4’er takımla başladı. Çeklerin 3 takımı yoluna devam ederken bizim yoluna devam eden tek takımımız kaldı.

Galatasaray 10 kişi kaldıktan sonra, sanki yenilgiyi kabul etti. Bir kırmızı kart bu kadar etkili olabilir miydi?

10 KİŞİ GELEN ZAFER

Galatasaray’ın elendiği akşam, Bakü’de Portekiz temsilcisine karşı Azerbaycan’ın adıyla da çok değerli temsilcisi Karabağ son 16’ya kalma mücadelesi verdi. Karabağ, deplasmanda 4-2 kazanmıştı. 57. dakikada kardeş ülke temsilcisi de 10 kişi kaldı. Tıpkı Galatasaray gibi 10 kişi kaldıktan sonra Karabağ da arka arkaya golleri kalesinde gördü. Karşılaşma 2-0 bitti. Eski sistem olsa, deplasmanda atılan goller Karabağ’ın turu geçmesine yetecekti. Ne yazık ki, UEFA deplasmanda atılan gol ile sağlanan avantajı FIFA’nın uygulamalarının aksine kaldırmıştı. Karabağ 102. dakikada öne geçti. Azerbaycanlı kardeşlerimizin tur sevinci kısa sürdü. Uzatmanın son 5 dakikasına girilirken gelen bir penaltı kararı ile Bakü sessizliğe büründü. Braga penaltı golü ile maçı penaltılara uzatıyordu. Uzatma dakikalarının da uzatması oynanırken Karabağ, artık kanıksadığımız tepkiyi gösterdi. Son saniyelerde gelen gol ile Karabağ, Avrupa Ligi’nde Braga’yı eleyip son 16’ya adını yazdırdı. Ne kırmızı kart ne penaltı Karabağ’ın zaferini engelleyemedi. Azerbaycanlı kardeşlerimiz sahada yılmayacaklarını gösterdiler. Galatasaray’ın göstermediği direnci Karabağ gösterdi. Leverkusen karşısında kardeş Karabağ’dan bir başka tarihi zafer bekliyorum.

Batılılar tarihi zaferleri bir türlü kabul edemiyorlar. Aliyev’in %92,1 ile kazandığı seçim galibiyetine Fransız ve İngiliz televizyon kanalları 2 haftadır, Aliyev’in seçim zaferini içlerine sindiremediler. Gerçi haberlerinde sandıktan çok, Karabağ’daki Azeri tanklarını gösteriyorlar. Artık, sindiremedikleri Aliyev’in seçim zaferi mi yoksa Karabağ’ın işgalden kurtarılması mı bilemiyorum. 10 kişi ile kazanılan tur, nasıl içlerine siner; bilemiyorum.

BUZ GİBİ GALİBİYET

Bazı kazanılan galibiyetler de benim içime sinmiyor. Basketbol Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası elemelerinde İtalya’ya kaybettikten sonra; İstanbul’da tribünleri tamamen doldurmuş taraftarımız önünde İzlanda ile oynadı. İzlanda’nın Avrupa Kupaları’na sadece 1 takımla katılıyor, o da FIBA’nın en alt liginin ön elemesinden eleniyor. Türkiye 11 takım ile katılıyor. Kadromuzda çoğu Euroleague’de olmak üzere çoğu Avrupa Kupaları’nda forma giyen oyuncular var. İzlanda’da Euroleague’in en zayıf takımı Alba Berlin’de oynayan bir oyuncu, İspanya Ligi’nin vasat takımlarında oynayan başka bir oyuncu ve İspanya 2. Ligi’nde oynayan başka bir oyuncu var. İzlanda’nın en iyi oyuncusunun maliyeti bizim kadromuzdaki en kötü oyuncu kadardır, anca. Bu kadar güç farkına rağmen, sahamızda İzlanda karşısında son saliselere yenik girdik. Son sayı takımda devşirme kontenjanı ile oynayan Tarık Biberoviç ile geldi. İllaki, kazanmak için son anı ekleyeceğiz. Sadece maçın son saniyesinde değil, oynadığımız iki karşılaşmada da; TBF’nin Tarık Biberoviç tercihinin de ne kadar doğru olduğunu gördük. Biberoviç; istediği zaman Milli Takım’a gelip ligimizde haksız şekilde Türk statüsünde oynayan Amerikalılardan çok daha sorumluluk sahibiydi. TBF’nin bu sene Larkin ve Wilbekin ile ilgili verdiği Türk statüsünde ligde oynamama kararını her zaman savunuyorum. Vatandaşlığımızı suistimal yapanlar, bu haktan yararlanmamalı. Geçtiğimiz sezonlarda hem Wilbekin’in hem Biberovic’in beraber nasıl Türk statüsünde Fenerbahçe’de oynadığını anlamıyordum. Milli Takım’da bile tek devşirmeye izin verilirken, ligimizde iki devşirme aynı kadroda oynamış. Umarım, bir daha buna kulüp takımlarında izin verilmez. Biberovic’in yerine ABD’li oyun kurucu arayışına da tekrar girilmemesini umarım.

YİNE BELÇİKALILAR

Kulüplerimizin basketboldaki Avrupa başarılarına, futbolda da ayak uyduran tek kulübümüz Fenerbahçe oldu. UEFA Konferans Ligi’nde Fenerbahçe de, tıpkı Galatasaray’ın Sparta Prag karşılaşması gibi, sadece bu seneyi değil önümüzdeki seneleri de etkileyecek bir kura çekti. Kulüplerimiz yıllardır Belçika ile bir çekişme içinde. Bu sezon bu çekişmede hep kaybettik. Adana Demirspor Genk’e elendi. Beşiktaş, Brugge’e İstanbul’da 5-0 kaybetti. Fenerbahçe’nin, St. Gilloise karşısında bu yenilgilerin rövanşını alıp UEFA sıralamasındaki değişmeyen rakibimiz Belçika’ya karşı sağlayacağı başarı; bence ligdeki tüm karşılaşmalarından daha değerlidir.

Gaziantep; Salon Hokeyi Avrupa Kupası’nda kadınlarda ikinci erkeklerde beşinci oldu. Avrupa Halter Şampiyonası’nda 24 madalya kazanan millilerimiz şampiyonada Ermenistan’dan sonra en fazla madalya kazanan ülke oldu. Özel atlet Aysel Önder, 400 metrede Dünya Rekoru kırdı. Ülke sporumuz adına daha nice güzel haberi yaşayacağız.