Tarihte toz değil, iz bırakanlar: Barış Manço

Barış Manço yaşamını kaybedeli 25 yıl geçti. Yalnızca iki sözcük söylesem, örneğin “arkadaşım eşek” desem… belleği iyi olan olmayan, müzik yeteneği iyi olan olmayan, 7’den 77’ye aranızdan hemen mırıldanmaya başlamayacak olan çıkar mı…

Söz ve müzik hiç eskimemiş.

Tarih Rüzgarı’nda konu ediyoruz ama tarihte tozlanmamış bile.

DOĞUKAN HAZAR BATIKAN ZORBEY

Çocuklarının adı Doğukan Hazar ve Batıkan Zorbey. Şarkılarında Halil İbrahim’in Sofrası da var, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa da, Estergon Kalesi, Genç Osman, Küheylan, Domates Biber Patlıcan, Nane Limon Kabuğu da… Elbette Gülpembe… ama platin plak ödülü 70’li 12 Mart yıllarında Dağlar Dağlar’la geldi. “Aranjmanlar”a inat hiç eksik kalır mı… "Kızılcıklar Oldu mu?", "Derule", "Kirpiklerin Ok Ok Eyle"…

MÜZİK BİR ŞEYLER ANLATMAK İÇİN FIRSAT

Barış Manço, müziği “bir şeyler anlatmak için bir nimet” diye tanımlıyor.

Anadolu Rock kavramının ilk paydaşlarından.

Gençlerin kendileriyle tanışma dönemi. Hâlâ bir fabrikanın önünden geçerken sevgili Cem Karaca’nın işçi kızlarını anmayan var mıdır… Cezaevlerinde ya da üniversite kantinlerinde Ruhi Su türkülerini ezber etmeyen… Bizim Yıldırım Bölge koğuşumuzda Behice Boran’ın sesi kulaklarımda. Ruhi Su’nun Behice Abla’nın oğlu Dursun bebek için yaktığı türküyü başka yanık okurdu. Müzik öğretmeni Müzeyyen’in Anadolu’nun her köşesinden türküleri özel gecelerimizin vazgeçilmeziydi. Moğollar, Yeni Türkü derken Sarper Özsan’la birlikte Aydınlık Korosuyla heyecanlandık, martılar gibi fırtına kanatlandık…

Sonradan söylenen şu çatık kaşlı, halkına ya tepeden bakan ya da kuyrukçuluğunu yapan özel şiirler… Özel törensel marşlar yüreğimin tellerine hiç dokunmadı zaten.

Bu da o dönemin sağ-sol ayrımının konusu. Oysa malzeme aynıydı, vatan söz konusuydu... aşksa aşk… özlemse özlem… ah o bizi sımsıkı bağlayan güzelim değerler. Ayrı gayrı Cem Karaca ve Barış Manço’nun kendi aralarında yoktu. Cem Karaca’yla uzun sohbetlerimiz oldu. Birlikte aynı grupla çalıştıkları da olmuş. Ama biri “bizimki”ydi, diğeri “öteki”… Art arda Amerikancı darbeler, en son 15-16 Temmuz teşebbüsü, takkeleri düşürdü. Gerçek dost-düşman ayrım çizgisini çizdi. Bkz. şekil LGBT konusunda olduğu gibi…! Onların türküleri yok ki.

Barış Manço, Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’nda başlamış. Galatasaray Lisesi, Şişli Terakki… Belçika'da abisinin yanında, Belçika Güzel Sanatlar Akademisine resim, grafik, desen ve iç mimari okudu, bir yandan da gece bekçiliği ve garsonluk yapmış.

Galatasaray Lisesi’ndeyken ilk grubu “Barış Manço ve Kafadarları”, sonra Harmoniler, yurtdışında Vahşi Kediler, Mazhar Alanson ve Fuat Güner'le "Kaygısızlar"… İşte Hendek İşte Deve… Katip Arzuhalim Yaz Yâre Böyle… Moğollar… Turnedeyken minibüslerine molotof kokteyli atıldı ve yandı… Manço, Türkiye’de kaldı; adını İstanbul- Kurtalan, Siirt treninden alan “Kurtalan Ekspres” grubunu kurdu. Gerçekten de bütün Anadolu’yu dolaştılar. “Yine Yol Göründü Gurbete”… “Yol Verin Ağalar Beyler”… 1979’da “Yılın Erkek Sanatçısı” ve “Yılın Albümü” ödüllerini almıştı. O yıl çıktığı Anadolu turnesinin gelirini sağır ve dilsiz çocukların eğitimine bağışladı. “Ali Yazar Veli Bozar”, “Alla Beni Pulla Beni”… 1981’in sonlarında “Sözüm Meclis’ten Dışarı”…

12 Eylül’den sonra TRT denetimine takıldı. Bir süre şarkıları TRT’de yayınlanmadı. O da halka seslendi: 1983’te “Estağfurullah Ne Haddimize”, 1985'te “24 Ayar”, 1986'da “Sahibinden İhtiyaçtan”, 1989'da “Darısı Başınıza”, 1992'de “Mega Manço”, 1995'te “Müsaadenizle Çocuklar”, 1996'da “Live in Japan” albümleri…

1988'de TRT yönetimine sonunda “7'den 77'ye” programının projesini kabul ettirdi. “Adam Olacak Çocuk”, İkinci baharını yaşayanlara “İkinci Kahvaltı”, dünyayı dolaştığı "Dönence" ve Türkiye'yi dolaştığı "Dere Tepe Türkiye" gibi programları değişik kanallarda her Pazar 1998’e kadar 10 yıl yaptı… Beş kıtada 140 değişik yörede 800 bin kilometreye yakın yol gitmiş…

Barış Manço’nun 200 bestesi var. Şarkılarında yer alan değerlere ilişkin yapılan akademik bir çalışmada şu bilgiler veriliyor. Vatan, aile, arkadaş ve hayvan sevgisi; ve çevreye kültürel mirasa, Türk büyüklerine, aile büyüklerine, bayramlara ve farklılıklara saygı; toplumsal olaylara, tarihsel mirasa ve doğal çevreye duyarlılık; vefalı olma, kanaatkâr olma, paylaşma, görgülü olma, insana değer verme, sabır, aile birliğine önem verme, barışsever olma, dostluk, merhamet, namuslu olma, sağlıklı olmaya önem verme, affedici olma, cömertlik, çalışkanlık, dürüstlük, hoşgörü, iyi niyetli olma, misafirperverlik, onurlu olmak, sadelik ve bağımsızlığa önem verme…

Hepsinin toplamı kuşkusuz insan ve doğa sevgisi, ama en başta vatan sevgisi olarak özetlenebilir. İşte onun için 25 yıl böyle canlı.

Onun için tarihte tozu değil, izi kalıyor.

SÜPER BABAANNE

Babaannem dedemi ilk gördüğü gün

Tam yüreğinden vurulmuş

Dedem şöyle bir çapkınca bakıp

Hafifçe bıyığını burmuş

O zamanın erkeği pek bir ağırmış

Kızları ise pek bir hoşmuş

Kırk yıl, bir yastıkta tam kırk yıl

Anlat babaanne ölümsüz aşkını

Bir yastıkta tam kırk yıl

Kırk yıl, kırk yıl, kırk yıl

Ufacık bir yuva, nohut oda

Bakla sofa ama sapasağlam ayakta

Çeyiz dedikler yorgan yastık, iki sandık

İki de bohça gözleri hâlâ dolu dolu oluyor

Dedemin adını andıkça

Kırk yıl, bir yastıkta tam kırk yıl

Anlat babaanne ölümsüz aşkını

Bir yastıkta tam kırk yıl

Kırk yıl, kırk yıl, kırk yıl

Süper babaanne seni çok seviyoruz

O büyük aşkları inan biz de yaşıyoruz

Bugünkü genç kızlar yarının annelerindensin

İnan gençleri anlayan bir tek sensin

Tüh, tüh, tüh, rüh maşallah

Nazar değmez inşallah

Süper babaanne seni çok seviyoruz

O büyük aşkları inan biz de yaşıyoruz

Zaman değişir ama aşklar değişir mi?

Yıllar sora biz de böyle diyeceğiz, değil mi?

Tüh, tüh, tüh, rüh maşallah

Nazar değmez inşallah

Babaanneme göre zamane kızları pek bir

Hoş ama pek bir zormuş hele hele beyleri

Dede gibi olmasa da her

Şeyi zor beğenir olmuş

E beyleri zor bey, kızları zor kız

Gençlerin işi pek bir zormuş

Kırk yıl, bir yastıkta tam kırk yıl

Anlat babaanne ölümsüz aşkını

Bir yastıkta tam kırk yıl

Kırk yıl, kırk yıl, kırk yıl

Dişi kuş yuvasını severek kuracak ki

Bu iş tamamına ersin

Erkek kanadını şöyle bir açacak ki

Bu iş tamamına ersin beyleri zorsa da

Kızları zorsa da bu iş tamamına ersin

Kırk yıl, bir yastıkta tam kırk yıl

Anlat babaanne ölümsüz aşkını

Bir yastıkta tam kırk yıl

Kırk yıl, kırk yıl, kırk yıl

Süper babaanne seni çok seviyoruz

O büyük aşkları inan biz de yaşıyoruz

Bugünkü genç kızlar yarının annelerindensin

İnan gençleri anlayan bir tek sensin

Tüh, tüh, tüh, rüh maşallah

Nazar değmez inşallah

Süper babaanne seni çok seviyoruz

O büyük aşkları inan biz de yaşıyoruz

Zaman değişir ama aşklar değişir mi?

Yıllar sora biz de böyle diyeceğiz, değil mi?

Tüh, tüh, tüh, rüh maşallah

Nazar değmez inşallah

Süper babaanne seni çok seviyoruz

O büyük aşkları inan biz de yaşıyoruz

Bugünkü genç kızlar yarının annelerindensin

MEMLEKET NİRE HEMŞERİM

Kendimi bildim bileli yollarda tükettim

Koskoca bir ömrü

Bir uçtan bir uca gezdim şu fâni Dünya'yı

Okumuşu, cahili, yoksulu

Zengini hiç farkı yok hepsi aynı

Sonunda ben de anladım hanyayı Konya'yı

Sanki insanlık pazara çıkmış

Ekmek aslanın ağzında

"Bir sıcak çorba içer misin?" diyen yok

Dört duvarı ören çatısını kapatıp

İçten kilitlemiş kapıyı

"Bir döşek de sana serelim, buyur" diyen yok

Tek bir soru: "Hemşerim memleket nire?"

Bu dünya benim memleket

Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire?

Bu dünya benim memleket

(Tövbe, tövbe, tövbe)

Kardeşlik ve eşitlik üzerine uzun

Uzun nutuklar çekip

"Niye senin derin benden daha

Koyu?" diyen çok

Kaşının altında gözün var diye

Silahlanıp ölüme koşarken

"Kalan dul ve yetim ne yer

Ne içer?" diye soran yok

Barış garibim bulamadı çözümü, oturdu

Etti bunca sözü

"Gelin, hep beraber anlaşalım" diyen yok

Zaten paramparça bölünmüş ve

Yaşanmaz olmuş Dünyamız

Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok

Tek bir soru: "Hemşerim memleket nire?"

Bu Dünya benim memleket

Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire?

Hayır dedim ya: Bu Dünya benim memleket

(Tövbe, tövbe, tövbe)

Hemşerim memleket nire?

Bu Dünya benim memleket

Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire?

Hayır dedim ya: Bu Dünya benim memleket

Hemşerim memleket nire? Dedim ya yahu:

Bu Dünya benim memleket

Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire?

Hayır dedim ya: Bu Dünya benim memleket

Hemşerim memleket nire?

Bu Dünya benim memleket

Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire?

Dedim ya yahu: Bu Dünya benim memleket

Hemşerim memleket nire? Dedim ya yahu:

Bu dünya benim memleket

Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire?

Bu dünya benim memleket