Türkiye-Rusya-İsrail üçgeni, Doğu Akdeniz ve fırsatlar

Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin etkileri dünyanın geri kalanında olduğu gibi Doğu Akdeniz’de de hissediliyor.
Rusya-Avrupa ilişkilerindeki kopuşla beraber oluşan denklem, bölge ülkelerini yeni tercihlerle karşı karşıya bırakıyor.

DOĞU AKDENİZ’DE YENİ DURUM

Rusya ve İsrail ilişkileri, Ukrayna savaşının başlangıcında Tel Aviv’in Rusya karşıtı yaptırımlara katılmayı reddetmesiyle beraber olumlu bir yola girdiyse de süreç içerisinde İsrail’in Rusya siyasetinde değişikliklere gitmesiyle gerildi.
Gerilim nedeni olarak İsrail’in Ukrayna’ya uluslararası planda verdiği destek (İsrail’in Rusya’nın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi üyeliğinin askıya alınmasına verdiği destek, Rusya’nın Ukrayna müdahalesiyle ilgili İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın sert açıklamalar ve İsrail’den Ukrayna’ya silah sevkiyatı yapıldığına dair iddialar) ön plana çıkartılıyor.
Fakat arka planda, İsrail’in Ukrayna savaşından istifade ederek Doğu Akdeniz-Avrupa arasında Rus gazına alternatif bir enerji koridoru yaratma projesini hızlandırması yatıyor.
İsrail’in Türkiye’yle ilişkilerini normalleştirme yönünde adımlar atmasının altında da enerji meselesi yatıyor. Projenin hedefi İsrail gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak.
Türk ve İsrailli yetkililerin açıklamaları da bu projeyi doğruluyor.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, İsrail gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasıyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor: “Bizim topraklarımızda zaten ulusal iletim sistemimiz var. (İsrail gazının) Bir kısmı oradan rahatlıkla transfer edilebilir. Ama ileride daha yüksek hacimlerde bir miktarın taşınması gündeme gelirse, belki ilave boru hatları da yapmak gerebilir. Ama ilk etapta oradan gelebilecek bir gazı rahatlıkla hem ülke içerisinde hem yurt dışında taşıyabiliriz.”
İsrail’in eski Avrupa Birliği ve Ürdün Büyükelçisi Oded Eran ise olası Türkiye-İsrail enerji anlaşmasıyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor; “Rusya-Ukrayna krizi ve Rusya'ya yönelik yaptırımlar, Türkiye seçeneğini yeniden öne çıkardı (…) Bu alanda Türkiye ve Doğu Akdeniz'de doğal gaz üreten ülkeler arasındaki işbirliği tüm tarafların faydasına olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İsrailli mevkidaşı Herzog arasında yapılan görüşmede de konunun ele alındığı ve İsrail tarafının Leviathan ve Tamar doğal gaz yataklarından çıkartılacak gazın taşınmasıyla ilgili bir dosyayı Ankara’ya sunduğu bilgisi basında yer aldı.
Bu gelişmelere paralel olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran’a gerçekleştirmesi planlanan ziyaretinin iptal edildiğini not etmekte yarar var.

İSRAİL VAZGEÇİLMEZ Mİ?

İsrail’in Ukrayna krizi üzerinden yaptığı hamlelere karşı şu ana değin Moskova’nın cevabı; Dışişleri Bakanlığı üzerinden yapılan kınama açıklamaları, El Fetih ve Hamas başta olmak üzere Filistinli yetkililerle temasların sıklaştırılması ve Kudüs’te bulunan Aleksandr Nevskiy Kilisesi’nin mülkiyetinin Moskova’ya devredilmesi yönünde çağrılar oldu.
Fakat İsrail’in olumsuz tavrının devam etmesi halinde Suriye ve İran’la ilişkiler vasıtasıyla Moskova’nın Tel Aviv’e cevap vermesi mümkün gözüküyor.
Diğer yandan Türkiye, Doğu Akdeniz’de Libya-Mısır-Filistin-Lübnan ve Suriye seçeneklerine rağmen bölgenin tamamında Türkiye’nin çıkarları aleyhine siyasetler geliştiren İsrail’le normalleşme masasına oturmuş durumda.
Tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de İsrail vazgeçilmez bir mihenk taşıymış gibi hamleler yapılmaya devam ediliyor.
Oysa dünya yeni bir durumun içinde.
Çok kutupluluk kendini dayatırken ABD ve müttefikleri dünyanın farklı bölgelerinde güç kaybediyor.
Batı Asya ve İsrail’in de içinde bulunduğu Doğu Akdeniz coğrafyası da bu duruma dahil.
Yeni durum, yeni siyasetlerin geliştirilebileceği fırsatlar sunuyor.

Görüşmenin arka planında, İsrail’in Ukrayna savaşından istifade ederek Doğu Akdeniz-Avrupa arasında Rus gazına alternatif bir enerji koridoru yaratma projesini hızlandırması yatıyor.

FIRSATLAR VE ADIMLAR

Somutlaştırırsak:
1.Enerji konusunda Rusya’nın Türkiye’ye yönelik atacağı olumlu adımlar, ABD/İsrail kampının Ankara-Moskova ilişkilerini enerji üzerinden zayıflatma çabalarının önüne geçecektir.
2. Ankara-Kahire ilişkilerinin düzelmesi bölgenin lehinedir. İki ülkeyle de iyi ilişkilere sahip Moskova bu süreçte olumlu bir rol oynayabilir. Ankara-Moskova-Kahire arasında kurulacak bir hat ABD/İsrail kampının bölgedeki etkisini dengeleyecektir.
3. Hafter’in kaybetmesi sonrası Libya’da yeni bir durum oluştu. Ülke üzerinde etkisi olan Türkiye ve Rusya Libya sorununun çözümünde bir arada hareket edebilirler.
5. Filistin’de Türkiye’nin Hamas ve Rusya’nın El Fetih üzerinde etkisi mevcut. Ankara ve Moskova’nın Filistin’de ortak biçimde hareket etmesi ABD’nin İsrail üzerinden bölgeye nüfuz etme çabasını da sınırlandıracaktır.
Bu doğrultuda atılacak adımlar İsrail’i ABD çizgisinden uzaklaşmaya ve bölge ülkeleriyle uyum içinde hareket etmeye mecbur edecektir.
(Bu makale United World International analiz sitesinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.)