Üretim her koşulda önceliklidir

Üretim, kadınlarda bireysel düzeyde ekonomik güçlenme, kendine güven ve kişisel gelişmeyi besler. Toplumsal olarak ise, kadın erkek eşitliğine katkısı ve kadın dayanışmasını güçlendirmesi yönünden büyük önemi vardır.

Kadınların üretime katılması, gelir elde etmelerini sağlar. Maddi kazanç, kadının temel ihtiyaçlarını bağımsızca karşılamasının ötesinde, bireysel yetkinleşmesine de olanak tanır... Aile bütçesine katılması ailenin maddi gücünü arttırır. Kadının ev içindeki söz hakkını artırır, aile içi şiddet karşısında güçlü durmasını sağlar, yani “ekonomik bağımlılık” engeli olmaz.

MADDİ ÜRETİM MANEVİ YÜCELİŞ

Kadın üretmeye başladıkça, önce kendi yeteneklerinin farkına varır. Finansal okur yazarlık, pazarlama, dijital beceriler gibi yetkinlikler kazanır. Topluma katkı sağlama özgüveniyle özsaygısı da yükselir.

Kadınların üretim süreçlerinde aktif yer alması ile geleneksel “Kadın evdedir, erkek dışarıda çalışır” algısı yıkılır. Erkeklerin ağırlıklı çalıştığı sektörlerde kadın varlığı giderek artacaktır. Üretimin büyümesiyle erkekler ev işlerine daha çok katılmaya başladılar, böylece aile yardımlaşması ve dayanışmasının dengelenme süreci hızlanmaktadır.

Maddi üretim kadının manevi yücelişini destekler.

Kadın üretici grupları, kooperatifler, dernekler kadınlar arasında dayanışmayı oluşturur. Bilgi ve deneyim paylaşımı olur. Toplumsal sorunlarda birlikte çözüm arama, birlikte başarma kültürü gelişir.

Üretimin bütün sorunları kamusaldır. Kadının çalışma hayatına artan katılımıyla birlikte ekonomi ve kalkınma düzeyinde, ülke ekonomisine katkısı söz konusudur.

KADIN HER ÜRETİMİN İÇİNDE

Kadın kooperatifleri, yöresel ürünlerin markalaşmasını sağladığı ve organik tarım, ev yapımı ürünler, el sanatları gibi alanlarda kadın emeğini öne çıkardığı için kadınlar kooperatifleşmeyi tercih etmekteler. Türkiye’de bazı belediyeler kadın üretici pazarları kurarak kadınlara doğrudan satış imkanı da sunmaktadır. Tabiidir ki sosyal güvence yönü tamamlanmalıdır.

Ülkemizde tekstil, zanaat, seramik gibi alanlar, küçük ölçekli işletmeler ve atölyeler yoğun kadın istihdamı alanlarıdır. Kadınların el emeği ürünleriyle hem kültürel miras korunur, hem ekonomik değer yaratılır.

Kadınlar e-ticaret ve sosyal medya üzerinden üretimlerini doğrudan pazarlıyorlar. Bu yeni üretim biçimi, coğrafi kısıtları aşmalarını sağlıyor. Örneğin “Instagram butik” ya da “Kadın Girişimci” projeleri çok sayıda kadını üretici yapmıştır.

ÇÖZÜM ÜRETİME KATILMAKTA

Kadının üretimde yer alması sadece "ekonomik katkı" meselesi değil, aynı zamanda değer kazanma sürecidir. Emperyalist devletlerin yarattığı ateş çemberi içindeyken bile yazdıklarımız günceldir. Çünkü üretim her koşulda olmazsa olmazımızdır ve önceliklidir.

İşte bu ahval ve şerait içinde, hepimize düşen bir fedailik görevimiz daha vardır: Üretim Devriminin öncüsü, milletimizin öz malı Ulusal Kanal’ımıza bir kez daha sahip çıkma zamanıdır! Görev acildir. Bu milli kahramanlık destanında siz de bağışınızla varlık bulun. Ulusal Kanal Türksat’ta Kalsın, Umudumuz Aydınlık Kalsın, Yolumuz Kararmasın!