Vatan Savaşı’nın sesi ve besini

2 Ekim 1998 İzmit SEKA fabrikasındayız.
12 Eylül Amerikancı darbesinden sonra, 1980’li yıllardan başlayarak Türkiye ekonomisi “küreselleşme”, “özelleştirme” girdabının içine sokulmuş. İşte sonunda Cumhuriyet’in gözbebeği SEKA da (Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları A.Ş.) Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun kararı ile özelleştirme kapsamına alınmış.
5 Ekim Pazartesi sabahı fabrikanın kapatılacağı açıklanmış.
İşçiler bu haberi alınca 2 Ekim akşamı, mesai bitimininde işyerlerini terketmediler. 700’e yakın işçi kendilerini yemekhaneye ve kapalı bölümlere kilitlediler.
Bütün Kocaeli ayaklandı.
Evlerindeki bütün diğer işçiler, sendikacılar gece fabrikanın önüne geldi.
Eşler, çocuklar herkes toplandı. Protesto sesleri yükseldi.
‘Kara basma kayarsın, seçim geldiği zaman oyları (nah) alırsın!’’, ‘’Hükümet istifa!’’
‘’İşçilere değil, çetelere dokunun!’’
‘’Ölmek var, dönmek yok!’’
Özelleştirme işlemi bir ay sonra iptal edildi.
ÖZELLEŞTİR KAPAT
Bu kez klasik “özelleştirme yöntemleri” devreye sokuldu. SEKA İzmit İşletmesi’nin işletme zararı büyük oranda arttı. Zaten Gümrük Birliği Antlaşması’nın etkisiyle dış piyasalarda rekabet açısından zorlanmaya başlamıştı. Ana Sözleşme’de değişiklikler yapıldı, kamu hukuku alanından özel hukuk alanına geçildi vb derken... 2005’te kesin darbeler inmeye başladı.
AKP Hükümetinin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan konuşuyor:
Ona göre İzmit-SEKA fabrikası ekonomik ömrünü tamamlamış, makineleri iş görmez hale gelmiş! Fabrika kapatılacak!
Arazisi İzmit Belediyesi’ne devredilecek!
O sırada Orman ve Çevre Bakanı Osman Pepe istediği kadar “SEKA bizim namusumuz, kapatılamaz” desin; ezildi, geçildi.
1934 yılında temeli atılan ve 1936 yılında üretime geçen Türkiye’nin ilk kağıt fabrikası SEKA İzmit İşletmesi’nin, 27 Ocak 2005 tarihinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle “Hyde Park” yapmak üzere kapatılması kararı alındı.
O süreçte SEKA’ya bağlı Dalaman İşletmesi 2002 yılında 40 milyon dolara özelleştirildi. 2003 yılında, Balıkesir İşletmesi 1.1, Afyon İşletmesi 3.1, Çaycuma İşletmesi 15.1, Akdeniz İşletmesi 109.9 milyon dolara özelleştirilmiştir. 2004 yılında da Kastamonu İşletmesi 9, Giresun İşletmesi 3,4 milyon dolara yok pahasına elden çıktı.
OSMANLI ZAMANINDA GÜMRÜK BİRLİĞİ
İzmit SEKA Cumhuriyet’in ilk sanayi kuruluşlarından. Osmanlı döneminde XVIII yüzyıldan başlayarak önemli kağıt üretimi girişimleri olmuş. Ancak ayrıcalıklarla donanmış Batı kağıt üreticileri karşısında doğal olarak uzun süre rekabet edememiş ve bir bir kapanmış. Her ne kadar şeker ve kahve kadar çok miktarda değilse de, esas olarak olarak ithalata dayanıyor.
MİLLİ MÜCADELE BASINI VE BUGÜN
Milli Mücadele döneminde basına ne kadar önem verildiği bilinir. Basın demek kağıt demek. Hatta Mustafa Kemal’e Sovyet temsilcisinin “size ne gibi yardımda bulunabiliriz” diye sorduğu, onun da silah ve cephaneden önce kağıt istediği söylenir.
Ama şu bir gerçek. O yıllarda Anadolu basınıyla İstanbul basını kıyasıya bir mücadele içinde. Yalan haberler, kışkırtmalar... Elbette Anadolu’da en çok sıkıntısı çekilen gazete kağıdı.
Mutlaka çıkmaları gerekir.
Vatan savaşı veriyorlar. Onlar da bir cephe.
Ne yapıyorlar? Aklın yolu bir. Sayfa sayısını azaltıyorlar, boyutlarını küçültüyorlar, ellerine nasıl kağıt geçerse basıyorlar, Mustafa Kemal işin başına geçiyor abone yapıyor, para topluyor...
1921-22 yıllarında hükümet gazeteler için ithal edilen gazete kağıtlarını gümrük vergisinden muaf tutuyor, yanlışlıkla alındıysa geri veriyor... Cumhuriyet kurulduktan sonra kağıt ithalatı artıyor, elbette kahve ve şekeri katlayarak geçiyor.
EN ZORUNLU İHTİYAÇ
Türk kağıt sanayii Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun gücünün ötesinde destekleniyor. Çünkü kağıt “... en zorunlu ihtiyaçlardandır. Tüketim oranının artması medeni gelişmeye işaret eder...”
10 Temmuz 1934’te karar alınıyor, 14 Ağustos’ta İzmit’te büyük coşkuyla, Başvekil İnönü’nün nutkunda söylediği gibi “iktisadi hayatımızın mühim bir müessesesi, BMM sanayi programının bir uzvu” olan bu ilk fabrikanın temeli atılıyor. Bütün gazeteler bu “muştulu” haberi veriyor. 6 Kasım 1936’da üretime geçtikten sonra elbette kağıt ithalatının gümrük vergileri artırılıyor.
Türkiye üretimden 12 Eylül sonrası hükümetleri tarafından vazgeçirildi.
Şimdi zorunlu geri dönüş zamanı.
Basın önemli bir mücadele aracı.
Milli Mücadele döneminin liderleri bunun bilincinde.
“Tarihini kendi kağıdına yazmak isteyen inkilabın kağıthanesi”nin makinelerinin basın için dönmesi önemlidir.
İşte şimdi elinizde tuttuğunuz gazete özelleştirmeye, Gümrük Birliği’ne karşı kahramanca mücadele verdi. O 80’lerin, 90’ların, 2000’lerin dar boğazlarını atlattı. SEKA grevi sırasında kağıtsız kaldık. Ama mutlaka çıkmamız gerek. Banka şubemize gittik teminat mektubu, kredi, kağıt alacağız, karşılık istiyorlar, uzun işlemler... Genel müdür evet derse veriririm. Atladım Cağaloğlu’ndan, gittim Taksim’de genel müdürlüğe. Aslında eski bir arkadaşım. Toplantıdaymış. Not bıraktım. “Ben söz veriyorum. Bu benim siyasi ve mesleki itibarım demek. Benim siyasi ve mesleki itibarım zedelenirse bir daha tamir edemem. Her şeyden değerli.”
Daha ben Cağaloğlu’na dönmeden kredi çıktı.
Genel müdür sonradan dedi ki “Hayatımda aldığım en ilginç teminat mektubuydu. Kasama kaldırdım.”
Biz de sözümüzü tuttuk.
Daha daha iyi bir gazete çıkarmak için çalışıyoruz.
İnkilabın, vatan savaşının sesini daha daha yükseltmeye çalışıyoruz.