26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bizim şarlatanlar

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Lillian Hellman’ı tanırsınız... Hani şu, Bilgesu Erenus’un “Güneyli Bayan” oyunuyla da sevip saydığımız, Amerikalı oyun yazarı ve senarist, onurlu aydın.

1984’te 79 yaşındayken hayata veda eden Hellman, 1950’lerin ABD’sinde paranoyaya dönüşen komünizm korkusuyla başlatılan “Cadı Avı”na boyun eğmemiş bir sanatçıydı. Gözünü özellikle sanat çevrelerine ve Hollywood’a diken sağcı senatör McCarthy’nin kurduğu komisyonlarda bülbül gibi ötenlerin, örneğin meşhur Elia Kazan’ın tersine, dostlarını satmadı. “Benim incecik ahlak defterimde, başı dertte insanlara saldırıp kendini temize çıkartmak diye bir şey yazmaz” diyordu.

Aynı günlerde, Ayn Rand adlı bir başka kadın ise önüne geleni ihbar etti. Mesela, “Rusya Şarkısı” (Song of Russia) filminde Ruslar gülerken gösteriliyor, karakterlerden biri Rus çiftçiyle konuşurken “Nefis bir buğday!” diyordu... Ayn Rand’a göre cezasız kalmaması gereken türden bir komünizm propagandasıydı bu.

Ayn Rand’ın adı tarihe “McCarthy’nin fahişesi” olarak geçti. Bu nedenle, kitaplarının Türkiye’deki yayıncısının Sinan Çetin olması hiç şaşırtıcı değil.

FARKSIZLAR...

Ergenekon, Balyoz, odaTV, Askeri Casusluk gibi operasyonlar ve düzmece davalar sürecinde Lillian Hellman’ı çok sık andım. Dilimize Tomris Uyar çevirisiyle kazandırılan “Şarlatanlar Dönemi” (Can Yay., 1990) adlı kitabını bir kez daha okudum, masamdan eksik etmedim. 1950’lerin ABD’si ile 2010’ların Türkiyesi arasında pek çok benzerlik olduğu kadar, farklılıklar da vardı elbette... Ama Hellman’ın anıları bir şeyin hiç değişmediğini de kanıtlı-yor du: Şarlatanlar her zaman aynıdır.

Merdan Yanardağ’ın “Liberal İhanet” kitabı (Kırmızı Kedi Yay.), işte bizim şarlatanlara mercek tutan ve onları “sokakta rahat yürüyemez” hale sokan bir çalışma. McCarthy’nin “kızıl tehdit” algısıyla diyelim ki, Zekeriya Öz’ün ve aslında ona emredenlerin “darbe” kumpası arasında farkın, Ayn Rand ile örneğin Yasemin Çongar arasındaki fark kadar olduğunu anlamamızı sağlıyor Yanardağ... Daha doğrusu hiçbir fark olmadığını gösteriyor. Aynı şekilde, muhbirliğinin utancını tüm yaşamı boyunca taşıyan Elia Kazan ile Murat Belge ya da Ahmet Altan ya da Ufuk Uras arasında bir fark bulunmadığı da ortaya çıkıyor.

Hellman, McCarthy döneminde kamuoyunun nasıl yönlendirildiğini, “Cahillerin kafasını karıştırmak için her zaman bir anatema gereklidir; düz, yalın, bezeksiz bir tema” diyerek anlatmıştı. Yanardağ da ülkemizdeki neo-liberallerin “askeri vesayet” söyleminin arkasına bu amaçla nasıl sığındıklarını teşhir ediyor ayrıntılı biçimde...

SÖZLÜK VE ANSİKLOPEDİ

“Bu kirli operasyona (psikolojik harp) şu ya da bu düzeyde katkıda bulunan sol liberaller ne der bilinmez ama izledikleri çizgi, aldıkları siyasal ve entelektüel tutum, ABD, NATO, AKP hükümeti ve ‘yeni kontrgerilla’yla büyük bir paralellik içindeydi” diyor Yanardağ. Örneğin, AKP’ye muhalefet etmenin “demokrasi mücadelesine karşı çıkmak”la aynı anlama geldiğini savunan Ümit Kıvanç’ın “Hani neredeyse ‘ulan devrim gibi bir şey’ dedirtecek olaylar oldu” demesinin saflık mı kötü niyet mi ihanet mi olduğunu sorguluyor...

Merdan Yanardağ, öncelikle yaşadığımız liberal ihanetin “baş” ve “başaltı” aktörlerine yer vermiş kitabında. Çerçöp takımını, örneğin Roni Margulies gibilerini, haklı olarak adamdan bile saymamış. Kendisine önerim “Liberal İhanet” çalış- masını, “Şarlatanlar Sözlüğü” ve hatta “Şarlatanlar Ansiklopedisi”yle hacmi genişleterek sürdürmesi. Eksiksiz biçimde topunu birden madde madde o zaman okuruz nasılsa!