27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bugünkü Türkiye’yi devrimciler yarattı

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Cumhuriyet kolay kurulmadı. Öyle ki Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’ün yanında olanlar, iş padişahçı rejimi değiştirmeye gelince, karşı safa geçtiler. Başını Rauf Orbay’ın çektiği bu ekibe, İstanbul’daki işgal medyası da destek verdi. Orduyu kışkırtmaya kalkıştılar; “Padişah ve halife olmadan yaşayamayız!” anlamına gelen yayınlar yaptılar.Cumhuriyet, gerici kadrolara, gerektiğinde kellelerinin kesileceği hatırlatılarak kabul ettirildi. Ama rejimin ayakta durması ve oturtulması için yeni ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç vardı. Bu anayasa 1924’te yapıldı ve ertesindeki devrimler de bu anayasaya dayandırıldı.Türk tarihinde dinine ve ırkına bakılmaksızın herkesin eşit yurttaş kabul edilmesi de 1924 Anayasası ile kesinleştirilmiştir. 69. madde diyor ki: “Türkler kanun karşısında eşittirler.”68. madde, “Her Türk hür doğar, hür yaşar!” hükmünü getiriyor.70. madde kişisel dokunulmazlığı güvence altına alıyor.
TÜRK KİMDİR1924 Anayasası’nda geçen “Türk” terimi, sonraki dönemlerde; özellikle de bölücüler, işbirlikçi liberaller ve siyasal dinciler tarafından ırkçılık olarak kötülendi.Bu aldatma ve çarpıtma aynı zamanda derin bir cehaleti de ortaya koymaktadır.1924 Anayasası’nın 88. maddesi Türk sözünden neyin kastedildiğini pek açık biçimde ortaya koymaktadır: “Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk denilir.”Görüldüğü üzere bu maddede, din ve ırk farkı ortadan kaldırılıyor; vatandaşlık bağı temel alınıyor. Böylece ortaçağlara özgü yıkıcı dincilik ile o sıralarda Avrupa’yı kasıp kavuran ırkçılık, Türkiye’de anayasal suç haline getiriliyor.Bu yolla tarihimizde ilk kez farklı dinlerden ve farklı ırklardan olanların arasındaki ayrım yok edilerek milli bir toplum yaratılıyor.Yani Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman eşitleniyor.
ALEVİLER EŞİT YURTTAŞSadece bu kadar mı?Aynı anayasanın 75. maddesinde deniliyor ki: “Hiç kimse mensup olduğu felsefi içtihat, din ve mezhepten dolayı kınanamaz.”Ne demektir bu?Bir Müslüman bir Yahudi’yi inancından dolayı kınayamaz. Yine bir Sünni Müslüman da bir Alevi Müslüman’ı mezhebine bakarak kınama hakkına sahip değildir.İşte tarihte ilk defa Aleviler bu anayasa ile Sünnilerle eşit hale getirilmişlerdir. Peki Osmanlı Devleti Alevilere nasıl bakıyordu?Bunun ayrıntılarını, arşivden bulduğum fermanlarla ve şeyhülislam fetvaları ile ortaya koydum. ‘Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler’, ‘Türk Aleviliği’ gibi kitaplarımda bol bol belge var.Osmanlı sistemi, Alevileri “Kanları ve malları helal dinsizler!” olarak görüyor ve bulduğu her fırsatta kılıçtan geçiriyordu. Bu katliamlarda mutlaka Kürtleri de paralı asker olarak kullanıyordu.Atatürk, 1924 tarihli cumhuriyet anayasası ile düne kadar horlanan-ezilen Alevileri Sünnilerle eşitliyor, her türlü haktan yararlanmalarının önünü açıyordu. Bu yüzden Aleviler onu çok sevdiler...
36 ETNİK YAPI BİRLEŞTİRİLİYOR1924 Anayasası’nda yer alan Türk kavramı; devrimci bir maddedir. Çünkü 88. madde, Türkiye’de yaşayan bir yabancının çocuğunun da Türk kabul edileceğini yasallaştırmıştır. İnsanların dinine, ırkına, mezhebine bakmadan onları vatandaşlık açısından Türk kabul etmiştir. Bir zamanlar Tayyip Erdoğan’ın sözünü ettiği, 36 etnik yapı (ırklar) vatandaşlık açısından Türklük şemsiyesi altına alınarak Türk milletinin birer parçası yapılmışlardır. O sıralarda Avrupalı emperyalistler kendilerini Ari ırktan (Aryen/Avrupalı) sayıyorlar ve diğer ırklardan üstün görüyorlardı. Hedeflerinde Turani ırk diye kötüledikleri Türkler vardı. Ermeniler ve Kürtler de kendilerini Ari ırktan göstererek Türklere karşı Avrupa’dan destek alıyorlardı. Bu Ari ırkçılığın bir belgesini Sevr teslim anlaşması öncesinde Ermeni Bogos Nubar ile Kürt Şerif Paşa’nın Paris’teki temsilcilere yazdığı o ünlü mektupta görmüştük.Kemal Atatürk; bu faşizan saldırılarla küçük düşürülen Türkiye Cumhuriyeti ahalisine güven aşılamak için “Ne mutlu Türküm diyene!” diyerek Avrupa kaynaklı ırkçılığa meydan okumuştur. Bu kan veya kafatası biçimine bağlı olan Avrupa tarzı Türkçülük değildir; sömürülen Doğu’nun tepkisini yansıtan devrimci bir Türkçülüktür. Ne mutlu Türküm diyene!