Durmak yok! Mücadeleye devam!

Seçim bitti. Resmi olmayan sonuçlar açıklandı. Erdoğan kendini ortaya koydu. Ama AKP tek başına iktidar olamadı. CHP “Oyları bölmeyelim” propagandasına rağmen oylarını düşürdü.  

ABD-İsrail-AB operasyonu başarılı oldu. CHP içine yerleştirilen “hücrelerin” de desteğiyle HDP’ye baraj aşırıldı.Türkiye’nin Irak ve Suriye haline getirilmesi için kritik bir adım daha atıldı. 

BU SEÇİMLER ADİL Mİ? 

Peki bu seçim nasıl bir seçim oldu? 

Demokrasi açısından yasa dışı bir seçim. Eşit koşullarda yapılmadı. AKP, CHP, MHP hazinenin parasıyla propaganda yaptı. HDP de terör örgütü PKK’nın parasıyla. Devletin olanakları, belediyelerin bütçeleri bu partilerin önüne serildi.  

Uluslararası güçler doğrudan seçimlerin içine girdi. 7 Haziran sonrası Türkiye için “örtülü operasyonlar”gerçekleştirdi. Medyaya yön verdi. HDP el birliğiyle ittirildi. 

ANAYASA, YASALAR ÇİĞNENDİ 

Anayasa, yasalar, seçim kuralları devletin en tepesindekiler tarafından çiğnendi. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat paçasını kurtarmak için anayasayı bir tarafa atarak seçime müdahale etti. Her türlü riski aldı. Yüce Divan’a gitmemek için çırpındı durdu. 

Her şey ortadaydı. Ama YSK sadece seyretti. 

MASKELİ BALO 

AKP, PKK ile masaya oturmuş ve Türkiye’yi hızla bölünmeye götüren “açılım”ın altına imza atmıştı. Ama seçmeni kandırmak için PKK karşıtıymış gibi bir maske ile halkın karşısına çıktı. 

“Ben 1930’ların CHP’si değilim” diyen, “Dersim” üzerinden Atatürk ve Cumhuriyet’e saldıran CHP yönetimi zaman zaman Mustafa Kemal’i hatırladı.  

Her sıkıştığında AKP’ye “can simidi” olan MHP, “AKP karşıtı” maskeyle dolaştı. 

“AKP’yi iktidarda tutmakla” övünen, bölgede, hatta kendi içinde terör estiren, silahla devreye giren PKK/HDP “barış güvercini” pozuyla boy gösterdi. 

7 Haziran seçimleri “maskeli balo” gibiydi. Halkı kandırmak için her yol denendi. 

SEÇMENE KUMPAS KURULDU 

Uluslararası güçlerle birlikte yürütülen bir operasyonla seçmen 4 partiye yönlendirildi. “Oyları bölmeyelim”propagandası öne çıkarıldı. Erdoğan ve Davutoğlu’nun nefret söylemi gündeme getirilerek, AKP’den kurtulmak için PKK/HDP piyasaya sürüldü. 

Seçmene kumpas kuruldu. Seçmen de ne yazık ki bu tuzağa düştü. “CHP, MHP, HDP Meclis’teydi de ne oldu? AKP’nin hangi planını bozdular? AKP onlar sayesinde 13 yıldır iktidarda değil miydi? PKK’nın arkasında ABD-AB-İsrail yok muydu?” diye sormadı.  

Sonuç böyle oldu! 

SEÇİM HER ŞEY DEĞİL 

İşte Türkiye’de bu koşullarda seçim yapıldı. Ama seçim her şey değil. Türkiye daha büyük bir tuzakla karşı karşıya. Irak ve Suriye’ye yapılanlar Türkiye’ye de yapılmak isteniyor. PKK/HDP Amerika’dan talep ettiği rolü aldı. AKP iktidara tutunmak için her şeye “evet” diyor. 

Türkiye’yi bölünmeye sürükleyecek, bölünmenin anayasasını yaptıracak bir koalisyon planları yapılıyor. Türkiye zor günlerin içine girdi. Elbette buna göre davranacağız. Dün Vatan Partili, TGB’li gençlerle sohbet ettim. Yarını planlamakla meşgullerdi.  

Hepsi kararlı. “Barikatları yıktık, yeni barikatlar inşa etmeye çalışıyorlar. Onları da yıkacağız” diyorlardı. Dillerinden düşürmedikleri cümle şu:  

“Durmak yok, mücadeleye devam!”