27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonomide ‘ani duruş’ riski!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,4 büyüdüğü açıklandı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan büyüme rakamlarını övdü ve "OECD’de birinci, G20’de ikinci sıradayız" dedi.

Peki işler tıkırında mı? Büyüme rakamları ekonominin iyi gittiğinin işareti mi?

TABANSIZ BÜYÜME

Yüzde 7,4’lük büyümenin ayrıntılarına bakalım;

Öne çıkanlar yine iç tüketim ve inşaat!

İhracatın büyümeye katkısı düşük.

Mal ve hizmet ihracatı yüzde 0,5, ithalat yüzde 15,6 artmış.

İthalata dayalı bir büyüme.

Tarımın katkısı çok az.

Makine ve teçhizat yatırımları geriliyor.

Geçici, sürdürülebilir değil.

Özetlersek, büyüme "tabansız ve kalitesiz."

TEHLİKE İŞARETİ

Büyüme yüksek. Ama cari açık da zirvede. Verilerin gösterdiği şu:

Cari açıktaki artış sürecek.

Enflasyon yükselecek.

Dış finansman ihtiyacı daha da büyüyecek.

Nitekim yüksek büyüme(!) piyasaları rahatlatmadı. İlk başta olumlu algı yaratsa da ayrıntılar ortaya çıkınca tersine döndü. Döviz yükseldi.

ANİ DURUŞ

Ekonomistler, açıklanan büyüme rakamından çok, ayrıntılara dikkat çekiyor. Batılıların "Sudden Stop" dediği "ani duruş" riskine vurgu yapıyorlar. Büyümenin ani bir şekilde durmasından endişeliler.

Yüksek hızla giden bir aracın aniden sert bir şekilde durmasına atıf yapılıyor. "Ekonomide en korkulan şey. Bomba etkisi yapar" deniliyor.

SONUÇLARI

Sonuçları da şöyle sıralanıyor:

Firma batışları.

İşsizlik.

Korku.

Ödemelerin durması.

Ekonominin kilitlenmesi...

ŞİMŞEK FARKINDA MI?

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in büyüme rakamları açıklanmadan bir gün önce İngilizce Twitter mesajları attı. "Yumuşak inişi başarmaktan" söz etti.

Nedenlerini de özetle şöyle sıraladı:

"Politika setini güçlendiriyoruz."

"Seçimler politik belirsizliği azaltacak."

"Dış talep destekleyici"

"Bütçe dengesi, FX (yabancı döviz) zayıflığına ve faiz artışına (değişken faizli borç yok) karşı korunaklı"

Bunla da yetinmedi. Twittlerine devam etti:

"Firma FX borçların azaltılmasına ilişkin akıllı tedbirler büyük ölçüde alındı"

"CB Erdoğan OHAL’in kaldırılabileceğine işaret etti."

Uzmanlar, "Şimşek olacakların farkında. ‘Ani duruş’a alternatif olarak ‘yumuşak iniş’i sunuyor" değerlendirmesi yapıyor

ÖNERİLEN FORMÜL

"Sudden Stop" (ani duruş), dış kaynak ihtiyacı yüksek ülkelerde makro ekonomik sorunlar nedeniyle yabancı sermaye girişlerinin aniden durması, büyümede sert fren olarak tanımlanıyor. Cari açıkları sürdürülemez şekilde artan ülkelere önerilen formül de "yumuşak iniş (soft landing)."

ÇÖZÜM

Manzara bu. İş ciddi. Partilerin bencil ve günü kurtarma politikaları ile sonuç alınması mümkün değil.

Peki çıkış yok mu? Var!

Gelir dağılımındaki adaletsizlik azaltılmalı.

Yoksulların yaşam standardı yükseltilmeli.

En alttakiler yukarı çıkarılmalı.

Üretime dayalı büyümeye geçilmeli.

Eğitim milli ve laik hale getirilmeli.

Hukuka güven sağlanmalı.

***

Toplumun bütün kesimleri, tüm siyasi partiler el ele verirse bu sorun aşılır. Bunun için de "milli bir hükümet" şart. Bunun dışında başka bir seçenek de bulunmuyor.

Elbette sorun bugüne kadar izlenen yanlış politikalardan kaynaklandı. AKP’nin de suçu büyük. Ama Türkiye hepimizin.

Herkes elini taşın altına koymalı.

Sadece kendimiz için değil, ülkemiz için!

Çocuklarımız ve torunlarımız için..!