08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emek için yeniden...

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Elhamra’dan Lüks’e, Majik’ten Saray’a, Lale’den Alkazar’a uzanan yıkım ve yok oluşu düşündüğünüzde, Beyoğlu-İstiklal Caddesi’nin ne büyük bir sinema mezarlığı olduğunu çok iyi anlarsınız. Bu mezarlıkta yatanların çoğunun bir mezar taşı bile yoktur üstelik. Tarihi salonlar zaman içinde birer birer kapanıp gitmiş, yerlerini tıkış tıkış alışveriş merkezleri almış, zevksizlik, görgüsüzlük her geçen yıl biraz daha yayılmış durumda.

Hiçbir dönemde “Pera nostaljisi” denen şeye kapılmadım... Beyoğlu’nda lahmacun kokusu duymaktan, “dış” mahallelerden gelip haftalıklarını harcamaya hazırlanan çıraklarla ya da Arap turistlerle burun buruna kalmaktan hiçbir zaman rahatsız olmadım... Ama bu cadde ve çevresinin bilinçli biçimde kültürsüzleştirildiğine çok yakından tanık oluyorum ve ister istemez 20-25 yıl öncesini özlüyorum. Devlet, hükümet, belediye ve sermaye tarafından öyle bir rant çarkı kurulmuş durumda ki ne kültür tanınıyor, ne hukuk. 2009’dan bu yana süren Emek Sineması mücadelesi, bunun en iyi kanıtı. Beyoğlu civarındaki en görmüş geçirmiş, en güzel sinema salonuydu Emek. İstanbul Film Festivali’ne 30 yıl boyunca amiral gemiliği yaptı, her sinemasever için müthiş bir anı birikimi oluşturdu, dünyaca ünlü sinema insanlarını ağırladı. Sonra kapısına kilit vuruldu, AKP’ye yakın Kamer İnşaat tarafından, Emek sinemasını da kapsayan tüm blokta yeni bir projelendirmeye gidildiği, Emek’in yerine “Grand Pera” adında dev bir alışveriş merkezinin dikileceği açıklandı. Kamuoyunun büyük tepkisi üzerine, Emek’in yıkılmayacağı, “aynen korunarak” üst katlardan birine taşınacağı vb. iddia edildi. Davalar, itirazlar, bilirkişi raporları, yürütmeyi durdurmalar, yürütmeyi durdurmayı kaldırmalar derken, tüm protestolara rağmen 2013’te Emek’in yıkımına başlandı. Şu anda yerinde yeller esiyor.

Bu noktada, sinemaseverlerin, sinema sanatçılarının, Emek Bizim Platformu’nun, Mimarlar Odası gibi sivil toplum kuruluşlarının, Sinema Yazarları Derneği-SİYAD gibi kurumların ve basının büyük bölümünün çok kararlı bir direniş gösterdiklerini bir kez daha önemle vurgulamak istiyorum. Binlerce insan, dünyada benzeri olmayan biçimde, “kendileri için” hiçbir şey istemeden günlerce eylem yaptı, yürüdü, karda kışta nöbet tuttu. 1 Mayıs’larda yaşananlar haricinde, Gezi Direnişi öncesinde polisin biber gazlı ilk saldırısı ve ilk gözaltılar, 7 Nisan 2013’teki Emek eyleminde gerçekleşti.

Fazla değil, yaklaşık bir buçuk ay sonra, hızla bir halk hareketine dönüşen büyük Haziran direnişi sonucunda Gezi Parkı kurtarıldı. Emek Sineması ise “yıkmıyoruz, taşıyoruz” gibisinden bin bir yalan dolan ve hukuksuzluk sonucunda tamamen yıkıldı.

YARIN AYNI YERDE...

Fakat şimdi İstanbul 9. Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği son yürütmeyi durdurma kararıyla birlikte, süreçte sevindirici ve geri dönüşsüz bir aşamaya girildiği anlaşılıyor. Emek yerinde yok ama Kamer İnşaat’ın bundan sonra çakacağı her çivi, kesin suç işleme anlamına gelecek. Ayrıca Mimarlar Odası’nın suç duyurusu sonucunda da başta Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan olmak üzere dört yetkili hakkında soruşturma yapılmasının yolu da Danıştay tarafından açıldı.

Tüm bu süreçte Kamer İnşaat’ın “halkla ve medyayla ilişkilerini” yürütüp borazanlığını yapan, Celal Başlangıç-Yurdagül Erkoca-Yurdaer Erkoca ortaklığındaki Perajans şimdi ne düşünüyordur, nasıl bir açıklama yapacaktır bilemem ama işler onlar açısından da tersine dönmüş gibi görünüyor.

Yarın (17 Ocak) saat 17’de Emek’in sokağında bir kez daha toplanıyoruz. Tüm Aydınlık okurlarını bekleriz.