06 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan Lozan’ın dokunulmazlığını kaldırdı

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

İktidar: Güç...
Muktedir: Güçlü olmak...
Muktedirlerin görevi: Sorun çözmektir.
Çözemeyip üretiyorlarsa...
Orada “iktidar sorunu” var demektir.
***
Sadece 2017’den iki örnek.
Birbirine bağlı.
İlki, ciheti askeriyeden.
Tarih: 29 Ocak 2017.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar...
Ve de kuvvet komutanları.
Ege’de, Bodrum açıklarında...
Kardak adacığı önünde bayrak gösterdiler.
***
Biliyoruz: Kardak, Ege’deki adacıklar sorununda sembol.
Türkiye de... Yunanistan da hak iddia eder.
Kayalıklara inilir, çıkılır.
Egemenlik için gösteridir... Gösteriştir bunlar.
***
Komutanlar gösterisinin anlamı neydi?
Bir: Komuta kademesinin tamamı oradaydı.
İki: Genelkurmay Başkanı düzeyinde tepki bir ilkti.
***
Türkiye’nin hakları elbette savunulmalı.
Fakat: Zamanı ve zemini hesap ederek.
***
Bir de tuhaflık vardı: Komutanların Kardak hamlesinden hükümet habersizdi.
Nereden biliyoruz?
Savunma Bakanı Fikri Işık açıklamıştı: “Detaylı bilgiye sahip değilim doğrusu” (29.1.2017).
Hatırlatalım: Kuvvet komutanları doğrudan Işık’a bağlı.
Niçin “bilgi sahibi değildi?”
Cevabını hala bilmiyoruz.
***
Devam edelim.
Bir çıkış da Tayyip Erdoğan’dan gelmişti.
Yakın zamanda: 10 Kasım 2017.
Tahmin edeceğiniz gibi Atatürk’ü anma konuşmasında.
***
Söyledikleri:
“Kurtuluş Savaşımıza başlarken ilan ettiğimiz Misak-ı Millimize de sahip çıkamadık...”
Sonuçta ne oldu?
“Razı olabileceğimizin en asgarisi olarak ilan ettiğimiz bu sınırların dahi gerisinde bir anlaşmayı Lozan’da şartlar gereğinde kabul etmek zorunda kaldık.”
Sorunların kaynağını gösterdi.
“Ülkemizin Güneydoğu sınırlarında yaşadığı en önemli sorunlar Misak-ı Milli’den verilen tavizlerden...”
Ne yapmalıyız öyleyse?
“Suriye ve Irak’taki gelişmelerde zaman zaman dillendiriyorum. Biz Misak-ı Millimize yeniden sahip çıkmak zorundayız...”
***
Atatürk’e “sahip çıkan” sözleri öne çıktı.
Erdoğan’ın Misak-ı Milli çıkışını tartışamadık.
***
Sözlerin tarihselliği yine tartışma dışı.
Sadece sormak gerekiyor.
Bundan sonra Irak’la...
Suriye’yle masaya toprak talebiyle mi oturacağız?
Misak-ı milli bize bu “hakkı” veriyor diye.
***
Böylesi bir durumda... Neler olur biliyor musunuz?
Önce: ABD, İsrail ve ayrılıkçı partiler bize teşekkür eder.
Sonra: Bölge ülkeleri rota değiştirir.
Barzanilere.... PKK’ya gönüllü kucak açarlar.
“Türkiye tehdidi”ne karşı arada tampon olsunlar diye.
***
Gelelim Erdoğan’ın son Yunanistan ziyaretine.
65 yıl sonra... Cumhurbaşkanı düzeyinde bir ilkti.
Sebebi ziyaret?
Rasyonalite solun geleneği ya... Hep akli nedenler aradım.
Güneyimizde büyük sorunlarla uğraşıyoruz...
Hükümet komşularla sorunları azaltmak...
Avrupa’yla gerilimi düşürmek istiyordu galiba.
***
Erdoğan Atina’ya gitti.
Ayağının tozuyla herkesi şaşırttı yine.
Ayaküstü, gündeme fırlattı: “Lozan’ı güncelleyelim...” (7.12.2017).
***
Anlamı: Türkiye Cumhuriyeti...
Devletin kuruluş senedini...
Cumhurbaşkanı düzeyinde...
Güncellemeye açık ilan etti.
Kendi elimizle...
Lozan’ın dokunulmazlığını kaldırmak demekti bu.
Sorun ciddidir.
***
Yunanistan’ın cevabı ne oldu?
Başbakan Aleksis Çipras... Kapıyı kapattı Allah’tan.
“Lozan Anlaşması’nın yeniden yapılandırılması söz konusu olamaz.”
Bu durumda sormak gerekir.
Atina ziyareti niçin yapıldı?
Yeni sorunlar, güvensizlikler yaratmak için mi?
***
Özetleyelim.
Bir: Başta da belirttim.
İktidar cenahının tespitlerini hiç tartışmıyorum.
Özellikle Ege’deki adacıklar meselesi...
Lozan’ın uygulanmayan maddeleri...
Çeşitli zeminlerde müzakere edilir... Kayda geçirilir.
***
İki: Fakat bölgede yürütülen operasyon büyük.
Cumhurbaşkanı da sık sık vurguluyor.
ABD Türkiye’yi kuşatmak...
Güneyimizde bir “terör devleti” kurmak...
Ülkemizi parçalamak istiyor...
***
Üç: Yani...
Asıl: Amerika Lozan’ı “güncellemek” niyetinde.
Zaten: Ayrılıkçı örgütlerin talepleri de böyle.
Washington sadece “niyet” etmedi.
Kuvvet de koydu “niyet”inin arkasına.
***
Dört: Irak’ın işgali...
Suriye’nin kaosa sürüklenmesi... Barzani’nin bağımsızlık referandumu...
Körfez’deki gerilimler...
Hepsi Amerika’nın “niyeti”yle ilgilidir.
***
Beş: Sonuç olarak...
Lozan’ı güncellemek...
ABD projelerine kapı açmaktır bugün.
***
Altı: Güneyde ABD ile...
ABD’nin aletleriyle karşı mevzilere girmişken...
Batıda ikinci bir cephe açmak...
Türkiye’nin sadece elini zayıflatır.
***
Son söz: Kış günü dam aktarılmaz.
Hele temele hiç dokunulmaz.
Aksi takdirde: Ev başımıza çöker.