08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

F-35 vermezlerse çok daha iyi olur

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Bugün Türkiye’nin gündem maddelerinden birisi de ABD Kongresi’nde temaslarda bulunan Türk parlamenterler heyetine başkanlık eden emekli Büyükelçi Volkan Bozkır’ın beyanatı oldu. Bozkır, Amerika’da görüştüğü yetkililerin Rus S-400 sistemlerinin Türkiye’ye kurulmasından rahatsız olduğunu, bu konuda Türkiye’nin kararlı olması halinde Amerikan üretimi F-35 savaş jetlerinin Türkiye’ye verilmeyeceğine dair izlenimleri olduğunu söyledi.

BİR AMERİKAN KLASİĞİ AMBARGO

Amerikalılar ne zaman Türkiye ile çıkar çatışmasına girse hemen askeri ambargo kartını devreye sokarlar. Kıbrıs çıkarmasında söz dinlemeyen Türk devleti yine ambargo ile cezalandırılmış, lakin şer gözüken bu olay sonunda dönüp hayra bağlanmış, Türk savunma sanayisinin temelleri atılmıştı. Aselsan gibi bir devin bu ambargolar sonucu doğduğunu söyleyebiliriz.

Yakın tarihimize gelirsek, İsrail ve ABD’den temin edilen insansız hava araçları (İHA) Türk ordusu tarafından etkin bir şekilde kullanılmaya başlanınca önce yedek parçaları, sonra da İHA’lar verilmemeye başlanmıştı. Amaç Türk ordusunun sahadaki başarısının engellenmesiydi. Ancak bu hikayede döndü Türkiye’nin kendi İHA hatta SİHA’sını (Silahlı insansız hava araçları) yapmasıyla sonuçlandı.

Bugün TAI tarafından yapılan ANKA, Baykar Makina tarafından yapılan Bayraktar İHA VE SİHA’lar kalitelerini muharebe sahalarında ispat etmiş ürünler.

F-35 VERİLMEZSE NE OLUR?

Haberi ilk gördüğümde aklıma ilk gelen, Rus savunma şirketi Rostech’in yönetim kurulu başkanı Sergey Chemezov’un “Türkiye’de yeni nesil savaş uçağı üretmek için gerekli bilgi ve altyapı mevcut, Türklerle bu konuda işbirliği yapabiliriz” sözü oldu. Kendi kendime şunu düşündüm: F-35 olmaz, Su-57 olur!

Bu önemli teknik konuyu sormak için , (E) Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş komutanımızı aradım. Kısaca durumu özetledikten görüşünü öğrenmek istedim. Komutanımız çok net konuştu: “Milli jet yapılmasına dair bir çalışmamız var, onu hızlandırabiliriz. Ayrıca elimizdeki filo da yenilenmiş durumda.”

“İngilizlerle ortak proje olan milli savaş jeti projesi TFX’de gerekli bilgi paylaşımını İngilizler yapar mı?” diye sorduğumda ise, şu yanıtı aldım: “Bir uçakta en önemli unsur yazılım kısmı ki biz bunu yapma kabiliyetine sahibiz, F-35’in bile bazı parçalarını biz üretiyoruz.”

Komutanımız ayrıca motor konusunda da yaptığımız çalışmalar olduğunu, elimizdeki uçakların ömrünün, yeni jeti yapmamıza kadar dayanacağını da vurguladı. Ancak altını çizdiği konu, benim örnek olarak verdiğim Su-57 gibi keskin bir makas değiştirmek değildi. Sayın Karataş, Türkiye’nin kendi uçağını yapmaya öncelik vermesini ve bunun için de ülkede her tür imkan ve kabiliyetin mevcut olduğunu vurguladı. Ve, F-35’ler verilmese bile bunun dünyanın sonu olmayacağını, Türkiye’nin gerektiği takdirde dünya üzerinde işbirliği yapacak partnerler bulabileceğini de sözlerine ekledi.

Kendisi zaten bu konuda çok anlamlı bir tweet atmıştı. Yazımızın ana fikri yer alıyordu bu mesajında: “Buradan hemen belirteyim; inanın F35 vermezlerse çok daha iyi olacağını ifade ediyorum. Neden mi? "Kuyruğunuzu" kurtaracaksınız.”