1,5 milyar ton kömür toprağın altında! TTK’ya işçi lazım
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Yeşil, “Zonguldak bölgesinde 1,5 milyar ton tespit edilmiş rezerv var. Bunu çıkarmak bizim görevimiz. Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK)'ndaki işçi açığı bir an önce giderilmeli.” dedi
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, taş kömürünün Türkiye için vazgeçilmez bir stratejik ürün olduğunu belirterek, Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK)’ndaki işçi açığının üretimi ve iş güvenliğini olumsuz etkilediğini, acilen giderilmesi gerektiğini söyledi.
Zonguldak’ta bulunan taş kömürünün ülke açısından vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Yeşil, bölgede 1,5 milyar ton tespit edilmiş rezerv bulunduğunu vurguladı. “Bu milli cevheri yer altından çıkarmak bizim görevimiz.” diyen Yeşil, ancak işçi açığı nedeniyle ekonomiye yeterli katkı sağlayamadıklarını kaydetti.
40 MİLYON TONUN 39 MİLYONU İTHAL
Taş kömürünün stratejik öneminin devam ettiğini belirten Yeşil, doğal gaz keşiflerine rağmen bu durumun değişmediğini dile getirdi. Yeşil, “Dünyada taş kömürünün yerini alabilecek bir ürün yok. Özellikle demir-çelik sektörü için vazgeçilmez. Türkiye’nin yıllık ihtiyacı 40 milyon ton. Ne yazık ki bunun 39 milyon tonunu ithal ediyoruz. Bu bizim için acı bir tablo.” ifadelerini kullandı.
‘İŞÇİ AÇIĞI GİDERİLMELİ’
Yeraltı madenciliğinin dünyanın en zor mesleklerinden biri olduğunu vurgulayan Yeşil, iş sağlığı ve güvenliğinin her zaman öncelikleri arasında olduğunu söyledi. İşçi açığının mevcut riskleri artırdığına işaret eden Yeşil, “Bu zor şartlarda çalışan arkadaşlarımızın yükü daha da ağırlaşıyor. Riskleri azaltmak ve üretimi sağlıklı şekilde sürdürebilmek için işçi açıklarımızın bir an önce giderilmesi gerekiyor. Önceliğimiz bu sorunun çözülmesidir.” diye konuştu.
Zonguldak Çatalağzı beldesinde faaliyet gösteren Akkurt Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Kurnaz da yerli kömür üreticilerinin artan maliyetler karşısında ayakta kalmakta zorlandığını belirterek, sektöre yönelik destek çağrısı yaptı.
Kurnaz, 25 yıldır madencilik yaptığını, bugüne kadar 1 milyon tonun üzerinde üretim gerçekleştirdiklerini, binlerce kişiye istihdam sağladıklarını ifade etti. Kurnaz, bölgede yarı esnek mekanize sistemler ve yerli patentli lavuar tesisi kullanarak üretime devam ettiklerini, ancak sektörün giderek kan kaybettiğini dile getirdi.
İSTİHDAM DÜŞTÜ
Soma faciasından önce bölgede rödovans işletmelerinde yaklaşık 5 bin 500 kişinin çalıştığını hatırlatan Kurnaz, bugün bu sayının 2 bin 500’e kadar gerilediğini söyledi.
İthal kömürün pazar payını artırması, işçilik giderleri ve yüksek rödovans bedellerinin üreticiyi zorladığını belirten Kurnaz, “Sanayiye dolar üzerinden aldığımız girdiler çok pahalı. Bu şartlarda rekabet şansımız yok. Enerji Bakanlığının yerli kömürle ilgili yeni düzenlemesinin uygulamaya geçmesini bekliyoruz.” sözlerini kullandı.
Bölgede Erdemir, Kardemir, Eren Enerji ve Çates gibi büyük sanayi kuruluşlarına kömür verdiklerini söyleyen Kurnaz, “Yerli üreticinin ayakta kalabilmesi için sektöre sahip çıkılması gerekiyor.” açıklamasını yaptı.
‘RÖDÖVANS BEDELİ MAKUL DÜZEYE ÇEKİLMELİ’
Rödovans bedellerinin en büyük sorunlardan biri olduğunu vurgulayan Kurnaz, ürettikleri kömürün satış fiyatı üzerinden 550–600 lira rödovans ödediklerini, bunun makul seviyeye çekilmesi gerektiğini ifade etti.
Kurnaz, “Bu yük azalırsa istihdamı artırabiliriz. Yatırımlarımız hazır, yıllardır geliştirdiğimiz sistemlerimiz var. Ancak yılbaşından sonra gerekli adımlar atılmazsa birçok firma gibi biz de kapanma riskiyle karşı karşıya kalacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Maden işçisi Selim Ustaoğlu, yeraltı üretiminin yüksek dikkat ve sorumluluk gerektirdiğini belirterek, iş güvenliğinin her şeyden önce geldiğini söyledi. Ustaoğlu, alınan ücretlerin geçim için yeterli olmadığını, ancak çalışmaya devam ettiklerini kaydetti.
‘EMNİYET EN KRİTİK NOKTA’
Ocağın daimi nezaretçisi Maden Mühendisi Hüseyin Şahin ise madenciliğin her gün değişken riskler barındırdığını anlatarak, “İşin emniyeti bizim için en kritik nokta. Programlı ve disiplinli çalışmak zorundayız.” dedi.
2021’den bu yana ocakta çalışan Mutlu Bizimyer, bölgede madenciliğin kuşaklardan beri sürdürülen bir meslek olduğunu belirterek, “Kazanç günümüz şartlarında yetersiz kalıyor ama başka bir işe yönelmek de kolay değil” ifadelerini kullandı.
Mustafa Nalbant ise 12 yıllık madenci olduğunu, mesleğin dikkat gerektirdiğine işaret ederek, “Ailelerimizin bir umudu olarak çalışıyoruz. Devletten mevcut koşullar göz önüne alınarak daha fazla destek bekliyoruz.” diye konuştu.