Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

24 Nisan 1915’te yaşanan üç önemli olay nedir?

25 Nisan sabaha karşı Gelibolu’ya çıkarma yapan İngiliz, Fransız, Hint ve ANZAK birliklerinin denizde seyir halinde oldukları gündür. Van Valisi Cevdet Paşa’nın Ermenilerin katliamından kurtarmak üzere Van’daki Türklerin batıya göçlerini başlattığı tarihtir

24 Nisan 1915’te yaşanan üç önemli olay nedir?
Birinci Dünya Harbi sırasında Ermeni isyanları
E. KUR. ALB. DOÇ. DR. ÖMER LÜTFİ TAŞÇIOĞLU/ FEYM GR. BŞK.

Her sene 24 Nisan tarihinde Ermeni soykırım iddiaları ile yaygara koparılmakta ve ABD başta olmak üzere Türk düşmanı ülkelerin liderleri, Ermeni yalanlarına alet olarak soykırım iddialarını tekrarlayan açıklamalar yapmaktadırlar.

Ermeni Komite Merkezlerinin kapatılıp, komite liderlerinin gözaltına alındığı, evrakına ve silahlarına el konulduğu tarih olan 24 Nisan 1915’in yıl dönümlerini Ermeniler ve destekçileri Ermeni soykırımının başlangıç tarihi olarak ilan ederek Türkleri suçlamaktadırlar.

24 Nisan 1915’te yaşanan üç önemli olay nedir? - Resim : 1

ERMENİ KOMİTELERİNİN TALİMATLARI

Ermeni aydınları diye tanıtılmaya çalışılan Ermeni Komitecileri Birinci Dünya Harbi öncesinde aşağıdaki talimatları yayınlamış ve uygulamışlardır:

1. Her Ermeni asli ihtiyaçlarından bazılarını bile satmak suretiyle silahlanmalıdır.

2. Seferberlik ilanıyla silah altına çağırılan Ermeniler bu çağrıya uymayacak, silah altına alınmış olan Ermeni askerleri ordudan firar edip Ermeni çetelerine ve gönüllü birliklere katılacaklardır.

3. Rus orduları sınırı geçer geçmez komiteciler, firariler ve çeteler Rus ordusuna katılarak onlarla birlikte Osmanlı ordusuna saldıracak, ikmal yollarını ve telgraf hatlarını kesmek suretiyle Osmanlı ordusunun iaşe ve istihbaratını sekteye uğratacaklardır.

4. Cephe gerisinde 2 yaşına kadar olan Müslümanları gördükleri yerde ve her fırsatta katledecekler, Müslüman halkın yiyecek, mal ve mülkünü ele geçirecek veya yakıp yıkacaklardır.

5. Terk edecekleri ev, tarım ürünleri, kilise ve hayır kurumlarını yakıp bunları Müslümanlar yapmış gibi propaganda yapacaklardır.

6. Resmi devlet dairelerini kundaklayacak, Osmanlı zaptiye ve jandarmalarını pusuya düşürerek katledecekler, cepheden yaralı dönen Osmanlı askerlerini öldüreceklerdir.

7. Şehirlerde, kasabalarda, köylerde isyanlar, ihtilâller çıkaracaklar, Müslüman askerlerin ve sivil halkın morallerini bozarak göçe mecbur edeceklerdir.

8. Bomba, silah imal, tedarik veya ithal ederek bütün Ermenileri silahlandıracaklardır.

9. Ermenilerin yaptıkları isyan, ihtilal ve katliamın faturasını Müslümanlara çıkararak bunu iç ve özellikle dış kamuoyunda neşredeceklerdir.

10. İtilaf devletleri hesabına casusluk ve rehberlik yapacaklardır.(1)

Osmanlı Devleti’nde silah altındaki Ermeniler yukarıda belirtilen komite talimatlarına uyarak silahlarıyla birlikte ordudan firar edip Doğu Anadolu’yu işgale başlayan Rus ordusuna katılmışlar, düşman orduları lehine casusluk yapmışlar ve Ermeni fırıncılar yaptıkları ekmeklerle Osmanlı askerlerini zehirlemişlerdir.(2) Rus tarafına geçemeyen Ermenilerin büyük bölümü ise silahlı çeteler kurarak isyan etmiş ve erkekleri askerde olduğu için sadece kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan Türk köylerinde katliama başlamıştır.

Birinci Dünya Harbinde Osmanlı Devleti beşi asli, üçü tali cephe olmak üzere bir yandan sekiz ayrı cephede düşmanla savaşırken diğer yandan isyanları bastırmak ve asayişi sağlamak için cephe gerisine de kuvvet ayırmak zorunda kalmış, bu durum Türk ordusunun askerî harekâtını zaafa uğratmıştır.

24 NİSAN 1915 ERMENİ KOMİTE MERKEZLERİNİN KAPATILDIĞI TARİHTİR

Osmanlı Devleti, tüm ikazlara rağmen isyancı Ermenilerin masum sivil halkı katletmeye ve ordunun askerî harekâtını sekteye uğratmaya devam etmesi üzerine 24 Nisan 1915’te Ermeni Komite Merkezlerinin kapatılarak silahlarına ve evrakına el konulması ve komite liderlerinin tutuklanması kararını almış, bu kapsamda İstanbul’da 226 Ermeni komite liderini tutuklamıştır.

Tutuklanan 226 komite liderinin ev ve işyerlerinde yapılan aramada binlerce silah, mühimmat ve bomba ele geçirilmiştir. Tutuklanan Komite liderlerinin 155’i Çankırı’ya, 71’i ise Ayaş’a gönderilmiştir. Ancak bunların hepsi hapishaneye konulmamıştır. Çankırı’ya gönderilenler ikişer-üçer kişilik gruplar halinde yazlık evlere yerleştirilmiş, bunların şehir içinde serbest olarak dolaşmalarına müsaade edilmiş ve sadece günde bir kez polis karakoluna uğrayarak bölgeyi terk etmediklerini göstermeleri mecburiyeti getirilmiştir.

Denetimli gözetim altında tutulanlardan Arşak oğlu Mardiros ile Arşak Diradoryan adlı Ermeniler maddi durumlarının iyi olmadığını belirterek kendilerine maddi yardım yapılması talebinde bulunmuş ve talepleri kabul edilmiştir. Çankırı’ya gönderilen Ermenilerden 35’inin suçsuz olduklarına karar verilerek İstanbul’a dönmelerine izin verilmiştir. Yabancı uyruklu komite lideri 7 Ermeni’den 3’ü sınır dışı edilmiş, 31 Ermeni ise affedilmiştir. Ayaş’ta tutulan komite liderlerinden üçü Mondros Mütarekesinin imzalanmasından sonra, kalanlar ise İngiliz işgal kuvvetlerinin İstanbul’u işgalinden sonra serbest bırakılmıştır.(3) Bunlardan Gomidas Vartabed Çankırı’da sadece 13 gün kalmış ve 7 arkadaşı ile birlikte affedilerek İstanbul’a dönüşüne izin verilmiştir. Vartabed 1917’de hastalanarak tedavi için Viyana’ya gitmiş, 1919’da Fransa’ya geçmiş ve 1935 yılında Paris’te ölmüştür. Gomidas Vartabed adına Paris’te bir heykel dikilerek heykelin üzerine “Türkler 1,5 milyon Ermeni’yi katletti” ifadesinin yazılması Ermeni iddialarının geçersizliğini ve sahtekârlığın ulaştığı boyutu gözler önüne sermektedir. (https://youtu.be/5lRXYGmgU1Q)

DÜŞMANIN GELİBOLU’YA SEYİR HALİNDE OLDUKLARI TARİHTİR

24 Nisan aynı zamanda Gelibolu yarımadasına çıkarma yapacak İngiliz, Fransız, Hint ve ANZAK birliklerinin çıkarma bölgelerine intikal halinde olduğu tarihtir. Nitekim 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal 24 Nisan 1915 gecesi tümenine düşmanın çıkarma yapması muhtemel kıyı bölgelerine intikal emri vermiştir.

24 Nisan’da İstanbul’daki Ermeni komite liderleri tutuklanmamış olsaydı 25 Nisan sabahında düşman birliklerinin çıkarma harekâtı ile eş zamanlı olarak İstanbul başta olmak üzere tüm ülkede iç kalkışma başlatılarak Türk ordusu iki ateş arasında bırakılacak ve Çanakkale savunması zayıflatılacaktı. Savaş sonunda ise İngiltere, Fransa ve Rusya başkent İstanbul’u ele geçirecek ve Anadolu’da Ermenilere söz verilen Ermenistan Devleti kurulacaktı. Fakat 24 Nisan’da isyan elebaşları tutuklanınca Ermenilerin ve onlara devlet kurma sözü veren devletlerin planları boşa çıkmıştır. Dolayısıyla 24 Nisan tarihindeki hayal kırıklıklarını bir türlü atlatamayan Ermeniler her sene göç kararı ile hiçbir ilgisi olmadığı halde bu tarihi anmaktan kendilerini alamamaktadırlar.

Ermenilerin, komite liderlerinin tutuklanması kararından sonra da isyan ve katliamlarını sürdürmeleri üzerine Osmanlı Devleti, Almanya ile istişarede bulunarak 27 Mayıs 1915’te göç kararı almıştır. Bu kapsamda Ermenilerden isyan edenlerin ve çete kurarak sivil halkı katledenlerin bulundukları bölgelerden çıkarılarak yine Osmanlı Devleti toprakları içinde yer alan ancak savaş bölgesinden uzakta olan Şam ve Musul gibi vilayetlere nakledilmeleri kararlaştırılmıştır. Bununla beraber Anadolu’daki Ermenilerin tamamı göçe tabi tutulmamış, tabi tutulanların ise daha sonra yerlerine dönmelerine izin verilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Anadolu’daki Ermenilerinin bir bölümü kendi istekleriyle başka ülkelere göç etmiş, bir bölümü ise göç kararına tabi olmamak için din değiştirerek “Müslüman” olduklarını açıklamıştır.

Göç ettirilen 438 bin 758 Ermeni’nin yüzde 87’si salimen göç yerlerine ulaşmıştır. Ermenilerin göç sırasındaki kaybı 56 bin 610’dur. Bu sayıya göç sırasında konvoydan kaçarak geri dönenler ve hastalıktan ölenler dâhildir. Ermenilerin 30 bin kadarı salgın hastalıktan ölmüştür (aynı dönemde salgın hastalıklardan ölen Osmanlı askeri sayısı 466 bin 759 dur). Ermeniler çoğu hastalıktan ölen kayıplarını 30’la çarparak 1,5 milyon göstermek suretiyle dünya kamuoyunu yanıltırken Ermeniler tarafından katledilen sivil Türklerin görmezden gelinmesi utanç verici bir durumdur. Ermeniler tarafından Anadolu’da 518 bin 105 Türk, Trans Kafkasya’da ise 413 bin Türk bulundukları yerlerde katledilmiştir. Bunlara Rus istilası ve Ermeni katliamından kurtulmak için göç ederken yollarda ölen Türkler de ilave edildiğinde ölen sivil Tük sayısı 2 milyona ulaşmaktadır. Ama Ermeniler ve Türkleri soykırımla suçlayan ülkeler Türk kayıplarını görmezden gelmektedir. Üzücü ve kabul edilemez olan insanımızın da bu konuda bilgi sahibi olmamasıdır.

TÜRKLER İÇİN GÖÇ KARARININ ALINDIĞI TARİHTİR

24 Nisan 1915 tarihinin Türkler açısından bir önemi daha vardır. Osmanlı Ordusundan silahlarıyla firar ederek Rus ordusuna katılan Ermeni öncü birliklerinin kılavuzluk desteğinde Rus ordusu Türk hududunu geçerek Doğu Anadolu’yu işgale başlayınca Van bölgesindeki Ermeni çeteleri Van merkezinde ve çevre ilçe ve köylerde katliama başlamıştır. Van’daki 33. Piyade Tümeni’nin Rus ordusuyla savaşmak üzere Van’ı terk etmesinden sonra geride sadece Jandarma Müfrezesi kalmasından istifade eden Ermeni çeteleri 20 Nisan 1915’te Van’daki Osmanlı Bankasını, Duyun-u Umumiye binasını ve postaneyi yakmışlar ve Müslüman mahallelerini ateşe vermişlerdir.(4) Bu dönemde Ermeniler sadece Van vilayetinde bir ay içinde 22 bin 900 Müslüman’ı katletmiştir. Ermeni çetelerinin sivil halka saldırılarının yoğunlaştığı dönemde Van Valisi Cevdet Bey kale dışındaki halkı Van kalesine alarak güvenliklerini sağlamaya çalışmıştır. Ancak Ermeni çetecilerin Van kalesine de saldırmaları üzerine Vali Cevdet Bey İçişleri Bakanlığı’na 24 Nisan 1915’te bir yazı göndererek Van halkının Ermeni çetelerinin katliamından kurtarılabilmesi için batıya doğru göç ettirilmesine izin verilmesini talep etmiştir ve söz konusu talep kabul edilmiştir.(5)

Yani Ermenilerin soykırım günü diye dünyayı ayağa kaldırdıkları 24 Nisan tarihi aslında silahlı Ermeni çetelerinin katliamından kurtulmak için Van kalesine sığınan kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan sivil Müslüman halkın batıya doğru göç ettirilmeleri kararının alındığı tarihtir. Sivil halkın batıya göç ettirilmesine izin verildikten sonra Müslüman ahaliden sağ kalan 80 bin kişi topraklarını bırakarak göç etmek zorunda kalmış ve bunların büyük bölümü yollarda Ermeni çetelerinin saldırıları, açlık ve hastalıktan hayatını kaybetmiştir.

Van vilayetinde 1914-1921 yılları arasında Ermeniler tarafından katledilen Müslümanların sayısı 217 bin 132 kişidir. Bunlardan her bir olayda katil ve maktullerin kimlikleri, cinayetin hangi gün hangi saatte ve ne şekilde işlendiği Osmanlı Arşiv belgelerinde 1329 sayfalık iki cilt halinde kayıtlıdır .

Ermeni katliamından kaçmak için göç etmek zorunda kalan Türklerin sayısı zamanla artmış ve 1 milyon 604 bin 38’e ulaşmıştır. Bu sayı zorunlu göçe tabi tutulan Ermenilerin (438 bin 758) 3,5 katından fazladır ve bunların üçte ikisi (1 milyon kadarı) yollarda hayatını kaybetmiştir. Bu miktar Ermeniler tarafından bulundukları bölgelerde katledilen 931.105 Türk ve Müslüman’ın sayısına eklendiğinde öldürülen Türk ve Müslümanların sayısı 2 milyona ulaşmaktadır. (https://www.researchgate.net/publication/340162370_TURK-ERMENI_ILISKILERINDEKI_TARIHSEL_GERCEKLER_3_Basim)

-DEVAM EDECEK-

DİPNOTLAR:

(1) Genelkurmay ATASE Arşivi, No:1/2, Klasör 528, Dosya, 2061, Fihrist 21, No: 4/3671, Klasör 2811, Dosya 26, Fihrist 28, No: 1/131, Klasör 2703, Dosya 308, Klasör 2818, Dosya 59, Fihrist 2-25.

(2) Ermeni Komitelerinin Amaçları ve İhtilal Hareketleri, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etütler Başkanlığı Yayınları, Ankara 2003, s. 165.

(3) Yusuf Sarınay, What Happened on April 24, 1915; The Circular of April 24, 1915, and the Arrest of Armenian Committee Members in Istanbul, Int. Turkish Studies Vol 14, Nos.1&2, 2008, s.78.

(4) Şenol Kantarcı, “Tehcire Giden Yolda Önemli Bir Olay: 1915 Van isyan”, Türk Yurdu, Mayıs 2006, Yıl 95, Sayı 225.

(5) Ömer Lütfi Taşcıoğlu, Anatolian Lands On Which Armenians Claim Ownership Have Belonged To Turks For Sixteen Thousand Years, 12 Interviews in 12 Months: Truth About The Armenian Claims, Editors; Ömer Lütfi Taşcıoğlu- Emre Serbest, Serbest Publication, Panama City, Florida, 2023, pp. 89-118.

Ermeni soykırımı yalanı