26 Nisan 2025 Dama Çözümleri
Türk Daması Federasyonu Eski Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Türk Daması Derneği Eski Başkanı Ahmet Murat Çelik'in hazırladığı Dama Köşesi her cumartesi Aydınlık Gazetesi'nde, yanıtlar Aydinlik.com.tr'de...

KUTLAYALIM MI ÜZÜLELİM Mİ ŞAŞTIK
Yazıma başlamadan önce bir kaç konuya değinmek istiyorum. Her şeyden önce 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun. Nicelerini yaşamayı ve idrak etmeyi tüm ulusumuz ve dünya çocukları adına diliyorum. Ayrıca 23 Nisan günü ülkemizin en önemli gerçeklerinden olan beklenen "İstanbul Depremi'nin" Silivri açıklarındaki 6.2'lil uyarıci bir sarsintıyla kendini hatırlatarak hepimizi korkutması duygularımızı allak bullak etti. Hepimize geçmiş olsun. Deprem bilinci konusunda ne denli bilgisiz olduğumuzla yüzleşmek te ayrı bir üzüntü sebebi. Umarım böyle bir acıyı ülkemiz bir daha yaşamaz. Kıymetli dostlar sizlerden camiamızın iki çok sevilen parçası için dua istiyorum. İstanbul'da Hasan Kenan Özer (Kenan Baba) ve Mersin'de Abdulvedud İdin (Xal Dlo). Dualarım uzun zamandır hastalıkla mücadele eden bu kıymetli büyüğüm ile sizlerden de dualarınızı bekliyorum.
OSMANLI VE TÜRK İSTİHBARATI VE TÜRK DAMASI
Osmanlı Devleti’nde istihbarat geleneği, Fatih Sultan Mehmet döneminde temelleri atılan düzenli bir yapıyla başladı. Fatih, fetih öncesi ve sonrasında hem cephelerde hem de diplomatik arenada “müsteşrik” olarak adlandırılan gizli görevliler, seyyahlar ve elçiler aracılığıyla bilgi toplattı. Ayrıca sınır boylarındaki tımar sahiplerinden ve devşirme kökenli görevlilerden kurduğu ağ, hem düşman hareketlerini izlemesine hem de iç isyanları önlemesine imkân tanıdı.
19. yüzyılın son çeyreğinde II. Abdülhamid saltanatıyla istihbarat kurumsallaştı. Yıldız Sarayı’nda kurulan “İstihbarat Teşkilâtı” (Umûmî İstihbarat) ve “Teşkilât-ı Mahsûsa” birimleri, telgraf hatları, posta denetimi ve ajanslar aracılığıyla Osmanlı coğrafyasında ve Avrupa merkezlerinde ayrıntılı raporlar oluşturdu. II. Abdülhamid, hem gizli ajandalar hem de muhbir ağlarıyla muhalif hareketleri önceden saptamayı, yabancı büyükelçiliklerin faaliyetlerini takip etmeyi, böylece devletin bekasını korumayı amaçladı.
Fatih Sultan Mehmet’in klasik yöntemleri ile II. Abdülhamid’in modern istihbarat düzeni, Osmanlı’da süreklilik gösteren bir geleneğin iki kutup noktası olarak değerlendirilebilir. Bu iki dönem, devletin güvenlik anlayışında hem esneklik hem de süreklilik esaslarını birleştirerek uzun soluklu bir istihbarat kültürü oluşturmuştur. Teşkilât-ı Mahsusa ve MİT'e uzanan yolun taşları da böylece döşenmeye başlamış oldu.
Teşkilât-ı Mahsusa, İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa liderliğinde 17 Kasım 1913 tarihinde resmen kurulmuş gizli bir istihbarat ve gayri nizami harp örgütüdür . Bu teşkilat; imparatorluk içinde ayrılıkçı ve yıkıcı grupların faaliyetlerini engellemek, Panislamizm ve Pantürkizm ideallerini hayata geçirmek amacıyla yapılandırılmıştır . Üyeleri, esas olarak İttihat ve Terakki’ye bağlı subaylar ile fedailer arasından; askeri tecrübe, ideolojik bağlılık ve sadakat kriterleri gözetilerek seçilmiştir . Aşağıda, teşkilatın kuruluş gerekçeleri ve eleman belirleme süreçleri detaylandırılacaktır.
İttihat ve Terakki’nin Türkçü ve İslamcı siyasi programına paralel olarak, Teşkilât-ı Mahsusa’nın kuruluşu, Osmanlı Ordusu’na destek sağlamak ve gayri nizami harp yöntemleriyle cephe gerisinde caydırıcılık oluşturmak ihtiyacından doğmuştur . Harbiye Nazırı Enver Paşa, 5 Ağustos 1914’te teşkilatı resmî olarak Harbiye Nezareti’ne bağlamış, böylece merkezi bir komuta yapısı oluşturulmuştur . Hüsamettin Ertürk’e göre teşkilatın gayesi; “bir taraftan bütün İslamları bir bayrak altında toplamak, diğer taraftan Türk ırkını siyasi bir birlik içinde bulundurmaktır” . II. Balkan ve I. Dünya Savaşları sırasında Trablusgarp’tan Irak’a kadar uzanan bölgelerde karşı-istihbarat, propaganda, örgütlenme ve suikast faaliyetleri yürütülmüştür
Bu konuyu Türk Daması başlığı altında ele almamin en önemli unsuru "Elemanların Belirlenmesi" konusudur. Teşkilât-ı Mahsusa kadrolarının büyük çoğunluğunu İttihat ve Terakki üyesi subaylar oluşturmaktaydı; bunların başında Süleyman Askerî, Yâkub Cemil, Âtıf (Kamçıl) gibi fedailer yer almıştır. Ayrıca Bahaeddin Şakir ve Dr. Nâzım gibi ideolojik mimarlar, hem planlama hem de eleman havuzunun genişletilmesinde önlemleri büyüktür. Ayrıca bu isimlerin en önemi ortak noktalarında biri de istisnasız tamamı kendi dönemlerinin iyi dama ustaları olmasıdır. Dama mekanlarında nargile eşliğinde sıkça dama oynadıkları tarihi bir gerçekliktir. Seçimde, gönüllülük esasıyla sağlanan müracaatlar; subaylık rütbesi, cephe tecrübesi, İttihatçı kimlik ve yabancı dil biliyor olma gibi kriterlerlerinin yanında Dama ve Satranç konusundaki hünerleri de planlama becerisi hızlı karar verme açısından değerlendirilmiştir. Zaman içinde gönüllü müfrezeler oluşturmak üzere yerel vilayet komiteleri ve örtülü ödenek kaynaklarından da yararlanılmıştır . Bu yöntem, teşkilatın hem merkezden talimat almasını kolaylaştırmış hem de esnek operasyon kabiliyeti sağlamıştır ki burada da bağların ve haberleşmenin bir bölümü yine dama mekanları üzerinden yapılmış.
Geleneğin Milli İstihbarat Teşkilâtı (MİT) de devam ettiğini görüyoruz. Millî İstihbarat Teşkilâtı’nın 97. kuruluş yıldönümüne özel düzenlenen “Temas İstanbul” sergisi, 19 Ocak – 11 Şubat 2024 tarihleri arasında İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde ziyaretçilere kapılarını açan Vatan, Gelenek, Gelecek ve Gurur başlıkları altında kurgulanan dijital sergi; teknoloji, savunma ve dijital dönüşümü anlatan görsel anlatımlarla kurum kültürünü yansıtmıştı. Sergide öne çıkan interaktif bölümlerden biri de dama temalı kısım oldu. Ziyaretçiler, istihbarat süreçlerindeki strateji ve planlamanın dama taktikleriyle nasıl paralellik gösterdiğini deneyimleyebilldiler.
“Sergideki dama bölümü, istihbarat süreçlerinin temel taşı olan strateji ve karşı tarafın niyetini önceden tahmin etme becerisini somutlaştırmak için tasarlandı. Dama, her taşın konumuna göre uzun vadeli planlamayı, risk yönetimini ve hamle takibinin yanısıra hamlelerin sıralamasını belirlemeyi de gerektirir; bu da istihbarat analistlerinin bilgiyi değerlendirerek adım adım ilerlemesine benzer. Taşların her hareketinin sonuçlarını deneyimleyerek operasyon senaryolarında nasıl farklı stratejiler geliştirebileceklerini kavrıyor. Böylece daha hızlı ve sade kurallarla strateji öğrenimi sağlanırken, kurum kültürünün “öngörü” ve “planlama” değerleri oyun üzerinden interaktif olarak aktarılmış oluyor. Serginin küreatörü Sayın Zihni Türk Daması üzerinden strateji ve centilmenlik kavramlarına vurgu yaparak "Berabere kalmanın 'Kayyum' biçimine dikkat çekerek, bunun günümüzdeki 'kazan-kazan' anlayışıyla paralellik gösterdiğini belirterek, Türk Daması'nın MİT'in stratejik yaklaşımını ve diplomatik ilişkilerdeki denge unsurlarını simgeleyen bir metafor" olarak ifade etti.
Bu hafta sorular merhum Grand Master Vahab Haidar'dan gelecek.
Şimdilik kalın sağlıcakla.
Birinci Çözüm
h3g - f45 - g34 - a4b - g45 - f34 - e3c7 - d3h7
İkinci Çözüm
e45 - h45 - a45 - g34 - e5c7 - b2c - b3f7
Üçüncü Çözüm
f2g - c34 - a3c - c3b - g45 - g3c5 - d2c - d3h7