30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

7 Nisan Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

7 Nisan Medyanın Halleri
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

KİM BU AK PARTİ’DEKİ NEO-LİBERALLER?

FUAT UĞUR/ TV100

Benim bildiğim AK Parti’nin iktidara gelmesinden itibaren bu partiyi ve Erdoğan’ı “İslamcı” etiketiyle yaftalamaya hazır, askeri vesayetçi ve devlet içinde kilit idari noktaları elinde tutan çoğu CHP’li siyaset elitlerinin oluşturduğu Nomenklatura’nın dizginlenmesinde önemli rol üstlenen liberaller olmadıkları muhakkak.

Çünkü o liberaller 2013’ten başlayarak AK Parti’yi terk ettiler.

Gezi kalkışması, 17-25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz, kırılma noktaları oldu.

Bugün AK Parti’de benim bildiğim ve yukarıda anlattığım tarzda liberal yok ama Mehmet Uçum’un sözlerinden öyle anlaşılıyor ki NEO-LİBERALLER var. (…)

İddiam şu ki Efkan Ala bana göre yeni Neo-Liberal ekibin en önde gelen ismi. (…)

Dahası AK Parti içinde, seçimde yaşanan travmanın sorumlularından biri olarak da kabul ediliyor kendisi. Özellikle aday listelerine tartışmalı isimlerin sokulması konusundaki dahli, akıl almaz biçimde seçim ve tanıtım KAMPANYALARI EMANET EDİLEN ERTAN AYDIN’ın arkasında olması, MHP ve Hüda-Par ile yürütülen müzakerelerde dilden dile aktarılan tuhaf ve anlaşılmaz davranışları, büyütecin onun üzerine tutulmasının nedenlerinden birkaçı.

Efkan Ala’nın başından itibaren MHP ile birlikte yürünmesine de Cumhur İttifakı’na da sıcak bakmadığı çok konuşulmakta. MHP ve AK Parti’nin ayrı adaylar göstermesi yüzünden muhafazakâr ve milliyetçi seçmenlerin toplamının neredeyse yüzde 80’i bulduğu dört ilde YRP ve CHP adaylarının kazanmasının sebebi de buna bağlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MYK konuşmasında bu dört ilde neler olduğunun da ayrıca incelemeye tabi tutulacağını söylemişti hatırlarsanız. (…)

Ben Efkan Ala’yı çok tanımam ama hakkında 3 Eylül 2016 tarihinde, 15 Temmuz darbe girişiminden birkaç ay sonra bir yazı yayınladım. İsteyenler okuyabilir. Oradaki yorumumun hâlâ arkasındayım.

Kendisi 28 Şubat sürecinde dik durmuş bir bürokrattı. 17-25 Aralık darbe girişimi sırasında bakan olarak atanmadığı halde son derece aktif bir tutum sergiledi ve ardından da bakan oldu. Şimdi hepsi ya kaçmış ya da tutuklu olan çakma FETÖ savcılarının hiçbirini dinlemeyerek müthiş bir öngörü sahibi olduğunu da kanıtladı. Efkan bey nasıl oldu da 15 Temmuz kanlı darbe girişimi öncesi ve sonrasında kendisinden beklenen performansı gösteremedi peki? Bunun sebebi de kripto FETÖ’cülerin etrafını sarması ve kendisini yanlış yönlendirmesiydi.

Aslında Diyarbakır ve Batman’daki valilikleri sırasında “Cana geleceğine cama gelsin” sloganıyla ünlenmiş ve bu liberal-demokrat tarzıyla çok konuşulmuştu hakkında. Ama o zamanın ruhu farklıydı. Çözüm sürecini elinin tersiyle iten PKK ve siyasal uzantılarının hakkından gelen ve bugün Diyarbakır’ı gidilebilir ve rahatlıkla gece sokağa çıkılabilir hale getiren Süleyman Soylu’ya da hakkını teslim etmek gerekir.

“Süleyman Soylu’dan sonra nihayet Diyarbakır’a rahat ve huzurla gidebiliyorum” demek ayıp oluyor biraz.

HAFTANIN NOTLARI: PSİKOLOJİK BARİYER

HAŞMET BABAOĞLU/ SABAH

Başka şehirlerdeki tabloyu bilmem ama İstanbul'da ramazan akşamları hep çok canlıydı; köprü trafiği sahur vaktine kadar yoğun olurdu; pandemi bile bu tabloyu bozamamıştı.

Bu yıl farklı...

Evden çıkanlar şöyle bir dolanıp eve dönüyor; teravih sonrasına dışarıda devam edilmiyor.

Cüzdanın veya kartında yeter miktar para olması yetmiyor.

Kafelerdeki çay, kahve fiyatlarının psikolojik bariyerini aşmak çok zor.

Kahve neyse de, çay arka arkaya içilen bir şey...

Eğer yanına bir de tatlı eklenirse, fatura sarsıcı oluyor.

İster istemez, bundan muhabbet kültürü de etkileniyor.

Tam bilemiyorum ama yüzlere yerleşen gergin ifadelerin sebebi biraz da bu olsa gerek...

YÜZDE 85 RUHSATSIZ

Feci yangında 29 kişinin can vermesiyle Sayıştay raporunu hatırlayıverdik...

Niye unutuyoruz, niye üzerine gitmiyoruz, onu anlamıyorum. Rapora göre Beşiktaş ilçesindeki işletmelerin yüzde 85'i ruhsatsızmış.

Yani ilçedeki ticari faaliyetin tamamına yakını kaçak...

22 SENEDİR PEK YAŞANMAYANA TANIKLIK EDİYORUZ

FEHMİ KORU

Eskiden her genel seçimden sonra sırf lâcilerini çekerek kulislere gelmiş olan vekilleri görmek için Meclis’e giderdim. Her an başbakan tarafından çağrılıp bakanlık görevi lütfuna uğrayacağı beklentisi içerisine girerdi milletvekilleri…

Artık bakanlar Meclis’ten seçilmiyor; Cumhurbaşkanı istediğini dışarıdan bakan olarak atıyor. Acaba bakan olma beklentisi içerisindeki siyasiler şimdi nerelerde görülebiliyor?

Tamam biliyorum, Pazar günü yapılan genel seçim değildi, iktidar da değişmiş değil ama yine de hükümette köklü bir değişikliğe gidileceği herkesin dilinde.

Arabanın devrilmesinden, öncelikle, bakanları suçluyor yol gösterenler…

Parti yönetiminde yer alanlar, Meclis başkan ve başkanvekilleri ile bakanlar için yazı-tura atılıyor.

O görevde olanlardan ayrılması istenecekler olduğunda onlardan boşalacak makamları doldurmak gerekmeyecek mi?

Koyu lâcivert takım elbiseler ile beklentilerini dışa vuranları görmek isterdim doğrusu.

AK Parti Efkan Ala CHP Süleyman Soylu