Şara: İsrail'in gerçek niyeti görüşmelerde ortaya çıkacak
Ahmed Şara, daha önce başına 10 milyon dolar ödül koyan eski CIA Direktörü Petraeus’un Concordia Zirvesi’ndeki sorularını yanıtladı. ABD ile çıkarlarının örtüştüğünü belirten Şara, İsrail’le süren müzakereler ve SDG ile entegrasyona dair mesajlar verdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 80. oturumu için New York’ta bulunan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Concordia Zirvesi’nde eski CIA Direktörü General David Petraeus’un sorularını yanıtladı. Yıllar önce Şara’nın başına 10 milyon dolarlık ödül koyan Petraeus ile Şara arasındaki diyalog dikkat çekti. Petraeus, “20 yıl önce Irak’ta farklı taraflardaydık. O dönem ABD güçleri tarafından 5 yıl tutuklu kaldınız. Şimdi burada, Suriye’nin lideri olarak bulunuyorsunuz. El Kaide içinde bulunduğunuz dönemi nasıl geride bırakıp bugünkü noktaya geldiniz?” diye sordu.
Şara da “Bir dönem savaş meydanındaydık, şimdi ise diyalog meydanına geçtik. Geçmişi bugünün kurallarıyla yargılayamayız, bugünü de geçmişin kurallarıyla değerlendiremeyiz.” yanıtını verdi. Petraeus samimi mesajlarını daha da ileri taşıyarak “Sizin birçok hayranınız var, ben de onlardan biriyim ve sizin için endişeleniyoruz.” ifadelerini kullandı.
‘AMERİKA İLE ÇIKARLARIMIZ ÖRTÜŞÜYOR’
Cumhurbaşkanı Şara, ABD ile işbirliğine açık olduklarını belirterek şunları söyledi: “Amerika ile çıkarlarımız örtüşüyor. Suriye için yeni bir sayfa açmalıyız. Ancak yaptırımlar sadece halkın acısını artırır. Suriye halkı, yaptırımlarla ikinci kez öldürülmemeli. Başkan Trump, yaptırımları hızla kaldırarak cesur bir adım attı.”
Suriye’de yaşanan çatışmalara değinen Şara “Bazı taraflar, Suriye’nin iç işlerine müdahale edebilmek için mezhepsel kışkırtmalar yapmaya çalışıyor. Suriye’de geçtiğimiz dönemde yaşanan olaylarla ilgili hakikatleri araştırmak üzere komiteler kurduk.” dedi.
‘GOLAN’I TARTIŞMAYA AÇABİLİRİZ’
Şara, dış politikalarını “Tüm ülkelerle sakin ilişkiler kurmak ve hiç kimse için tehdit kaynağı olmamak” şeklinde özetledi. İsrail’in saldırılarına dikkat çekerek, “Şam’a girişimizden bu yana İsrail, binin üzerinde hava saldırısı ve bin 400’den fazla kara ihlali yaptı.” dedi. Buna rağmen müzakere arayışlarının sürdüğünü vurguladı: “Eğer sükûnet hâkim olursa ve İsrail taahhütlerine bağlı kalırsa, ilişkilerin geleceğini ve işgal altındaki Golan’ı tartışmaya açabileceğiz.” Şara, İsrail’in Golan işgaline son vermesi gerektiğini söyleyerek, “Top artık İsrail ve uluslararası toplumun sahasında; güvenlik anlaşmasına dair görüşmeler şu anda İsrail ile devam ediyor.” ifadelerini kullandı. İbrahim Anlaşmaları ve geçmiş barış anlaşmalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirten Şara, “Asıl soru, İsrail’in güvenlik endişeleri mi yoksa yayılmacı emelleri mi olduğudur. Görüşmeler bunu ortaya çıkaracaktır.” diye konuştu.
SDG’NİN ENTEGRASYON
Şara, PYD/SDG konusunda da mesaj verdi: “SDG’ye deneyimlerinden yararlanmak üzere Suriye ordusuna katılma teklifinde bulunduk ve Mazlum Abdi’ye Kürtlerin haklarının anayasa gereği korunduğunu teyit ettik. Tek damla kan dökülmesine gerek yok. Ancak SDG’nin kuzeydoğuda kalması Irak, Türkiye ve Suriye’yi tehlikeye atar.”
“Suriye bir hukuk devletidir ve biz tüm Suriyelilere eşit mesafedeyiz. Şam’a girişimizden beri silahları kontrol altına almak ve devletin tekelinde toplamak için çalıştık. Kanuna tabi olmayan silahlar kontrolsüzdür. Suriye’de güvenlik ve istikrar aşamasına ulaşmak için bir döneme ihtiyaç var.” dedi.
ABD’de Rubio ile görüştü
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, New York’ta ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya geldi. Görüşmede, Washington’un Suriye’ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması ve ülkenin istikrarı başta olmak üzere ikili ve bölgesel konular ele alındı. ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada yaptırımların kaldırılmasının Suriye’nin “istikrarlı ve egemen bir ülke” inşası için fırsat sunduğu ifade edildi. Bakanlığın açıklamasında ayrıca, “İki taraf, devam eden terörle mücadele çabaları, kayıp Amerikalıların bulunmasına yönelik çalışmalar ve bölgesel güvenliğin sağlanmasında İsrail-Suriye ilişkilerinin önemi hakkında görüş alışverişinde bulundu.” denildi.
İsrail basını güvenlik anlaşmalarını yazdı: Barış çıkmazsa, anlaşma masada
Suriye ile İsrail arasında ABD öncülüğünde yürütülen resmi müzakerelerin odağı “barış anlaşması”ndan çok, 1974 tarihli Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması’na dayalı güvenlik ilkeleri oldu. Tel Aviv kaynaklarına göre, taraflar bu aşamada tam bir anlaşmaya varamayacak ancak güvenlik mutabakatlarını içeren bir bildirge hazırlanacak. İsrail basını, Golan Tepeleri’nin statüsü nedeniyle barış ihtimalinin ortadan kalktığını yazdı. Suriye’nin işgali kabul etmediğini aktaran haberlere göre, yeni bildirgede Şam güney sınırında silahsızlandırılmış bir bölge oluşturacak, ağır teçhizat kullanmayacak ve İran varlığıyla mücadele edeceğini taahhüt edecek.
İSRAİL HERMON VE GOLAN’I BIRAKMIYOR
İsrail ise Esad’ın devrilmesinden bu yana elinde tuttuğu bazı bölgelerden çekilecek, Hermon ve doğu Golan’daki mevzilerini koruyacak. Ayrıca ortak askeri koordinasyon ekibi kurulacak. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile İsrail Başbakanı Netanyahu arasında imza töreni ayarlamaya çalıştığı, ancak Şara’nın Gazze savaşı nedeniyle bu konuda isteksiz olduğu belirtildi. Şara’nın anlaşmanın kendi yerine Dışişleri Bakanı Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Dermer arasında imzalanmasını tercih ettiği kaydedildi. Öte yandan Netanyahu'nun önceki gün, aralarında çok sayıda bakan ve güvenlik birimi başkanının da bulunduğu komuta heyeti ile Suriye meselesine odaklanan bir toplantı yaptı.
SURİYE HAVA SAHASINI GARANTİYE ALMAK İSTİYOR
İsrail basınında, Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, İbrani yılını, İran ekseninin tamamen ortadan kaldırılacağı bir savaş yılı olarak değerlendirdikleri de yer aldı. Bu savaş söylemi, özellikle Cumhurbaşkanı Şara'nın İsrail'i Esad rejiminin devrilmesinden bu yana Suriye'ye düzenlediği binden fazla saldırı nedeniyle eleştirmesinin ardından, İsraillilerin bu savaşta Suriye için ne hazırladıklarına dair soruları gündeme getirdi. Şarku’l Avsat haber ajansının aktardığına göre Şara, “güvenlik anlaşmasının Suriye hava sahasının ihlal edilmemesini garanti altına alması gerektiğini düşünüyor.”

