08 Aralık 2024 Pazar
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı

Adviye Bal, insanlığın var oluşundan başlayarak günümüz ve sonrasını içeren zaman dilimi süresince sosyal yaşam ve kavramlara ilişkin anları resmediyor. Eserlerine bakarken, akıp giden o uzun süreçte dondurulmuş bir anı karşınızda buluyorsunuz.

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı
A+ A-

Türk sanatının gelişimine katkıda bulunacak temel unsurun özgünlük olduğuna vurgu yapan Bal, eserlerini yaparken buna önem verdiğini belirtiyor.

"Sanat eserinde "Özgün"lüğü yaratacak farklılıkların içi doldurulmamış anlamsız çılgınlıklar biçiminde değil; çalışmanın, düşünmenin, sanatçı olarak kendini beslenmenin ve kendini tamamen vermenin kazandırdığı olgunlukla olması gereklidir. Benim sanatım devrimsel değil; evrimsel bir dönüşümle bu aşamaya geldi (Bu evrim hâlâ devam ediyor) Bu nedenle aşamaların her anına emeğimi, birikimimi, zamanımı verdiğim için bu sürece ve sonucuna tamamen hakimim. Bütün hayatımı buna göre planladığımdan özgün olma konusunda sarsılmaz güvene sahibim" diyor.

Sanatçı eserlerinde, figürü anlamsal işlevi dışında birim form olarak teknik amaçlarla da beceri ile kullanıyor. Aslında amacı çıplak kadın resmetmek değil; her zaman belirttiği gibi giysinin insanları kategorize edici yönünü yok etmek, zengin- fakir, güzel- çirkin, statü farkları gibi çelişkileri sıfırlamaktır. Figürler kusursuz değil. Kompozisyona göre bacaklar, kollar uzamış, kafalar küçülmüş ya da büyümüş durumda olabiliyorlar. Zaten kusursuz figür yaratmak gibi bir kaygısı yok. Sadece insanı ifade eden yalın çizgileri tercih ediyor ve " çıplak ya da gösterişli değil, eşitler" diyor.

Sanatçı bu yılki sergilerinin ilkini Bursa 'da açtı. Ardından sergi takvimine Anadolu' nun farklı illerinde devam edecek. 11- 24 Mart'ta İzmir Devlet-Resim Heykel Müzesi'nde açacağı sergiye hazırlanıyor şimdi de. Kesinleşen sergileri arasında Trabzon, Gaziantep, Edirne kentlerde açacağı sergiler sayılabilir.

Sanatını icra ederken plastik sanatların farklı disiplinlerinde eser üretmeyi hem sevdiğini hem de gerekli gördüğünü belirten sanatçı, sergideki heykelleriyle dikkat çekiyor. Özellikle mermer ya da başka taş kütlelerini yontarken duyduğu heyecandan kolay kolay vazgeçmeyeceğe benziyor.

Sanatçı sözlerini şöyle noktalıyor: "Türkiye 'de sanatçılar yarattıkları eserleri yurdun değişik yerlerine ulaştırılması konusunda başta ekonomik olmak üzere birçok zorluklar çekiyorlar. Bu nedenle sanatın geliştirici, dönüştürücü etkisi yerel boyutlarda kalıyor. Bunu aşmanın temel yolu, devletin devreye girip insanların sanat eseri satın alarak evlerinin, işyerlerinin duvarına resim asma, köşesine heykel koyma alışkanlığı ve ihtiyacı uyandıracak kültürel birikim ve değişimi sağlayan önlemleri almasından geçiyor." Sevim Erol

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı - Resim: 1

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı - Resim: 2

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı - Resim: 3

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı - Resim: 4

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı - Resim: 5

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı - Resim: 6

Adviye Bal: Sanatçı özgün olmalı - Resim: 7

Sanat Adviye Bal resim