06 Aralık 2024 Cuma
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AfD Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla Aydınlık’a konuştu-2: Ukrayna Savaşı bizim savaşımız değil

Başka devletlerin iç işlerine karışmayı reddettiklerini vurgulayan AfD Eş Geneş Başkanı Tino Chrupalla, ‘Ortak çıkarlar söz konusu olduğunda ise işbirliğini savunuyoruz. Almanya ve Türkiye'nin ortak çıkarları yeterince gündeme gelmiyor.’ dedi

AfD Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla Aydınlık’a konuştu-2: Ukrayna Savaşı bizim savaşımız değil! AfD Türkiye ile ilişkilere nasıl bakıyor?
A+ A-
DOÇ. DR. MEHMET PERİNÇEK 

Almanya’nın yükselişe geçen ve çokça tartışılan partisi Almanya için Alternatif (AfD) Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla ile yaptığımız söyleşinin ilk bölümünü dün yayımlamıştık. Bugün ikinci ve son bölümüyle devam ediyoruz.

Chrupalla, en son Almanya’nın içinde bulunduğu ekonomik krizi anlatmıştı.

‘UKRAYNA SAVAŞI BİZİM SAVAŞIMIZ DEĞİL’

Bu çerçevede Almanya’nın önde gelen siyasetçilerinden birine elbette Ukrayna Savaşı’nı sormamak da olmazdı…

Mehmet Perinçek: Şansölye Olaf Scholz, Ukrayna’daki savaşın Almanya için “dönüm noktası” olduğunu söyledi ve Almanya, hem savaşa ve askeriyeye ciddi bütçeler ayırdı hem de Ukrayna’ya savaş malzemesi dâhil yardımlarda bulundu. Alman Hükûmeti’nin bu politikasına destek veriyor musunuz? AfD, yetki sahibi olursa neleri farklı yapar?

Tino Chrupalla: Başından itibaren şunu söyledik: Bu savaş, bizim savaşımız değil. Ve gerçek şu ki: Bu savaş önlenebilirdi. Savaş, Mart 2022'de patlak verdikten kısa bir süre sonra İstanbul'da müzakerelerle hızla sona erdirilebilirdi. Ancak Transatlantik Batı, bu müzakereleri kabul etmedi ve sonraki yıllarda silah sevkiyatı ve para ödemesiyle savaşı ve ölümleri uzattı.

27 Şubat 2022'deki Federal Parlamento konuşmamda, Başbakan’ın hükûmet açıklamasına karşı şunları söyledim: Barışa müzakereler yoluyla ulaşmalıyız. Yaptırımlar Alman çıkarına değildir. Bu bağlamda hükûmeti, “Vladivostok'tan Lizbon'a kadar tüm ulusların refahı, güvenliği ve barış içinde bir arada yaşamak” için güvence vermeye çağırdım.

Bunu izleyen haftalarda, Almanya için Alternatif (AfD) partisi bu barış pozisyonunu bütün organlarında benimsemiş ve pekiştirmiştir. Bu haziran ayında ise Zelenskiy'in Federal Parlamento ziyaretini boykot ettik ve Ukrayna'nın “savaş ve dilencilik yapan bir başkana” değil, “müzakereye açık bir barış başkanına ihtiyacı var ki ölümler dursun ve ülke bir geleceğe sahip olabilsin” açıklamasını yaptık.

Bu, partimizin olgunluğunun pekiştiğini gösteriyor ve bununla gurur duyuyorum. İktidar olunca çatışma politikasını sona erdirip, kıta çapında bir barış düzeni için ortaklar arayacağız.

AfD Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla Aydınlık’a konuştu-2: Ukrayna Savaşı bizim savaşımız değil - Resim : 1
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, 17 Mart 2022’de videokonferans yoluyla, 11 Haziran 2024’te de bizzat gelerek Federal Meclis’e hitap etmişti.

BARIŞ YANLILARININ GÜNLERİ GELİYOR

AfD liderinin bu sözleri üzerine hatırlatma gereği duyuyorum. Her zaman söyledik: Avrupa gibi köklü bir medeniyetin ve büyük bir ekonominin kendi çıkarlarına tamamen aykırı bir şekilde Bidengillerin savaş arabasına sürülmeye ve savaş çığırtkanlığına karşı, tepki gösteren aklıselim sesler de vermemesi mümkün değildi.

Akıl almaz bir durum. Avrupa, daha kötü kendi ayağına sıkamazdı. Ama mesele öyle bir noktaya geldi ki, ekonomik yıkımın ötesinde neredeyse cepheye kendi çocuklarını gönderme sürecine girildi. İşin içinde Avrupa ülkelerinin çıkarı olsa elbette savaşa da gidebilirler. Ama burada durum bambaşka.

Şimdi Trump’la birlikte Avrupa’da da bazı U dönüşleri olacaktır, ihalenin üstüne kalmasından çekinenler çıkacaktır. Ama Almanya’da AfD ve BSW, bunu çok önceden görerek ısrarlı bir şekilde dile getirdi, üstüne üstlük barış istedikleri için psikolojik savaşın muhatabı da oldular.

Ama şimdi onların günleri daha da yaklaşıyor.

AfD Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla Aydınlık’a konuştu-2: Ukrayna Savaşı bizim savaşımız değil - Resim : 2

KUZEY AKIMI SABOTAJINI KİM YAPTI?

Bu çerçevede Kuzey Akım 2’ye yönelik sabotajı da AfD Lideri Tino Chrupalla’ya sormak yerinde olacaktı. Kendisi bu konuyu Alman kamuoyuna çok kez getirmişti.

Mehmet Perinçek: Alman Hükûmeti, Almanya’nın ekonomisine ciddi zarar vermesine rağmen Kuzey Akım sabotajını kimin yaptığıyla ilgili bir açıklama yapmadı. Sabotajı kim, niye yaptı?

Tino Chrupalla: Alman Federal Hükûmeti, bu saldırının arka planıyla ilgilenmediği izlenimini veriyor. Ana muhalefet lideri olarak CDU/CSU grubu da bu sorunun yanıtını merak etmiyor. Bu gerçekten inanılmaz bir durum!

Federal Parlamento’da bu saldırı ile ilgili bir araştırma komisyonu kurulmasını talep ettik. Parlamenter bir gücün başkanı olarak ben, parlamentonun soruşturma imkânlarına göre hareket etmek zorundayım.

Burada diyoruz ki: Olayın aydınlatılması ve suçluların sorumlu tutulması gerekiyor. Özellikle, Alman hükümeti üyelerinin bu olay hakkında önceden ya da sonradan bilgi sahibi olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Ayrıca, Avrupa Parlamentosu'nda bir araştırma komisyonunun kurulmasını talep ettik ve şimdi Birleşmiş Milletler tarafından da bir araştırma yapılmasını istiyoruz.

Tabii ki burada, şu ana kadar kamuoyuna yansıyan her iki senaryonun da takip edilmesi gerek: Birincisi, Ukraynalıların bir özel yatla saldırıyı gerçekleştirdiği Andromeda senaryosu. İkincisi ise, ünlü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh’in iddiaları doğrultusunda, ABD’nin Norveç’in yardımıyla bu saldırıyı gerçekleştirdiği senaryo. İki senaryo da elbette birbirinden makul görünüyor.

Parti lideri olarak benim için politik boyut ön planda. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, saldırının “Amerikan liderliğinde” gerçekleştiğini belirtti. ABD’li gazeteci Tucker Carlson ile yaptığı röportajda, South-Stream boru hattına benzer bir saldırıyı savaş nedeni sayacağını ve Almanya’nın bu saldırıyı sessizce kabullenmesinin “bir teslimiyet hareketi” olduğunu ifade etti.

Şu soru ortaya çıkıyor: Böyle bir saldırıyı gerçekleştiren bir güçten, böyle bir ittifaktan ne tür bir güvenlik bekleyebiliriz?

AfD Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla Aydınlık’a konuştu-2: Ukrayna Savaşı bizim savaşımız değil - Resim : 3
Eylül 2022'de Rusya-Almanya arasındaki Kuzey Akım 2 gaz boru hattına 26 sabotaj düzenlenmişti.

AfD VE NATO

Alman parti liderinin bu sorusuna o halde başka bir soruyla karşılık veriyoruz…

Mehmet Perinçek: Şimdi de ifade ettiğiniz gibi AfD, zaman zaman Almanya’nın ABD’ye ve NATO’ya bağımlılığını bir sorun olarak gündeme getiriyor. Bu konuda ne kadar ısrarcısınız? AfD için NATO tam olarak nedir?

Tino Chrupalla: Bir kıtasal barış düzeni üzerinde çalışmamız gerekiyor. Federal Şansölye Willy Brandt, bundan elliden fazla yıl önce bunu açıkça fark etmişti. Ne yazık ki 1989-90 yıllarında, Avrupa'da bir barış düzeni kurma fırsatı kaçırıldı.

Bugün, Almanya için de Türkiye için olduğu gibi, geleceğe yönelik çözümler sorusu ortaya çıkıyor. Türkiye, NATO üyesi olmasına rağmen BRICS ülkelerine ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’ne yaklaşmaktadır. Bu cesur bir adımdır ve bunun için Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman basınında bazen sert eleştiriler almaktadır.

Ben de sağlam alternatifler üzerinde düşünmeyi tercih ediyorum. Görev, ortaklarla birlikte, çıkarlarımıza hizmet eden bir kıtasal barış düzeni oluşturmaktır. Bu düzen ne zaman gerçekleştirilebilir? Bu, mevcut çatışmaların seyrine bağlıdır. Muhalefetteyken de gerçekçi ve sorumluluk sahibi olmak gerekir.

‘BEKÂRA KARI BOŞAMAK KOLAY’ VURGUSU

Bu sözleriyle Chrupalla, AfD’nin adında olduğu gibi Almanya için alternatifler sunarken, uluslararası planda dünya düzeninde de partisinin arayışlar içinde olduğunu söylemiş oluyor. Hem “AlternativefürDeutschland” hem de “AlternativefürdieWelt” (Dünya için alternatif).

Bunun araçları da belli: BRICS ve ŞİÖ. Bu seçenekleri Türkiye için dile getiriyor ama bu sözlerde biraz “kızım sana söyledim gelinim sen anla” durumu da söz konusu. Ama son olarak da “bekâra karı boşamak kolay durumuna da düşmeyiz” demiş oluyor.

Sonuç olarak gidişat, Almanya’da bu konuların daha da tartışılacağını kesin olarak gösteriyor.

İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASINA BAKIŞ

AfD Eş Genel Başkanı’na bir başka sorumuz da İsrail-Filistin çatışması. Avrupa’da milliyetçi partiler, ABD’nin saldırgan ve yıkıcı politikalarına mesafelerini açık şekilde koydular. Ama konu İsrail’e gelince aynı tavrı göremedik. O yüzden bu sorumuzun cevabını merakla beklemiştim:

Mehmet Perinçek: Peki, AfD, İsrail-Filistin çatışmasındaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyor?

Tino Chrupalla: Biz, burada da bir barış çizgisine yöneldik. Alman Federal Parlamentosu’nda, savaşın taraflarına silah sevkiyatına ve her iki taraftaki sivil kayıpların insan olarak görülmemesine karşı çıktım. Her türlü aşırıcılığa ve terörizme karşıyız ve uluslararası anlayış ve barışçıl bir şekilde bir arada yaşamayı savunuyoruz.

Daha 11 Ekim 2023'te, savaşta ölen herkes için yasımı ifade ettim ve Ortadoğu'da büyük bir yangının önlenmesi çağrısında bulundum. Binlerce hayatını kaybeden sivil, 10 binden fazla hayatını kaybeden çocuk, devasa bir insani felaketi temsil ediyor. Ölen çocukların görüntüleri hiç kimseyi kayıtsız bırakmamalıdır.

Parti ayrımı gözetmeksizin, Almanların yaklaşık yüzde 70’i İsrail'e askeri destek verilmesine karşı çıkıyor. Bizim partimizde ise bu oran, dörtte üçe kadar yükseliyor. Özellikle genç nesiller, barış ve sosyal güvenlik içinde yaşamak istiyor. Bu vatandaşların sesi oluyoruz.

PKK TEHDİDİNİN BÜYÜKLÜĞÜ

AfD, artık Almanya’da iktidara oynayan bir parti. Yarın öbür gün Almanya’yı yöneten konumlarda olmaları şaşırtıcı olmayacak. Partinin Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla’ya şimdiye kadarki Alman hükûmetlerinden Türkiye’nin rahatsızlığını da illettik ve AfD’nin olası iktidarında bu konuda ne tür bir politika izleyeceklerini sorduk…

Mehmet Perinçek: Türkiye’de Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin iç işlerine karışması, hatta PKK gibi terör örgütlerine destek verilmesi konusunda ciddi bir tepki var. AfD iktidara gelirse, Almanya’nın Türkiye’ye bakışında değişimler yaşanabilir mi?

Tino Chrupalla: Terörizm kararlı bir şekilde mücadele edilmesi gereken bir tehdittir. Son Ankara [TUSAŞ] saldırısı, Türkiye'deki PKK tehdidinin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne serdi. Alman solunun bazı kesimlerinde, maalesef, Kürt teröristlerine yönelik sempati hala kabul edilebilir bir görüş olarak yerini koruyor.

Tarihimizden biliyoruz ki terör örgütleri sıklıkla yabancı devletlerle işbirliği yapar ya da kendilerini onlara kullandırtır. Bu yüzden terörle mücadele, her devlet için hayati bir görevdir.

Ben her zaman, terör saldırılarının sonuncunda azınlıklara karşı eylemler kışkırtılmasına karşı çıktım. Örneğin, İslamcı terör saldırılarının, genel bir İslam karşıtlığının yayılmasına neden olmasından endişe duyuyorum. Aynı şekilde, PKK'nın iğrenç saldırılar düzenlemesi nedeniyle Kürtleri bir düşman olarak görmek de yanlış olur.

Bizim için devletlerin egemenliği her şeyden önce gelir. Başka devletlerin iç işlerine karışmayı reddediyoruz. Ancak, ortak çıkarlar söz konusu olduğunda işbirliğini savunuyoruz. Almanya ve Türkiye'nin ortak çıkarları yeterince gündeme gelmiyor. Almanya ve Türkiye, zengin bir tarihe sahip ülkelerdir. Mevcut sorunların çözümünde etraflı bir işbirliği yapabiliriz.

PKK, KÜRT ÖRGÜTÜ DEĞİL

Chrupalla, bu konuda da tavrını net ortaya koyuyor. Avrupa’da alışık olduğumuz gibi genel geçer laflar edip, arkasından da “ama” deyip PKK’yı haklı çıkaran bir cevap almıyoruz. Hatta Avrupalı siyasetçilerden uzun süredir duymak istediğimiz açıklıkta konuşuyor.

Biz de kendisinin şüphe etmemesi gerektiğini söylüyoruz: Türkiye’de PKK ne bir Kürt örgütü olarak görülüyor ne de Kürtler bundan sorumlu tutuluyor. Hatta PKK’dan en fazla Kürtler muzdarip. PKK, açık ki ABD’nin bölgedeki silahlı gücü.

Ayrıca anlıyoruz ki, Diyarbakır Annelerini yurt dışında daha fazla anlatmak lazım. Türk’le Kürdün ayrılmaz bir bütün olduklarını da. Ne de olsa Türk de biziz, Kürt de biziz!

AfD Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla Aydınlık’a konuştu-2: Ukrayna Savaşı bizim savaşımız değil - Resim : 4

‘TÜRKİYE VE ALMANYA İŞBİRLİĞİ YAPABİLİR’

Almanya’da hükûmet krizi yaşanırken AfD liderinin iki gündür yayımladığımız bu açıklamaları büyük önem taşıyor. Ama özellikle Chrupalla’nın son sözlerinin altını bir kez daha çizmek isterim: “Almanya ve Türkiye'nin ortak çıkarları yeterince gündeme gelmiyor. Almanya ve Türkiye, zengin bir tarihe sahip ülkelerdir. Mevcut sorunların çözümünde etraflı bir işbirliği yapabiliriz.”

Elbette Alman Hükûmeti’ni Alman halkı seçecek. İşin o kısmına dair bize söz düşmez. Ancak Chrupalla’nın Türk-Alman ilişkilerine dair sözleri bizim de özlemimiz. Daha doğrusu bu sözlerin söz olarak kalmayıp gerçekleşmesi. Bunun da bir hayâl ya da fantezi olmadığına eminiz.

-BİTTİ-

Almanya Türkiye Ukrayna AfD