Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Afet Film Festivali bilinç taşıyor! Sinema ümidi koruyan tarafta olmalı

Sorularımızı yanıtlayan Uluslararası Afet Film Festivali Direktörü Mehmet Serhat Bıçak, sinemanın korku pompalamak yerine bilinç yaratması gerektiğini söyledi. Bıçak, ‘Afetin karşısında ümidi koruyan, onu aşılayan ve toplumları harekete geçirecek düşünceyi fısıldayan eylemi göstermek gerekir.’ dedi.

Afet Film Festivali bilinç taşıyor! Sinema ümidi koruyan tarafta olmalı
GÖZEN ESMER

2.Uluslararası Afet Film Festivali 18 Aralık’ta perdelerini açacak. Festivalin bu yılki konusu ise ülkemizi de yakından ilgilendiren iklim değişikliği. Sinemanın gücünü kullanarak afetlerin yıkıcı etkilerine dikkat çekmeyi amaçlayan festival bu yıl Ankara’da Kült Kavaklıdere’de düzenlenecek. Festival öncesinde direktör Mehmet Serhat Bıçak sorularımızı yanıtladı.

İKLİM HER ALANI ETKİLİYOR

- Uluslararası Afet Film Festivali’nin bu yılki konusu iklim değişikliği. Son dönemde kuraklık ve selin etkilerini daha fazla hissediyoruz. Festival iklim değişikliğini nasıl ele alıyor?

İklim değişikliği, çok yönlü ele alınması gereken bir konu. Bu anlamda derinlemesine tarihî bir arketip taşımasının yanında inançlara dahi yön vermiş özel bir konu. Tüm evrenin oluşumundan başlayarak sürekli bir devinim içinde olan dünyanın geçirdiği evrelerde, Buzul Çağı’ndan en basit örneklerinden biriyle Ürgüp Göreme yöremizdeki coğrafî şekillere, hatta çömleklere değin aramamız gereken bir hareket. Bu olay sadece doğal anlamda hava ve bitki örtüsü yönelimini ve tabiî felâketleri değil, yapay anlamda göçleri, üretimi, tüketimi, sanatı, sporu, kültürü, medeniyeti ve hatta savaşları ve barışları etkileyen katalizör bir etken.

İklim değişikliğinin yüksek kuraklık, ileri sel ve yıldızları görmekten azade bir gökyüzüne neden olan yanlarını birkaç yıldır önemli bir farkındalıkla yakaladı insanlık. Bu farkındalığın yakalanmasında medya, özellikle de dijital platformlar, sinema ve dizi filmlerin yanında belgeseller aracılığıyla önemli bir rol oynadı. Uluslararası Afet Film Festivali, bir filmler kareografisiyle söz konusu farkındalığın uluslararası çapta yükselmesi için iklim değişikliğini sanat ve bilimle buluşturmak üzere dört kategoride, uzun metraj, kısa film, belgesel ve animasyon türündeki filmlerle toplumun uyanışına katkı sağlamayı arzu ediyor. Tabiî tertiplenecek panellerde bilim ve sanat insanlarından iklim değişikliğine yönelik özel veriler derlemeyi de amaçlıyor.

Afet Film Festivali bilinç taşıyor! Sinema ümidi koruyan tarafta olmalı - Resim : 1

‘AFET TEMASINDA ÖZGÜNLÜĞÜ YAKALAMAK ÇOK GÜÇ’

- Afet konusunun sinemaya yansımaları nasıl oldu? Bir afet filmi çekmenin ayrıca bir zorluğu var mı?

Afet konusu genel ve doğrudan anlamda korku-gerilim türünün yatkın olduğu senaryolarla anlatıldı toplumlara. Belki en ihtişamlılarından biri Russel Crowe’un başrolünü üstlendiği “Nuh” ile anlatılan afet, bu filmde kendi içeriğiyle değil de dinî yönleriyle değerlendirildi. Bence bu değerlendirme bu yüzden eksik. Miyazaki’nin animelerinde çizgideki iklimin görkemini görmekse bazı toplumlara uzak kaldı.

Genellikle Hollywood’un düşük bütçeli yapımlarıyla ana akım medya üzerinden görünüyor afet konusu. “Büyük Sel” veya “Tropik Fırtına” gibi, isimlerinde bile basitlik olan basit yapımlarla toplumlardaki endişe katsayısı artırıldı. Bu noktada The Day After Tomorrow veya 2012 gibi filmlerle bu sosyoloji bir temel gibi yerleştirildi. Su Dünyası gibi filmlerse distopik kaldı.

Bizim sinemamız açısından yeniden yakalanması gereken pek çok film var afeti konu edinen. 2000’li yıllarda çokça konuşulan Küçük Kıyamet ve Yazı Tura gibi filmlerden önce Susuz Yaz ve Züğürt Ağa gibi filmler iklimi, kuraklığı ve bunların sosyolojiye etkilerini derinlemesine işleyen özel filmler olarak sanat literatürüne girdi.

Sanatsal anlamda bir özgünlük yakalamak adına afeti konu edinen bir filmi perdeye yansıtmak, bu örnekleri ele aldığımızda oldukça güç. Fakat meselenin kendisi bütün çıplaklığıyla karşımızda ve her yönüyle işlenmesi gerekiyor. Bu anlamda belki GAP’ın, YAY-ÇEP’in hikâyesi bile bizim sinemamız açısında değerli olacaktır. Öyle ya, bir politika olarak TRT’yi GAP ismiyle gören gözlere sahibiz.

SÜREKLİ OLARAK KORKU POMPALANDI

- Afetlerin medyadaki gösterimi de festivalde konuşulacak. Reyting kaygısı etiğin önüne geçiyor diyebilir miyiz?

Bence de etiğin önüne geçen bir kaygı var. Az önce değindiğimiz gibi, insanları korkuları üzerinden yakalamaya çalışan bir afet algısı için medya çokça yoruldu. Prime time saatlerde yayına konulacak bir program yoksa ilk akla gelen yöntemlerden biri, afet konusu taşıyan bir filmi yayına sokmak. Bu, korkuyu daha da pompalamaktan başka bir şey değil. Oysa buna karşı önemli olan, farkındalığı aşılamak ve çare üretmek.

Afetin karşısında ümidi koruyan, onu aşılayan ve toplumları harekete geçirecek düşünceyi fısıldayan eylemi göstermek gerekir diye düşünüyorum. İkinci Uluslararası Afet Film Festivali’nin bu yılki sloganı, “Sırada ne var?”. Akla, “Başımıza gelmeyen şey kalmadı, acaba bundan sonra karşılaşacağımız şey nedir?” gibi bir soru getiriyor olabilir. Bu sloganı, toplumsal bir dürtü ortaya koymak amacıyla tersten okuyalım; “Geleceğe dair teknik ve etik anlamda bütün şartlara dair tüm tedbirleri aldık. Sırada, geleceğe ümitle bakmak ve sadece yaşamak var” demek zor değil. Yeter ki festivalimiz de bu fikirle okunsun…

- Son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?

İkinci Uluslararası Afet Film Festivali’ne sayfalarınızda yer verdiğiniz için öncelikle teşekkür ediyorum. 18-21 Aralık 2025 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşecek bütün etkinliklerimize tüm sanatseverleri içtenlikle davet ediyorum.

Sinema