Amiral Cihat Yaycı: Ekümeniklik Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirme oyunudur
Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Fener Rum Patrikhanesi için 'ekümenik' denilmesinin, Bartholomeos'un tüm dünyadaki Ortodoksların liderliği iddiası anlamına geldiğini, bunun da Türk-Rus ilişkilerini bozma planı olduğunu belirtti. Yaycı, Fener'e Osmanlı'da da ekümeniklik verilmediğini söyledi

Ulusal Kanal’da Haber Masası programına Tümamiral Cihat Yaycı konuk oldu. Seda Ateşoğlu’nun sunduğu Haber Masası programında açıklamalar yapan Amiral Yaycı, Fener Rum Patrikhanesi’nin Türkiye düşmanı faaliyetlerini anlattı.
Cihat Yaycı’nın değerlendirmelerinden öne çıkan ifadeler şöyle:
‘TÜRKİYE VE RUSYA’YI KARŞI KARŞIYA GETİRME OYUNU’
“Fener Rum Patrikhanesi’nde ekümeniklik, ‘Dünyadaki bütün Ortodoks Hristiyanlarının lideri benim’ demek. Bunu şu ‘Osmanlı Devleti’nde bize ekümeniklik tanındı.’ diye lanse ediyorlar. Hayır. Osmanlı dönemindeki ekümeniklik tanınması diye bir şey söz konusu değil. Osmanlı topraklarındaki Rum Ortodoksların ruhani lideri diye bir tanımlama yapıldı. ‘Dünyadaki bütün Ortodoksların lideri’ diye değil.
“Aslında diğer bir kilise daha var. Moskova’da… Rus Ortodoks Kilisesi. Bakın oyun çok büyüktür. Bu Türkiye'yi Rusya ile karşı karşıya getirme oyunudur. Aslında bunu hep dini bir çatışma olarak lanse etmeye çalıştılar. Bu dini bir çatışma değil. Dini bir çatışmanın ötesinde siyasi bir yapılanmadır ve siyasi bir çatışmaya götürür.
‘PATRİKHANE TÜRK SOYKIRIMINI DESTEKLEDİ’
“Mora Yarımadası'ndaki Türk soykırımına başladığında, Yunanların en büyük destekçileri Patrikhane’ydi. Patrikhane Türkiye'nin Osmanlı Devleti'nin yıkılması için hakikaten çok büyük faaliyetler içerisinde bulunmuştur. 1821 yılında Osmanlı Devleti'nin parçalanma sürecini başlatan bu. Yunanların Türklere ve Müslümanlara yaptığı soykırım sürecinde başrol Patrikhane’dir.
“Tarihi bilmeyenler kalıpsal ve yüzeysel bir Osmanlı hayranlığıyla, Osmanlı tarihini bilmeden, ‘Fatih Sultan Mehmet bunlara yetki vermiş, ferman vermiş, bunlar ekümenik olmuşlar.’ diyorlar. Fatih Sultan Mehmet'in verdiği ekümeniklik, sadece Osmanlı toprakları için geçerlidir.
“Osmanlı bunlardan yaka silkmiştir. 1821'deki bu isyana önayak olan ve Osmanlı Devleti'nin yıkım sürecini başlatan bu hıyanet yuvasına Osmanlı Devleti'nin padişahı ne yapmıştır?
1821 yılındaki patriği şu anki Fener Rum Kilisesi'ndeki kapısına asmıştır. İbreti alem için. Bu hainler o kapının adını ne koymuşlardır biliyor musunuz? Kin kapısı… O kapı hala kapalıdır. Ne zaman açılacaktır biliyor musunuz? ‘Bir Türk Devlet Başkanı ne zaman o kapıda asılır, o zaman bu kapı açılacaktır.’ derler. Hiç kimse sormuyor mu bunları? Bu Kin Kapısı’nın adı niye Kin Kapısı? Niye açmıyorsunuz? Ne zaman açacaksınız? Başından beri siyasi...
ATATÜRK ‘FESAT VE HIYANET OCAĞI’ DİYE TANIMLADI
1922'de Atatürk, Lozan görüşmeleri esnasında, 12 Aralık 1922'de yani Cumhuriyet kurulmadan 9 ay önce, Fransız Le Journal gazetesine bir demeç verdi.
‘Atatürkçüyüm’ deyip de Patrikhane denilen bu yıkıcı bölücü faaliyetleri içeren, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisinde devlet gibi davranmaya kalkan, ayrı bayrak oluşturan bu hıyanet yuvası Patrikhane hakkında soru soruyorlar Atatürk’e. ‘Ne olacak bu Patrikhane'nin durumu?’ diye. Bütün dert, o Patrikhane'yi Türkiye'de tutmak ve Türkiye'nin içerisine zehirli hançer saplamak.
“Lakin, Atatürk diyor ki; ‘Fesat ve hıyanet ocağı bulunan, memlekette nifak ve nifak tohumu saçan, Hristiyan hemşerilerimizin huzuru ve refahına uğursuzluk ve felaket getiren Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilatı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? Niye kalsın ki bunlar artık? Türkiye'nin Rum Patrikhanesi için arazisi üzerinde bir sığınak göstermeye ne mecburiyeti vardır?’ diyor.
‘FETÖ İLE İŞBİRLİĞİ YAPTILAR’
“Bakın, buradan bütün Atatürkçülere sesleniyorum. Vatanını, milletini, devletini sevenlere sesleniyorum. Atatürk, bunlar burada kalınca Türk Ortodoks Patrikhanesi'ni kurduruyor.
Dolayısıyla Ortodoksların tek patrikhanesi yoktur Türkiye'de. Bir de Türk Ortodoks Patrikhanesi vardır. Ama bu Rum Ortodoks Patrikhanesi, Türk Ortodoks Patrikhanesi’ne öyle düşmandır ki onların patriğini, sözcüsünü Ergenekon davasında içeri attırmıştır. FETÖ-Patrikhane ilişkisinin bundan daha güzel bir delili olabilir mi?
“Türkiye'deki Ortodoks Türk vatandaşlarının patrikhanesi aslında Türk Ortodoks Patrikhanesi'dir. O da Karaköy'dedir.
‘TÜRKİYE SADECE İZLİYOR’
“Ukrayna savaşının sonlandırılması için İsviçre’de bir toplantı yapıldı. Rusya'nın masada olmadığı bir toplantıydı bu. Kara papaz da oraya gitti ve sonuç bildirgesine devlet gibi imza attı. Orada bizim Dışişleri Bakanı'nın karşısına oturdu. Türkiye laik bir devlet değil mi? Ukrayna barış görüşmeleri yapılıyor. Bu siyasi bir iş değil mi? Hani din siyasete alet edilmezdi? Dışişleri Bakanı da müsaade etmiş de gitmiş.
“Atatürkçüyüm, laikim diyen hiç kimse ses çıkarmadı. Bunlar Atatürkçü falan değil! Bunlar gardırop Atatürkçüsü. Atatürk şapkası takıyorlar ama altında Atatürk yok.
“Patrikhane’nin sitesine girsinler ve sitesinde şuna bir baksınlar. ‘Ekümenik Patrik’ yazıyor. Onlar kendileri zaten bunu böyle kabul ediyor. Peki bu Fatih Kaymakamlığına bağlı bir dini kurum değil mi? Evet. Atatürk bunları hiç affetmiş mi? Hayır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurumu değil mi burası? Bunların Türklük ile ne kadar uzak olduklarını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla ne kadar uzak oldukları siteye girenler görebilir. Sitede iki seçenek var. Yunanca ve İngilizce. Türkçe seçenek yok. Bartholomeos’un kendisi Türk vatandaşı.
‘YETKİ ALANI SINIRLI’
“15 Ağustos 2022 yılında yine... Trabzon'da ekümeniklik ve Pontus şovuna dönüşen sözde Sümela'da ayini meselesi vardı. Onun üzerine çok tepki gösterdik. Fatih Kaymakamlığı açıklama yaptı.
“Burada şunu diyor; ‘Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin Ruhani Meclisi'nin yetki alanı sadece İstanbul Başpiskoposluğu ile Bozcaada ve Gökçeada bölgesi, Rum cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı tutulmuştur.’ Neye göre sınırlı tutulmuştur? Patrikhanenin İstanbul'da kalması karşılığında ancak Mübadele dışında kalan Rum Ortodoks Hristiyan vatandaşların dini ihtiyaçlarını karşılamak için. Mübadele dışında kalan yerler de üç yer var. İstanbul, Bozcaada ve Gökçeada. Bunlar hep 2006'dan sonra olan işler. Rezalet yani.
“Fatih Kaymakamı diyor ki; ‘Patrikhane’ye tanınan haklar, Lozan Anlaşması'nın 45. maddesinde de Türkiye'nin azınlığa tanıdığı bu hakları, Yunanistan'da, Batı Trakya'daki Türk azınlığa tanıyacağı taahhüdü yer almıştır.’
“Bizim seçilmiş olanlar hapse atılıyor, bu adam burada Devlet Başkanı statüsünde dolaşıyor.
Sonra diyor ki; Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla yeni bir stratejiye dönüştürülmüş bulunan bu patrikhane yeni bir stratejiye dönüştürülmüştür diyor.
“Bu durum çerçevesinde patrikhane Türkiye'deki Rum azınlığının bir kilisesi olarak sadece dini yetkileri haiz bir kilise niteliğinde anlaşmanın, azınlıkların korunması başlıklı çerçevesinde mütalaa edilmesi gereken bir dini kurumdur. Sadece bir kilisedir diyor.
‘EKÜMENİKLİK VASFI YOK’
Yunanistan'ın uygulamasının tersine Türkiye'deki din görevlilerinin kendilerini seçme özgürlüğü bulunmakla birlikte Yunanistan seçtirmiyor ama biz seçtiriyoruz gene diyor bulunmakla birlikte Patrikhane'nin siyasi yönetsel açıdan ekümenik vasfı bulunmamaktadır diyor.
“Nitekim yargı kararı var bu konuda. Yani ekümenik sıfatını kullanması bir suç. Çünkü yargı kararı var. Bakın yargı kararını da Fatih Kaymakamlığı 15 Ağustos 2022 tarihli basın açıklamasında duyuruyor. Diyor ki, nitekim olmayan diğer Ortodoks Kilisesi’nin işlerine dönük müdahalesinin yargıya tanınması sonucunda Yargıtay 4. Dairesi'nin 2005 yılında verdiği sayılarını da söylüyor.
“Karar da aynen şöyle diyor; egemen bir devletin kendi topraklarında yaşayan azınlıklara kendi vatandaşlarından farklı bir hukuk uygulayarak, çoğunluğa dahi tanımadığı birtakım ayrıcalıkları onlara tanımak suretiyle özel bir sınıfı vermesi, anayasanın 10. maddesinde gösterilen eşitlik ilkesine açıkça aykırılık oluşturulacağından kabul edilemez. Ekümeniklik falan anayasanın 10. maddesindeki şeye aykırıdır, eşitliğe aykırıdır diyor. Bu nedenle Patrik Halil'in ekümenik olduğu iddiasının yasal bir dayanağı bulunmamaktadır.
“İstanbul Valiliğinin, bakın Atatürk İstanbul Valiliği'ne kendisi de çıkartmıyor. O zaman muhatabın orasıdır diyor, bak orada da çok önemli. Cumhuriyet kurulduktan bir ay yedi gün sonra, bir ay yedi gün sonra Atatürk İstanbul Valiliğine emir çıkarttırıyor.
‘YARGITAY KARARI VAR’
“Diyor ki, İstanbul Valiliğinin 6 Aralık 1923 tarih ve 1092 sayılı yazılarından da anlaşılacağı üzere, Patrikhane'de dini ve ruhani seçimlere katılacak ve seçilecek kişilerin, Türk vatandaşı olmaları ve seçim sırasında Türkiye'de görevli bulunmaları gerekmektedir.
“Dolayısıyla Türkiye dışındaki kişiler ve kiliseler hiç bağlamaz diyor. Çünkü Türklük şartı vardır bu patrikhanenin faaliyetleri için. Bu hususta patrikhanenin ekümenik sıfatının bulunmadığının açık bir göstergesidir. Mahkeme ve Yargıtay kararında da bu ifade yer alıyor.
“Sonuç olarak Fatih Kaymakamlığına bağlı bir dini kuruluş olarak kabul edilen Fener Rum Patrikhanesi'nin ekümeniklik iddiası, hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır.
“Şimdi bunu diyen devletimizin bir kurumu. İlk basamak yetkilisi. Fakat Yunanistan'da yayınlanan bir haritada Ekümenik Şehir Devleti Projesi gösteriliyor. Aslında amacı gösteren mesele de budur.
“İstanbul Suriçi’nde Ekümenik Polis yani Ekümeniklik Devleti. Diğer tarafta Yunanistan. Türkiye sadece Anadolu Yakası’nda kalacak.
‘SÜMELA’DA AYİN YAPILMAZDI’
“Sümela Manastırı'nda ayine Atatürk asla müsaade etmemiş. Sümela bir müze, ören yeri. Zaten Hristiyan tebaa filan yok. Herkes Müslüman. Burada ayin mayin yapılmıyor. Hiçbir şey yapılmıyor normalde. 2010 yılında FETÖ'nün dinlerarası diyalog safsatasının eseri bu.
“Türk Ortodoks Partikhanesi’nden Sevgi Erenerol Ergenekon kumpasından hapse atılırken Bartholomeos, 88 yıldır açılmamış, ayin yapılmamış yerde hem de Trabzon'un fetih gününde ayin yapıyor.
“Şimdi Bulgaristan'dan, Ukrayna'dan, Amerika'dan, Avustralya'dan adamlar getirtiyorlar. ‘Bak ben bunların da hakimiyim.’ diyor. ‘Ben dünya çapında bir dini liderim.’ diyor.
“Uyan Atatürkçü Türk milleti. Uyan kardeşim, uyan. Hani halifelik kaldırılmıştı? Halifelik sadece Müslümanlar için mi kaldırıldı? Ekümeniklik, Ortodoks Hristiyanlar için halifelik demektir. Buna niye karşı çıkmıyorsunuz? Nasıl izin verildi? Bu inanılmaz! FETÖ'nün etkisi işte hala devam ediyor.
“Yunanistan’ın Savunma Bakanı Dendias, aynı zamanda eski dışişleri bakanı, Bartholomeos için ‘Konstantinopol'ün en kutsal ekümenik patriği’ diyor. Dört kez de ekümenik taht ibaresini kullanıyor. Bizim Dışişleri Bakanlığımız ‘Konstantinopolis diye bir yer yok. Nereden bahsediyorsun?’ demedi. Ekümenik taht ne demek? Bizde taht falan yoktur’ demedi.
‘BİDEN’E TÜRKİYE’Yİ ŞİKAYET ETTİ’
“Bu Patrik denilen kara papaz, 26 Ekim 2021'de Biden'ı ziyarete gidiyor. ‘Sen hangi sıfatla Biden'ı ziyarete gidiyorsun’ diye bizim yetkililer de sormuyor. Biden Protestan. Bu adam Ortodoks. Dini bir hizmet de değil amaç. Peki sen bu gezileri nasıl yapıyorsun? Türkiye niye sormuyor? Zaten Biden'la görüşmesinde de Türkiye'ye hedef alan açıklamalar yapıyor.
“‘İstanbul'da tarihi makamımızda hayatta kalma mücadelesi verirken ekümenik tahta verdiği daimi destek için Amerika Birleşik Devletleri'ne minnettarız.’ diyor.
‘2022’DE DİNLERARASI DİYALOG TOPLANTISINDA’
“7 Kasım 2022 tarihinde, Bahreyn’de dinlerarası diyalog toplantısı yapılıyor. Yani Amerikan Beşinci Filosu'nun olduğu yerde. Foruma bu adam da çağrılıyor. Türkiye izin veriyor. Vermese gitmez. Arkasında ne yazıyor biliyor musunuz? Konstantinopolis Yeni Roma'nın Başbiskoposu Ekümenik Patrik Hazretleri…
“Adam ‘devlet kurdum’ diyor. Projenin adı artık yeni Roma. Herkes uyansın. Açıkça ilan da ediyorlar.
‘YUNAN DEVLET UÇAĞIYLA SEYAHAT EDİYOR’
“Bu Patrik denilen bu kara papaz, Türkiye'yi gidip şikayet ediyor. Nasıl gidiyor? Hangi uçakla gidiyor? Yunanistan'ın tahsis ettiği devlet uçağıyla gidiyor. Yunanistan Devleti bana uçak tahsis etse, beni ülke ülke dolaştırsa, döndüğüm zaman beni hemen alıp casusluk muamelesine tabi tutmazlar mı? Tutmazlarsa zaten yazıklar olsun. Ama bu adama tutmuyorlar. Adam Yunan devlet uçağıyla gidip bakın neler yapıyor.
“2009 yılı kasım ayında Amerika'ya gidiyor, dönemin ABD Başkanı Obama ile görüşüyor. Aynı yıl aralık ayında da Amerikan televizyon kanalına katılıyor. ‘Türkiye'de kendimizi çarmıha gerilmiş gibi hissediyoruz.’ diyor.
“Siz bizim Batı Trakya’daki seçilmiş müftülerimizi hapse atıyorsunuz. Türkçe isim kullandırmıyorsunuz. Arsa satışı, arsa alımı yaptırmıyorsunuz. Camileri kapatıyorsunuz, camilerde ibadetin sadece Yunanca yapılacağını söylüyorsunuz. Ey Müslüman Türk halkı ayağa kalkın! Arapça ve Türkçe ibadet Batı Trakya'da yasaklandı, niye sesinizi çıkartmıyorsunuz? Hepiniz Filistin diyorsunuz, Batı Trakya'ya niye bakmıyorsunuz kardeşim? Bu nasıl bir çifte standart? Yani illa Müslüman deyince aklınıza Arap mı geliyor? Niye Müslüman Türklere bakmıyorsunuz? Batı Trakya'da çekilen eziyete niye bakmıyorsunuz? Türkçe ismi varsa bir adama her türlü zorluk çıkartılıyor.
ASKERİ ÜSTE ÜST DÜZEY KARŞILAMA
“Adam, 2 Eylül 2023 tarihinde Yunanistan'a Yunan devletinin uçağıyla gidiyor. Uçak Yunan askeri havaalanında iniyor. Devlet başkanı statüsünde askeri törenle karşılanıyor. Adam kendine bayrak yapmış. Adam hiçbir yerde Türkiye'den bahsetmiyor.
“Adamın, Ukrayna barış görüşmeleri toplantısında önünde patrikhane paçavrası var. Adamlar devlet başkanı statüsünde oturmuş.
“Biz bu adam hakkında kaç kez suç duyurusunda bulunduk. Bu adamı adliyeye hiç çağırmadılar.”