02 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Amiral Soner Polat’ın dikkat çeken HAMAS yazısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Milli mücadelede Kuvayi Milliye neyse Hamas da aynen odur' dedi. Bu sözler çok tartışıldı. Bir kesim destek verirken bir kesim de HAMAS’ı eski değerlendirmelere tabiî tutarak, terör örgütü olduğunu ve İsrail’le ilişkileri bulunduğuna dikkat çekti.

Amiral Soner Polat’ın dikkat çeken HAMAS yazısı! 19 Nisan Medyanın Halleri
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

HAMAS’ın değişimini ilk dikkat çekenlerden biri Merhum Amiralimiz Soner Polat’tı. Polat, 19 Aralık 2017’de Aydınlık’ta yazdığı yazıda Filistin’deki yeni dönemi ele alıyordu. Polat’ı saygıyla anarken, “HAMAS’ın yeni yüzü ve Filistin’de yeni dönem” başlıklı yazısından bir bölümü okurumuzun dikkatine sunuyoruz:

HAMAS, Mayıs 2017 yılı başında Katar’ın başkenti Doha’dan 42 maddelik yeni bir siyaset ve strateji belgesi yayınladı. Bu belge ile “İsrail’i tanımamakla birlikte, uluslararası antlaşmalarla da kabul görmüş 1967 sınırlarını tanıdığını” beyan ediyordu. Aynı zamanda Yahudilere karşı bir din savaşı verilmediği, Siyonizm ile mücadele edildiği vurgulanıyordu. Bu ise dolaylı olarak İsrail’in tanındığı anlamına geliyordu.

HAMAS’ın bir diğer manevrası ise kendini “Filistin İslami Ulusal Özgürlük ve Direniş Hareketi” olarak yeniden tanımlayarak İhvan ile arasına mesafe koyması oldu. Fikri olarak İhvan ekolünün bir parçası olduğunu bildiren HAMAS, kendini bağımsız bir örgüt olarak tanımladı. Son olarak HAMAS, Kasım 2017’de Mısır’ın arabuluculuğunda Kahire’de El Fetih ile arasındaki buzları eritti. 11 yıllık bir aradan sonra Filistin Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin kurulmasını kabul etti.

FİLİSTİN SORUNUNDA YENİ DÖNEM

ABD’nin Kudüs kararı Filistin sorununda yeni bir dönem başlattı. Bu karara tepki olarak HAMAS, eski alışkanlığı ile hesap kitap yapmadan Üçüncü İntifadayı ilan etti. Filistin ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), “ABD’nin arabuluculuğunu kabul etmeyeceğini” bildirdi. HAMAS ve Hizbullah ortak direniş stratejisi için çalışıyor. Filistin sorununda ABD, AB, BM ve Rusya’dan oluşan ve “Kuartet (Dörtlü)” olarak tanımlanan dörtlünün çözüm için yeterli olmayacağı anlaşıldı. Tarih bize bu sorunda bu dörtlüye güvenilmeyeceğini öğretti. Türkiye ve İİT, İslam ülkelerini dışlayan uluslararası bir çözüm formülünü hiçbir koşulda kabul etmemelidir!”

19 NİSAN MEDYANIN HALLERİ

HİÇ TESADÜF DEĞİL

SONER YALÇIN - SÖZCÜ

Erdoğan’ın “kuşatıldığını” düşünüyorum. Erdoğan’ı “muhasara” altına alanların başında “maliyecilerin” geldiğini düşünüyorum! Erdoğan, Mehmet Şimşek ve onun ardındaki güçlerin parasal politikalarına “teslim” olmuştur. Seçim yenilgisi sebeplerinden birinin, maliyecilerin dayattığı “kaynak yok zor çeviriyoruz” sözlerinin etkili olduğunu sanıyorum. Ki: Maliyeciler, “hesap tabloları” aracılığıyla iktidarları daima korkutur! İktisat tarihi gösterir ki, kağıdı kalemi eline alıp hesaplama yapan tüm maliyeciler iktidarları avuçlarının içine alır. Sayıların “efendisidir” maliyeciler... Diyeceksiniz ki; “Erdoğan birine de teslim olsun, oradan oraya savrulan, tutarlılığı olmayan maliye politikalarından bıktık, usandık!” Haklısınız. Erdoğan’ın özellikle kamu harcamaları politikası ağır eleştiriyi hak ediyor. Yakında büyük artış yapılacak vergi politikalarının da benzer tepkiyi alacağını tahmin etmek zor değil...

SİSTEMİN ÇÖKÜŞÜ

BERCAN TUTAR - SABAH

Sadece Batılı ülkelerin değil dünyanın geri kalan ülkelerinin de temel direği konumundaki orta sınıflar büyük bir ekonomik erozyon ve refah kaybı yaşıyor. Küresel Kuzey'deki analistler bu değişimin mevcut Batılı devletler sisteminin çöküşüne yol açacağı tahmininde bulunuyor. Nitekim toplumsal rahatsızlıklardaki yükseliş ve sandık sonuçlarından çıkan popülist siyasetçi enflasyonu bunun ilk belirtileri. (…) Çağımızdaki devletlerin varlığının meşruiyeti daha çok uluslararası statükonun verdiği onaydan ve emperyalist odağın devletlere yüklediği görevleri hakkıyla yerine getirmesinden oluşuyor. Haliyle çok az devlet evrensel piyasa ekonomisinin normlarına karşı çıkıp kalkınma parametrelerini kendi başına belirleme lüksüne ve gücüne sahip konumda. Bu da devletlerin vatandaşlarını mutlu etme ve onlara güven içinde rahat bir yaşam sunma görevlerini hakkıyla yerine getirmesini engelliyor. Sonuç olarak küresel sisteme entegre olmadan devletlerin sorunlarını çözme kabiliyetleri her geçen gün azalıyor. Bunun pratik sonucu olarak iç politik imkânlar daralırken diplomatik aygıtlar ve daha genel olarak dış ilişkilere yön veren kurumlar ile bu kurumlara sunulan destek ve imtiyazlar hayal edilemeyecek kadar genişliyor.

Soner Polat HAMAS ABD Siyonizm Filistin