Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Anadolu cumhuriyetçilik geleneği ile Atatürk cumhuriyetçiliği arasındaki bağlar

Cumhuriyetçilik ideolojisi, sadece modern çağın bir ürünü değil, aynı zamanda halk iradesine dayanan kadim geleneklerin modern biçimde yeniden yorumlanmasıdır.

Anadolu cumhuriyetçilik geleneği ile Atatürk cumhuriyetçiliği arasındaki bağlar
ÖZCAN BUZE

Bu bağlamda, Türklerin Orta Asya’daki kurultay geleneğinden, Anadolu’daki Ahilik yapılanmasına kadar birçok tarihsel örnek, halkın yönetime katıldığı, adaletin merkezde olduğu bir yönetim anlayışının göstergesidir. Atatürk’ün benimsediği cumhuriyetçilik anlayışı da bu tarihsel birikimden kopuk değil; tersine onun çağdaş bir devamıdır.

TÜRKLERDE KURULTAY VE KAGANLIK GELENEĞİ

Orta Asya Türk devlet geleneğinde, Kağanların mutlak birer hükümdar olmadıkları, kurultay adı verilen danışma meclisleriyle denetlendikleri bilinmektedir. Bu kurultaylar, boy beylerinin katılımıyla toplanır ve Kağan’ın yetkilerini sınırlar, gerektiğinde görevden bile alabilirlerdi. Bu durum, erkin halktan tamamen kopuk olmadığını, bir tür halk egemenliği anlayışının tarihin erken dönemlerinde bile var olduğunu göstermektedir.

AHİLİK VE BACIYAN-I RUM

Ahilik teşkilatı, Anadolu Selçukluları ve Beylikler döneminde esnaf zümresinin hem ekonomik hem de ahlaki birliğini sağlamış, aynı zamanda adaletin tesisinde ve toplumsal düzenin sürdürülmesinde etkili olmuştur. Ahiler, yönetim boşluklarında kentleri fiilen idare etmiş, yargılamalarda hakemlik etmiş ve kamu düzenini sağlamışlardır. Baciyan-ı Rum ise kadınların örgütlü ve üretken olduğu, aynı zamanda sosyal dayanışmayı önceleyen bir başka örnektir. Bu iki yapı da halk katılımı, kolektif sorumluluk ve ahlaki yönetişim açısından önemlidir.

ANKARA AHİ CUMHURİYETİ

Ankara, 13. yüzyılda Ahiler tarafından fiilen bir özerk yönetimle idare edilmiş, bu durum Batı literatüründe 'Ahi Cumhuriyeti' olarak nitelendirilmiştir. Atatürk’ün Ankara’yı başkent olarak seçmesinde sadece coğrafi konum değil, bu tarihsel geçmiş de etkili olmuştur. Atatürk bu tercihini şöyle açıklar: 'Ben Ankara’yı coğrafi özellikleri için değil, tarihî cumhuriyetçi karakteri nedeniyle başkent yaptım.'

Anadolu cumhuriyetçilik geleneği ile Atatürk cumhuriyetçiliği arasındaki bağlar - Resim : 1

ATATÜRK CUMHURİYETÇİLİĞİ

Atatürk’ün cumhuriyet anlayışı, halk egemenliği, akılcılık, laiklik ve halkın yönetime doğrudan katılması gibi ilkelere dayanır. Bu anlayış, Batı’dan ithal edilmiş bir model değil, Anadolu’daki tarihsel deneyimlerin çağdaş ve sistemli bir yorumudur. Atatürk, milli egemenliği 'kayıtsız şartsız milletindir' diyerek ifade etmiş, halkın kendi kaderini belirlemesini esas almıştır.

ORGANİK BAĞLARIN TEORİK TEMELLERİ

Anadolu’nun yerli yönetim gelenekleriyle Atatürk’ün cumhuriyetçiliği arasında doğrudan bir süreklilik vardır. Bu bağlar sadece tarihî değil, aynı zamanda düşünsel ve felsefî bir sürekliliğe işaret eder. Bu geleneğin merkezinde halk iradesi, kolektif sorumluluk, adalet ve katılım vardır. Atatürk’ün cumhuriyetçiliği ise bu gelenekleri modern hukuk, eğitim ve yönetim sistemleriyle taçlandırmıştır.

SONUÇ

Cumhuriyetçilik, Türkiye’de ne sadece bir Batı ideali ne de bütünüyle dışsal bir modeldir. Anadolu’daki kadim yönetim gelenekleri, Ahilik, kurultaylar, Baciyan-ı Rum gibi örgütlenmeler; Atatürk’ün inşa ettiği cumhuriyetin düşünsel öncülleridir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti, kendi tarihsel köklerinden beslenerek modernleşmiş ve halk egemenliğine dayalı bir devlet yapısı kurmuştur.

KAYNAKÇA

1. Bernard Lewis, The Political Language of Islam, 1988

2. Mehmet Fuat Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, 1966

3. Halil İnalcık, Osmanlı'da Devlet, Hukuk, Adalet, 2000

4. Samir Amin, Eurocentrism, 1988

5. Martin Bernal, Black Athena, 1987

6. İlber Ortaylı, Türklerin Tarihi, 2010

7. Mete Tunçay, Türkiye’de Sol Akımlar, 1967

8. Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, 1927

Atatürk Anadolu Cumhuriyet