Ankara UNESCO Dünya Miras Listesi’nde: Genç Cumhuriyet’in çağdaş yüzü
16 Ekim 1923 tarihinde başkent olan, aynı zamanda Cumhuriyet’in örnek kenti Ankara, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girdi. Kararı değerlendiren Koleksiyoncular Derneği Başkanı Korkut Erkan, ‘Bu karar Ankara’daki aydınların ve duyarlı kurumların dirençle elde ettiği bir zaferdir.’ dedi
Başkent Ankara, “Modern Bir Cumhuriyet Başkentinin Planlanması ve İnşası” miras alanı adıyla, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kaydedildi.
Söz konusu gelişmeyi Ankara Kent Konseyi (AKK) yaptığı açıklamayla duyurdu. Açıklamada, Cumhuriyet dönemi Ankara planlanması ve inşasının, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde hak ettiği yerde olduğu belirtildi.
Açıklamada konuyla ilgili görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin, “Bundan sonraki süreçte Başkent Ankara'nın, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki tüm değerlerinin asıl listeye girme süreçlerinin takibi için daha zorlu ve tüm kentimizin katılımını gerektiren bir çabayı göstermemiz gerekiyor. Bundan sonraki hedef, Başkent Ankara'nın tarihi kalbi için gerekli koruma çalışmalarını tamamlamak ve alan yönetimini kurarak, yönetim planlamasını tamamlamak olmalı. Bu çalışmalar da tamamlandığında Ankara'mız tüm varlıklarıyla UNESCO Dünya Mirası asıl listesinde hak ettiği yeri alacaktır.” ifadelerini kullandı.
ANKARA’NIN TARİHİ BİNALARI LİSTEDE YER ALDI
“Ankara: Modern Bir Cumhuriyetin Planlaması ve İnşası” başlıklı dosya, 1920-1970 yılları arasında planlanıp şekillenen başkentin; yeni kurulan bir ulus-devletin simgesi olarak inşa edilen kamu yapıları, kültürel alanlar ve açık kamusal mekânlarıyla, 20. yüzyılın modern başkentlerine örnek teşkil etmesi nedeniyle UNESCO’nun kültürel miras kriterleri kapsamında geçici listeye dâhil edildi.
Dosyada, Atatürk Bulvarı’nın kuzey-güney doğrultusunda uzanan aksı ile Ulus ve Kızılay bölgeleri ana bileşenler olarak yer aldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin I., II. ve III. binaları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Güvenpark, Gençlik Parkı, Ulus Meydanı, Ankara Garı, İş Bankası Binası, çeşitli bakanlık yapıları ve Kızılay Meydanı gibi simgesel yapılar; Ankara’nın planlı gelişimini ve modernleşme sürecini yansıtan önemli unsurlar arasında gösterildi.
EN ÖNEMLİ AKIMLARIN TEMSİLCİLERİ ANKARA’YI TASARLADI
Ankara tarihiyle yakından ilgilenen Koleksiyoncular Derneği Onursal Başkanı Korkut Erkan, Ankara’yı uygarlık tarihinin “canlı tanığı” olarak nitelendirdi. Başkentin Meşrutiyet Devriminin ve Kurtuluş Savaşının merkezi olduğunu hatırlatan Erkan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında inşa edilen kamu binalarının birer kale olduğunu belirtti. Erkan, “Bu kurumlar dönemin en önemli mimarlık akımlarının en önemli temsilcileri tarafından tasarlanarak hayata geçmiştir.
Birinci Ulusal Mimarlık Akımı, Uluslararası Mimarlık Akımı, İkinci Ulusal Mimarlık Akımı, Neoliberal Mimarlık Akımı, Yatay ve Düşey Sanayinin Mimarlık Akımının çok özel eserleri Atatürk Bulvarı ve onu kesen Gazi Mustafa Kemal Paşa Bulvarı Atatürk'ün üzerinde yer almıştır.
Atatürk'ün karşılandığı alanda Türkiye Büyük Millet Meclisi, Genelkurmay Başkanlığı, Deniz, Hava, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, İçişleri Bakanlığı, Jandarma Komutanlığı, Adalet Bakanlığı kurulmuş ve Devlet Mahallesi ismini almıştır.” dedi.
‘ANKARA EŞİ OLMAYAN BİR MİMARLIK MÜZESİ’
Erkan, “Ankara kısa bir yol üzerinde 20. yüzyıl dünya mimarlık hareketinin çok özel örneklerini taşıyan eşi olmayan bir mimarlık müzesidir. Dünyanın ilk Milli Kurtuluş Savaşı'nın bu küçük Bu kısa yol üzerindeki üzerindeki Dünya'nın ilk milli Kurtuluş Savaşı bu yollar üzerindeki kurumlardan yönetilmiştir. Bu nedenle Ankara'daki Ankara'nın Cumhuriyet kurumları bütün ezilen milletlerin esin kaynağı olan kaleleri taşımaktadır.” diye konuştu.
1980 yılından sonra iktisadi kurumların İstanbul’a taşınmasının son derece hatalı olduğunu ifade eden Erkan, “Osmanlı'dan günümüze gelen bir gelenek vardır. Bu imparatorluk geleneğidir. Bir kurum bina alan ve yerlerini kendi bünyesi içerisindeki başka bir birime devredebilir.” ifadelerini kullandı.
Erkan, UNESCO’nun aldığı kararı Ankara’daki duyarlı kurumların ve aydınlarının zaferi olarak nitelendirdi.
ÖRNEK ÇAĞDAŞ KENT PROJESİ: ANKARA
Tarihi 3 bin yıl öncesine dayanan Ankara, Frigya, Galatya, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden de izler taşıyor.
Kurtuluş Savaşı’na ev sahipliği yapan ve Cumhuriyet’in ilanından 16 gün önce başkent ilan edilen Ankara’nın, Cumhuriyet’in yeni ve çağdaş toplum felsefesine uygun olarak yeniden inşa edilmesi amaçlanıyor.
Ankara’nın dönüşümünde 1924-1925 Lörcher Planları ve 1928-1932 Jansen Planı etkili oldu. Genç Cumhuriyet, parklarıyla, bahçeleriyle, mimarisiyle örnek bir kent yaratma hedefinde.
Lörcher, “Bu iki su izi (İnce Su ve Tabakhane dereleri) şehrin yerleşim bölgesini doğal bir kuşakla sarmaktadır ki, bu kuşağın şehrin çevresinde doğal bir park oluşturduğu görülebilir. Bir tayyareden kuş bakışıyla bakılır veya şehrin genel fotoğrafı alınırsa, şehrin su kaynaklarına göre genel görünümünde bu etkinin oluştuğu kesindir. Doğanın bağışladığı bu özellik ve fırsattan güzelce yararlanılır ve uygulanırsa, bugün çorak ve ruhsuz görünen şehre, çevresi bir park yeşilliği ile sarılmış bir bahçe şehri formu verilebilir.” sözleriyle planının ana hedefini açıklıyor. Lörcher, Ankara’nın büyüyen nüfusunu Eski Şehir ve çevresine yerleştirmeye çalışır. Planda dikkat çeken bir diğer konu ise Yenişehir’in ‘Çankaya’ adıyla bir yönetim mahallesi olarak tasarlanmasıdır. Meclis binası, bakanlıklar ve diğer devlet kuruluşları “Devlet Mahallesi”nde yer alacaktır.
Lörcher’in planı nüfus artışı nedeniyle yetersiz kalınca Ankara için bir plan daha hazırlatılır. Olabilirliğin sınırları içinde kalmayı hedefleyen Hermann Jansen, Ankara Kalesi’ni kentin tacı olarak kabul etmiştir. Jansen Planı’na göre şehrin merkezi İstasyon bölgesi olarak düşünülmüştür. Jansen, Amele Mahallesi, Üniversiteler Bölgesi, Tandoğan Havaalanı gibi alanlar önermiştir.