Arkeologlardan müzelerin kapalı tutulmasına tepki: Eserler depolarda çürüsün diye kazı yapmıyoruz
Türkiye’de tadilat, onarım ve depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle 35 müze kapalı durumda. Bu müzelerin başında ise 11 senedir kapalı bulunan Isparta Müzesi geliyor. Müzelerle ilgili yaşanan bu durumu arkeolog ve eskiçağ tarihçileriyle konuştuk.
Antalya Müzesi’yle ilgili alınan yıkım kararı Türkiye’deki diğer müzelerin durumunu da gündeme getirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün verilerine göre, çeşitli illerde bulunan 35 müze ziyarete kapalı. Eserler ise depolarda tutuluyor.
Kapalı bulunan müzeler arasında en dikkat çekici olanı ise Isparta Müzesi. 28 Ağustos 2014 tarihinde restorasyon gerekçesiyle kapatılan ve kapandıktan sonra yıkılarak yenisinin yapılmasına karar verilen Isparta Müzesi, şu anda binasız durumda. Müzenin ne zaman açılacağı hakkında ise bir bilgi yok.
2 bin 953 adet arkeolojik, 2 bin 352 adet etnografik, 12 bin 671 adet sikke olmak üzere toplam 17 bin 976 adet eser bulunan müze, bölge tarihinin en önemli kültür varlıklarına ev sahipliği yapıyor.
Müzenin durumunu yetkililere sorduğumuzda ise, “Müzemiz 11 yıldır kapalı. Eserler güvenlik kontrolünde depolarımızda bekliyor. Henüz bir müze binası inşaatı bildiğimiz kadarıyla yok. Ne zaman açılacağına dair bir ibare de yok.” yanıtını aldık.
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yapılan duyuruda, Isparta Müzesi için herhangi bir açılış tarihi belirtilmiyor.
Yaşanan bu durumu Arkeolog, Sanat Tarihçisi ve Restoratör Yaşar Kalenderoğlu, Arkeolog ve Profesyonel Turist Rehberi Ümit Işın ve Eskiçağ Tarihçisi, Filolog Emre Poyraz ile konuştuk.
ISPARTA MÜZESİ’NDEKİ YANLIŞTAN DÖNÜLMELİ
Arkeolog, Sanat Tarihçisi ve Restoratör Yaşar Kalenderoğlu, bir eserin müzede sergilenmesi için geçtiği yolculuktan bahsederek, bu kadar uğraşın eserler depolarda çürüsün diye verilmediğini söyledi.
Kalenderoğlu, konuya dair düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi:
“Arkeolojik kazılarda ele geçen eserler büyük bir hassasiyetle laboratuvar ortamında temizlenir, korumaya yönelik uygulamalardan sonra ise belgeleme, tarihlendirme ve yayın sonrasında korunmak, sergilenmek, bilim dünyasına kazandırmak ve geçmişe ışık tutmak için en yakın müzeye teslim edilir. Bu meşakkatli süreçten eserler asla depolarda çürüsün diye geçilmez. Aksi halde arkeolojik kazıların yapılması gereksiz olur. Eserleri müze depolarında çürütmektense arkeolojik kazıların yapılmaması daha doğrudur çünkü en azından toprak altında kalması onları daha iyi koruyacaktır. Müzelerin önemi burada öne çıkmaktadır.
“Okullarda müfredata müzecilik dersi konulması için çaba verirken müzelerin kapatılmasını tartışıyoruz. Buradan tüm yetkililere ısrarla sesleniyorum, bunun mazereti olamaz, bunu istemek mesleki sorumluluğumuz dışında ayrıca vatandaşlık görevimizdir. Bu yanlıştan dönülmeli. Önce Isparta’daki mevcut müzenin iyileştirilmesi ve yeni bir müzenin bu güzel ilimize kazandırılması temennisiyle.”
‘DEPOLARDA ÇÜRÜMEYE GÖZ YUMULMASI KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL’
Müzelerin geçmişten günümüze ve bir sonraki nesle, kültürel mirasın yaşatılması, korunması ve geleceğe aktarılması gibi bir asli görevi olduğunu belirten Kalenderoğlu, cümlelerini şöyle sonlandırdı:
“Kültür ve Turizm Bakanlığının birçok ilimizde sadece kapalı alanları bile 10 bin metrekareden büyük birçok müze binası hizmete sunması bizleri sevindirirken Isparta gibi kültürel mirasın yoğun olduğu bir yerde mevcut müzenin yıllarca kapalı olması asla kabul edilemez. Arkeolojik kazılarda ele geçen eserlerin yanı sıra etnografik ve el sanatları bakımından zengin pek çok eserin depolarda çürümeye göz yumulması kabul edilir bir durum değil.”
‘LİSANS, YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİNE ÇOK BÜYÜK ZARAR VERİYOR’
Arkeolog ve Profesyonel Turist Rehberi Ümit Işın da “Yalnızca Isparta Müzesi ile sınırlı olan bir durum değil. Afyon Müzesi 10 yılı aşkın bir süre kapalı kaldı. Afrodisias Antik Kenti Müzesi de yaklaşık 2 sene oldu kapanalı. Bina olduğu gibi duruyor, yani ne zaman açılacağına dair hiçbir gösterge yok. Özellikle heykeltraşlık eserleri ile dünyadaki ender müzelerden.” diyerek benzer kaderi paylaşan müzelerin durumuna değindi.
Işın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir arkeolog ve rehber olarak, Isparta Müzesi gibi 35 müzenin yıllardır kapalı olması hem turizme hem de o müzelerdeki eserler üzerinde çalışacak olan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine çok büyük zarar veriyor. Bu durumların dünyada da örnekleri var ama bu kadar çok müzenin yıllarca kapalı kalması kabul edilebilir bir durum değil.”
‘NEREDEYSE BİR KUŞAKTIR KAPALI’
Eskiçağ Tarihçisi, Filolog Emre Poyraz, müzenin neredeyse bir kuşaktır kapalı olduğunu vurguladı. Poyraz, “Isparta Müzesi neredeyse bir kuşaktır kapalı. 11 yıllık bir suskunluk. Bu, sadece arkeolojik eserlerin bir depoda beklemesi anlamına gelmiyor. Şehir belleğinin, ziyaretçi trafiğinin, eğitim olanaklarının ve ekonomik canlanmanın da askıya alınması demek. Oysa müzeler sadece teşhir salonları değildir; aynı zamanda yaşadığımız coğrafyanın anlamını kurduğumuz hafıza mekânlarıdır.” ifadelerini kullandı.
Poyraz, müzedeki eserlerin geçici sergilerle ziyarete açılabileceğini ya da geçici olarak başka salonlara aktarılabileceğini de sözlerine ekledi.


