AYM’den çoklu baro eylemi kararı
Anayasa Mahkemesi, çoklu baro olarak bilinen düzenlemeye karşı Ankara’da yapılan eylem sırasında polis müdahalesiyle yaralandığını belirten avukatın başvurusunu kabul ederek hak ihlali kararı verdi.
Avukat Mert Ekinci, çoklu baro olarak bilinen düzenlemeye karşı Ankara’da yapılacak olan yürüyüş için 22 Haziran 2020 tarihinde diğer avukatlarla bir araya geldi. Eylem kapsamında baro başkanları sembolik bir yürüyüş yapıp buradan Anıtkabir’e otobüslerle gitmek istemişti. Buradaki eylem sırasında polis memurlarının müdahalesi sonucu yaralandığını belirten Ekinci, suç duyurusunda bulundu. Ekinci dilekçesine, adli muayene raporu da ekledi. Raporda Ekinci’nin sağ ön kolunda lineer tarzda, 10 cm boyutunda iki abrazyon tespit edildi ve bu yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğu kaydedildi.
YENİDEN SORUŞTURMA YAPILACAK
Başsavcılık 5 Şubat 2021 tarihinde Ekinci’nin iddiaları hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Kararda olay tutanağı, görüntü kayıtları ve özellikle de bilirkişi raporuna atıf yapıldı. Bu karara karşı Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğine yaptığı itiraz reddedilen Ekinci, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen AYM İkinci Bölümü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneği, kötü muamele yasağının ve toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilirken Ekinci’ye 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmedildi.
GEREKÇEDEN
AYM kararının gerekçesinde ise şu ifadelere yer verildi: “Başvurucunun ve başvurucunun içinde olduğu grubun 1136 sayılı Kanunda ve Türkiye Barolar Birliğinin yapısında meydana getirilecek değişiklikleri protesto etmek için bir araya geldiği kolluk görevlileri tarafından hazırlanan tutanak uyarınca da sabittir. Bu durumda salt 2911 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yer alan TBMM’ye bir kilometre uzaklıktaki alan içinde gösteri yapılamayacağı hükmüne dayanılarak başvurucunun gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına müdahale edilmesinin neden gerekli olduğunun yargı kararlarında izah edilemediğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla kolluk görevlilerince başvurucunun toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yapılan müdahalenin demokratik toplumda zorunlu sosyal bir ihtiyacı karşılamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda müdahalenin orantılılığı yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek olmadığı değerlendirilmiştir.”