Balaban Usta mezarı başında anıldı! ‘İşte seyreyle gözüm hünerini Balaban’ın’
Türk Resminin önemli isimlerinden biri olan İbrahim Balaban Bursa Seçköy’de bulunan anıt mezarı başında anıldı. Anma töreninde konuşan Zafer Bilgin, ‘Bu zor günleri aşarken Balaban'ın karakterine ihtiyacımız var’ dedi. Şair Hüseyin Haydar da ‘Balaban Türk resim sanatının türküsüdür.’ diye konuştu


Türk resminin en büyük ustalarından biri olan Ressam İbrahim Balaban vefatının altıncı yılında mezarı başında anıldı.
Anadolu’nun insancıllığını, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini fırçasıyla anlatan Balaban usta, Türk köylüsünün devrimci rengini yarattı. Ressam İbrahim Balaban’ı ailesi ve arkadaşları unutmadı.
NÂZIM HİKMET’İN YOL ARKADAŞI
Bursa Seçköy’de bulunan mezarlıkta yapılan anma töreninde konuşan Balaban’ın oğlu Hasan Nazım Balaban, babasının Nâzım Hikmet’le birlikte anıldığını belirtti. Balaban, “Bugün babamın ölüm yıl dönümü 9 Haziran. O da ustası gibi haziranda bu dünyadan göç etti. Balaban tabii Nâzım'la beraber genelde anılıyor. Öğle ve Bursa'da Bursa Mapushanesi'nde tanışıyorlar. O hikayeyi herkes biliyordur herhalde. Vallahi çok söyleyecek şeyler var uzun uzun. Resimlerine üç tane şiir yazmış.” ifadelerini kullandı.
İbrahim Balaban’ın unutulmasından dolayı üzüntü duyduğunu belirten Balaban, “Ölüm yıldönümlerinde Nâzım anılıyor. Haziranda vefat eden Orhan Kemal anılıyor. Ahmet Arif anılıyor ama Balaban'ın ismi hiç geç İçmiyor. Üstelik Nâzım'la beraber 7 yıl hapis yatmış. Onun yoldaşı ve arkadaşı, öğrencisi, ‘Şair Baba’ dediği bir insan. Bir tek yaşadığım üzüntü bu.” dedi.
ZOR GÜNLERDEYİZ BALABAN’A İHTİYACIMIZ VAR
Sanat programcısı Zafer Bilgin, Balaban’ın mezarı başında yaptığı konuşmada, usta ressamın devrimci, vatansever karakterine dikkat çekti. Bilgin, “Balaban yaşadığı tarih ile 100 yıllık hayatta sınırlanacak bir insan değil. Resimlerinde anlam, tema olarak ele aldıkları bu kültürel coğrafyanın en derinleri ve en direnenleri, en geniş alanlarda eser verenleri bu toprağın ruhu Balaban'da biz anmaya gelmedik aslında. Talep etmeye geldik. Zor günlerden geçiliyor. Bu günleri aşarken ihtiyacımız var Balaban'a. Balaban'ın karakterine, duruşuna, asil ruhuna ihtiyacımız var. Türk devriminin içinde yetişmiş, 1921'de zor günlerde doğmuş. Bu zor günlerde ama umutlu günlerde önder olacak, yoldaş olacak, Balaban'a ihtiyacımız var. Onun için buradayız.” diye konuştu.
‘HAYAT DOLU BİR İNSANDI’
Balaban’ın son yıllarına tanıklık eden, Nazım Alpman şu ifadeleri kullandı:
“Hayat dolu bir insandı. Biliyorsunuz son anına kadar ve şu anda da bulunduğu yer hayat dolu bir yer olduğunu düşünüyorum. Kaybettiğimiz zaman 6 yıl önce sabahleyin oğlu Nâzım beni aradı ve vefat haberini verdi. Yakınlarını kaybedenler biliyorsunuz ne yapacağını bilemezler. Dedim ki ‘Nereye defnedeceğiz?’ ‘Vallahi bilmiyorum’ dedi. ‘Bir dakika’ dedim. ‘Doğduğu yere götürmemiz lazım’. Hemen aklı yattı. İşte Altan Ertürk var burada. TÜSES Başkanı. Onu aradım.
Şişli Belediye Başkanını o zaman Muammer Keskin'di. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'ni bize açtılar. Orada bir vedalaşma yaptık. Sonra Şişli Camisi’nden buraya getirdik. Heykeltraş Mehmet Aksoy da çok güzel bir anıt yaptı. Bir sanatçı öldükten sonra da nasıl yaşarın örneği Balaban.”

Türk Resminin Yunus Emre’si
Ressam İbrahim Balaban’ı anlatan Şair Hüseyin Haydar, “İbrahim Balaban ustamız, Cumhuriyet Türkiye’sinin devrimci sanatına damgasını vuran ölümsüz ustalardandır. Yaşamıyla, eserleriyle, yarattığı tarihi ilişkilerle Türk kültür toprağında boy atan gerçek bir çınardır. Balaban’ı var eden, insanlığa armağan eden güç, Anadolu toprağında boy atan büyük Türk tarihidir. Yüksek sanatçı yeteneği, Nazım Hikmet, Bedri Rahmi Eyuboğlu gibi döneminin en büyük sanatçılarıyla dostluğu onu modern resim sanatımızın doruğun yükseltmiştir. Balaban Türk resim sanatının türküsüdür.” ifadelerini kullandı.
Balaban ustayı Türk Resminin Yunus Emre’si olarak tanımlayan Haydar, “O türkülerin renkli sesleri, tarlalarda, ovalarda, harman yerlerinde Türk köylüsüyle birlikte sonsuza dek ulaşacaktır. Ben Balaban’ı Türk Resminin Yunus Emre’si olarak tanıma mutluluğuna eriştim. Balaban ustanın cesareti yüreğimizde, ışığı hep üzerimizde olacak... Ne mutlu o İlâha ki, Balaban gibi ölümsüz bir oğlu var.” dedi.
Balaban sergisi açılıyor
1953 yılında ilk sergisini açan Nâzım Hikmet’in öğrencisi İbrahim Balaban’ın eserleri yeniden sergilenecek. Sanat hayatını Oyuncaksı, Dağınık, Nakışsı, Ağır Aksak, Tutsak, Özgürlük gibi dönemlere ayıran Balaban, geriye iki binden fazla resim ve on kitap bıraktı.
Balaban’ın retrospektif sergisi Serap T. Yurteser Yılmaz’ın küratörlüğünde 14 Haziran’da Bursa Kent Müzesi’nde açılacak. Sergi 1 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilecek.