Batı Asya’da savaş hazırlığı
İran ile İsrail arasındaki 12 Gün Savaşı’ndan sonra iki ülkenin de savunma kabiliyetlerini onarma ve güçlendirme süreci devam ediyor. İran, 30 yılı aşkın süre sonra ilk defa savaş uçağı aldı. Ayrıca İran’dan bölge ülkelerine ziyaretler sıklaştı.
ABD ve İsrail, Batı Asya’daki askeri yığınağını artırıyor. Batı medyasında bu hareketlilik, İran’a saldırının yaklaştığı şeklinde sunuluyor. İsrail’in Gazze’deki askeri yoğunluğunu azaltıp İran’a yöneleceği iddia ediliyor. İran ise askeri kabiliyetlerini İsrail ile yaptığı 12 Gün Savaşı’nda elde ettiği tecrübeler ışığında güçlendiriyor. Tahran özellikle hava savunma sistemine odaklanıyor. İran cephesinden yapılan açıklamada, ordunun olağanüstü bir hazırlık içinde olduğu kaydedildi.
ABD’NİN ASKERİ HAREKETLİLİĞİ
Son iki gün içinde Amerika Birleşik Devletleri’nden Avrupa’ya giren havadan ikmal tankerleri, Batı Asya’ya doğru yola çıktı. ABD Hava Kuvvetlerine ait yaklaşık bir düzine KC-135 Stratotankers ve diğer ikmal uçakları, son 48 saat içinde ABD anakarasından Avrupa’daki üslere transfer edildi. Tankerlerin bir kısmı Katar’daki Al-Udeid Hava Üssü’ne ulaştı, yanlarında savaş uçakları da taşıyorlardı.
ABD, Batı Asya’ya o kadar çok savaş uçağı gönderiyor ki, hava ikmal tankerleri onları hedeflerine sadece yarı yolda götürüp, sonra da jetleri kendi başlarına yolculuğa devam etmeleri için serbest bırakıyor, böylece hemen geri dönüp daha fazla jet ikmal ediyorlar.
Onlarca hava ikmal tankerlerinin bir kısmı da Birleşik Krallık’taki çeşitli RAF üslerinde hala park halinde bekliyor.
Ayrıca USS Gerald R. Ford uçak gemisi, Cebelitarık Boğazı’na doğru yol alıyor. Buradan Doğu Akdeniz’e doğru ilerlemesi bekleniyor.
MİNSK VE MOSKOVA’YA İNEN HEYETLER
Telegram’daki Sepah Pasdaran hesabı önceki gün, İran’ın başkenti Tahran’dan Belarus’un başkenti Minsk’e ve ardından Rusya’nın başkenti Moskova’ya bir İran diplomatik uçağının aniden hareket ettiğini bildirdi.
Sepah Pasdaran hesabından şu yoruma yer verildi: “Sadece [İran] hükümetinin en üst düzey yetkilileri bu tür uçuşlarla seyahat eder. Alınan bilgilere göre, [İran] Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani acil bir ziyaret için Minsk’e gitti. Bu görevin nedeni, İran ile siyonist rejim [yani İsrail] arasında çıkabilecek olası bir savaştır.”
HÜRMÜZ BOĞAZI’NDA DENETİM
ABD’nin askeri hareketliliği sürerken İran Genelkurmay Başkanı Abdurrahim Musevi, ülkesi ve bölge için stratejik bir nokta olan Hürmüz Boğazı’nı ziyaret etti. Musevi burada Devrim Muhafızları Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı birlikleri denetledi. Olası İsrail savaşına dikkat çeken Musevi, “Buna karşı olağanüstü hazırlık içindeyiz. Son dönemde Deniz Kuvvetlerimiz tarafından çok iyi bir kapasite artışı sağlandı.” dedi.
Hürmüz Boğazı bölgesinde bulunan Devrim Muhafızları Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı birliklerin hazırlık durumlarını denetleyen Musevi, “12 Gün Savaşı’nda yaşananlar, düşmanın sinsi faaliyetlerine karşı nasıl hareket etmemiz gerektiğini gösterdi. Bugün gördüğümüz şey, gelecekteki muhtemel çatışmalara yönelik olağanüstü bir hazırlıktır.” dedi.
İsrail ile savaş konusunda bir açıklama da Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Başdanışmanı Hamid Rıza Mugamdemfer’den geldi. Mugamdemfer, “Askeri, güvenlik ve savunma birliklerimiz tam hazır durumdadır. Hiçbir askeri ve siyasi mantık, İsrail’in İran ile yeni bir askeri çatışma peşinde olduğunu gösteremez; çünkü bu kez çok daha ağır bir bozguna uğrayacaklar. İsrailler aptallar, ama bu kadar aptal değiller ki tekrar saldırsınlar! Çünkü daha büyük bir cezanın onları beklediğini biliyorlar.” açıklamasını yaptı.
MİG-29’LAR TESLİM ALINDI
İran, 30 yılı aşkın bir sürenin ardından ilk kez yeni savaş uçakları teslim aldı. Military Watch Magazine’e göre, Rusya, MiG-29 savaş uçaklarını Şiraz Hava Üssü’ne teslim etti. Ocak ayında İranlı yetkililer, Rusya’dan Su-35 savaş uçağı siparişi verdiklerini doğrulamıştı. Uzmanlar ise uzun süredir İran’ın Çin üretimi J-10C jetlerine de yönelmesini bekliyordu.
1982’de hizmete giren MiG-29, J-10’dan tam 22 yıl önce geliştirildi ve Çin’in savunma sanayisindeki hızlı ilerlemesine rağmen, İran’ın bu tercihi stratejik nedenlere dayanıyor olabilir.
Uzmanlara göre İran’ın Çin’in J-10C uçağının yerine MiG-29’u tercih etmesinde bazı nedenler öne çıkıyor. Uzmanların belirttiği dört ana temel şunlar:
1. Barter (takas) ticareti ile alım kolaylığı: İran, Rusya ile gelişen barter sistemi sayesinde bu uçakları döviz rezervlerini harcamadan tedarik edebilir. İran’ın silah ihracatı karşılığında Rus askeri ekipmanları alması mümkün hale geliyor.
2. Düşük tedarik maliyeti: Sovyet döneminden kalan MiG-29’ların depolardaki mevcut stokları sayesinde, modernizasyonu alıcının karşılaması koşuluyla, bu uçaklar son derece düşük maliyetlerle sunulabiliyor. Bu durum, İran’ın Çin yapımı J-10C yerine çok daha büyük bir MiG-29 filosuna sahip olmasına olanak tanıyabilir.
3. Hızlı teslimat avantajı: Rusya, İran’a MiG-29’ları hızla teslim edebiliyor. Çin ise yılda yaklaşık 50 J-10C üretiyor ancak bunların büyük bölümü Çin Hava Kuvvetleri, Pakistan ve bazı üçüncü ülkeler için ayrılmış durumda. Rusya ise İran’a hem üretim hattından hem de depolardan 100’den fazla MiG-29 sağlayabilir.
4. Mevcut altyapıya uyum: İran, 1989’dan bu yana iki filo MiG-29A/UB kullanıyor. Bu da bakım, pilot eğitimi ve teknik destek açısından yeni bir uçağa geçişe kıyasla çok daha hızlı bir entegrasyon sağlıyor. Batı ve İsrail’den gelen güvenlik tehditleri göz önünde bulundurulduğunda, bu faktör kritik önem taşıyor.
İSRAİL JETLERİNE KARŞI ETKİ
Yaşlarına rağmen, modernize edilmiş MiG-29’lar gelişmiş sensörler, yeni nesil aviyonikler ve 4+ nesil silah sistemleriyle donatılıyor. Bu kapsamda Zhuk-ME veya Zhuk-A/AM faz dizinli radarları ile R-77M hava-hava füzeleri gibi sistemlerle güçlendirilen jetlerin, İsrail Hava Kuvvetlerinin bel kemiğini oluşturan yaşlı F-15 ve F-16 uçaklarına karşı üstünlük sağlayabileceği ifade ediliyor. Bu gelişmeler, İran’ın kısa vadede Hava Kuvvetlerini güçlendirme stratejisinde Rusya ile olan işbirliğini ön plana çıkardığını gösteriyor.
BÖLGESEL İTTİFAK ÇAĞRISI
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Tahran’dan, Suudi Arabistan, Pakistan, Irak ve Türkiye’nin bölgesel savunma anlaşması yapmasına yönelik çağrı geldi. Çağrıyı İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamaney’in askeri danışmanı General Yahya Rahim Safevi yaptı. Safevi İran’ın böyle bir ittifaka hazır olduğunu vurguladı.
Riyad ile İslamabad arasındaki anlaşmayı değerlendirerek bunu genişletme önerisi sunan Safevi, şu ifadeleri kullandı:
“Biz Batı Asya ülkeleri olarak İran, Suudi Arabistan, Pakistan, Irak ve Türkiye olarak ortak bir savunma anlaşmasına varabiliriz. Türkiye NATO üyesi olsa da… Bölgesel savunma ve güvenlik anlaşmalarına aktif şekilde katılmaya biz hazırız. Bu mesele, ülkemizin askeri diplomasisi ve dış politikasının bir parçasıdır.”
Devlet televizyonunda konuşan Safevi, İran’ın askeri olarak yeni tahkimatına hızla devam ettiğini de belirterek, “İran’ın hava savunması, radar ve füze sistemleri zarar gördü. Savaşta her iki taraf da birbirine zarar verir; hem onlar zarar gördü hem biz. Kısa süre içinde İran’ın savunma ve taarruz gücünü yeniden inşa ediyoruz ve mutlaka taarruz gücümüzü artıracağız. Taarruz sadece hava ve uzayda değildir. Tüm alanlarda bu gücü artırıyoruz. İstihbaratta da bazı zayıflıklarımız vardı, bunları da gidermekteyiz.” ifadelerini kullandı.

