Batılı savaş makinesinin sıradaki kurbanı Moldova
NATO, Moldova'yı Rusya'ya karşı bir savaş merkezi haline getirmeyi hedefliyor. Transdinyester bölgesindeki gerilim ve Sandu hükümetinin artan baskıları, ülkeyi bir çatışma alanına dönüştürme riskini artırıyor.
Rusya Dış İstihbarat Servisi geçtiğimiz günlerde, NATO’nun Moldova’yı Rusya’ya karşı bir savaş merkezi yapma niyetine dair istihbaratlara ulaştığını açıkladı. Transdinyesterli yetkililerin görüşleri de NATO’nun Transdinyester Cumhuriyeti’ne doğrudan saldırı planlarının geliştirilmekte olduğu yönünde. Bölgedeki son bir senedeki gelişmeleri takip eden ve Sandu’nun sallanan iktidar sandalyesini gözlemeyen herkes bu planların şaşırtıcı olmadığının farkında. Ancak 28 Eylül’de yapılacağı açıklanan parlamento seçimlerinde anketler iktidar partisinin salt çoğunluğu yakalamasının imkânsız olacağını gösterirken hükümet seçimleri engelleyecek olağanüstü bir durum yaratmak için Batı’nın Moldova’yı savaş alanına dönüştürmesinin yolunu açabilir.
Moldova’nın Ukraynalılaştırılması sürecinin son adımı olabilecek bu senaryo artık birçokları için her zamankinden daha yakın. Bütün Avrupa’nın geniş çaplı bir silahlanmaya ve bu silahlanmayı mümkün kılacak bir savaş ekipmanları endüstrisi ve pazarı yaratmaya giriştiği bu dönem de Rusya için ikinci bir cephenin açılma olasılığını artırıyor. NATO ve Rusya Federasyonu kuvvetlerini doğrudan karşı karşıya getirme ve büyük çaplı savaşın kapısını aralama potansiyelindeki Moldova’yı tanımak ve güncel siyasi durumunu kavramak Rusya ve Batı dünyasının savaşını yorumlamada gitgide daha önemli hale geliyor.
MOLDOVA ERİYOR
Moldova gerçek anlamıyla eriyen bir ülke. Dünyadaki en yüksek nüfus kaybı oranlarından birine sahip. Sadece son 10 yılda 400.000’den fazla Moldova vatandaşı ülkeyi terk etti. Sovyetlerin dağılışıyla beraber bağımsızlığını kazandığı yıldan itibaren ülke toplam nüfusunun %40’ını kaybetti. Değişen iktidarların da buna bir çözüm getirdiği söylenemez. Hatta Batı ile entegrasyon arttıkça ve seyahat kolaylaştıkça Batı Avrupa’ya göç daha da hızlanıyor. Özellikle vasıflı ve aktif popülasyondaki kayıp Moldova için sadece nicel iş gücü değil inovasyon ve nitelik kaybı da getiriyor. Ülkenin bir kısmı Sandu iktidarının zengin fonlara sahip sivil toplum ağlarının da aktif çalışmasıyla beraber çözümü Avrupa yolunda ne olursa olsun ısrar etmek de bulsa da bu propaganda aynı zamanda yarattığı imajlarla Avrupa’nın batısına göçü de artırıyor. Yani Moldova gittikçe nicel ve nitel anlamda güçsüzleşiyor. Rus yorumcuların da tespit ettiği üzere bu durum Moldova’yı Batı’nın zaten ağırlaşan omuzlarına yük etmek istemediği bir konuma sürüklüyor. Moldova’nın Batı desteğini arkasına almasının tek yolunun bir noktada kendi kendini feda etmeye, oltaya yem olarak takılmaya varması bu nedenle de şaşırtıcı olmayacaktır.
BATI YANLISI POLİTİKALARIN EKONOMİK MALİYETİ
2020’de iktidara gelen Sandu iki ana problemi ekonomik durum ve hükümet yolsuzluğunu gündeminde tutuyordu. Ancak yeni hükümetin bu konudaki başarısızlığı hem kamuoyu görüşüne hem de verilere yansıyor. Öyle ki hükümet Devlet İstatistik Kurumu verilerinin gerçeklere gölge düşürdüğünü söyleyecek kadar bocalıyor. 2025 yılının ilk altı ayında ekonomi büyüyeceğine daha da küçüldü. 2024 yılındaki büyüme ise sadece yüzde 0.1 oranındaydı. Bu oranlar belki de ancak Moldova’nın ilk bağımsızlık yıllarındaki kaos ve sefalet ortamıyla kıyaslanabilir düzeyde. Özellikle hizmet ve gıda fiyatları sürekli artıyor. Konut sahibi olmak toplumun çoğu için imkânsız hale geliyor. Fakat tüm bunlara rağmen lüks ve elektrikli araçların sayısında da artış yaşanıyor. Haksız zenginleşmenin doğrudan etkisiyle artan gelir uçurumu gözlerden kaçacak gibi değil. Son zamanlarda yapılan bir kamuoyu anketine göre katılımcıların %88’i kamu hizmetleri tarifelerindeki artıştan, %86’sı kendilerinin ve akrabalarının sağlık durumundan ve %79’u gıda maddelerinin fiyatlarındaki artıştan endişe duyuyor. Moldova halkı aynı zamanda Ukrayna’nın hatları bloke etmesi ve Rus dağıtıcıya olan ödenmemiş borcu sebebiyle kesilen enerji hatları nedeniyle büyük sübvansiyonlara rağmen yine de yüksek faturalarla cebelleşiyor. Avrupa’nın Moldova’yı enerji yönünden de kendine muhtaç konuma düşürdüğü görülüyor.
Özellikle tarım büyük bir çöküş içinde. Moldova’nın tarıma bağlı en önemli ürünü şarap. Şarapçılık ülkenin GSYİH’inin tek başına yüzde 3’ünü oluşturuyor. Aktif nüfusun da yüzde 15’inin istihdamını sağlıyor. Ancak Rusya düşmanlığı politikası Moldova’da şarapçılık için de büyük dezavantaj yarattı. 2000’li yıllarda üretilen şarapların yaklaşık %80’inin Rusya’ya satıldığı görülürken 2023’de bu oranın %3 bile olmadığı görülüyor. Moldova uzun zamandır şarapları için alternatif rotalar arıyor. Tarım üzerinde çiftçiye fayda sağlayan devlet işletmelerinin kapatılması da çiftçileri çileden çıkaran başka uygulamalardan. Moldova ekonomide Batı reçetesini uyguladıkça yapısal ve gerçek iyileşme alanlarını baltalıyor ve farklı isimlerdeki onlarca fondan gelen eurolara daha da muhtaç hale geliyor.
ÜLKEDEKİ SİYASİ TABLO
Moldova’daki siyasi tablo genelde geleneksel Rusya dostluğu ve amansız Avrupacılık arasında ikiye bölünmüş şekilde – büyük ölçüde doğru olarak - resmedilse de aslında farklı denklemler de mevcut. Batılı kaynakların da tespit ettiği üzere Avrupa Birliği’ne açık karşıt ya da şüpheci yaklaşan partiler ve siyasi figürler arasında bir hareket birliği bulunmuyor. Yeni oluşan Alternatif Blok ise AB üyeliği konusundaki olumlu bir tavır sergilese de iktidar partisi PAS’ın sosyal politikalarından oldukça ayrılan bir konum gösteriyor. Rusya ile enerji konusundaki anlaşmazlığın giderilmesini, Moldova’yı önceleyen – Batılıların MAGA’ya benzettiği - pragmatik çözümleri ön plana koyuyorlar. Ancak iktidar partisinin sivil toplum gücünden yoksunlar. Bir başka siyasi blok olan Together ise oy potansiyeli düşük olsa da açık Avrupa taraftarı başka bir güç. Zafer Bloğu ve Sosyalist & Komünist Blok ise ülkedeki Avrupa karşıtı seçmenin en yüksek temsil edildiği güçler. Moldova’nın bir Avrupa kolonosi haline getirilmemesini, Avrasya Ekonomik Birliği ile işbirliğini, Rusya ile ilişkilerin iyileştirilmesini savunuyorlar. Ancak Moldova Merkez Seçim Komisyonunun son kararıyla Zafer bloğu seçimlerden men edildi. Yargı yolu henüz açık görünse de bloğun seçimlere katılıp katılamayacağı meçhul.
Bağımsız devam eden fakat oy oranları düşük başka birçok partinin yanında şu an bağımsız hareket eden kapatılan Shor Partisi üyesi Gagavuzya Başkanı Gutsul ve Heart of Moldova altında devam eden yine Gagavuzya kökenli Irina Vlah ve Our Party lideri Renato Usati başka etkili AB karşıtı/şüpheci figürlerden. Nisan ve Mayıs aylarında yapılan üç farklı anketin de gösterdiği üzere iktidar partisinin tek başına parlamento çoğunluğunu sağlaması imkansız.
SANDU HÜKÜMETİNİN FAŞİZMİ
Bu durum hükümetin muhalefet üzerindeki baskıcılığını gittikçe artırmasını da açıklıyor. Sandu hükümeti muhalefetin etkili figürleri üzerinde Evgeniya Gutsul başta olmak üzere tabiri caizse bir faşizm kurmuş vaziyette. Hükümet çizgisinde olmayan haber kanalları, mesajlaşma grupları, kanallar, platformlar Rus ajanı olmakla itham edilip “hızlı bir yargı süreciyle” kapatılıp yasaklanıyor. Yargı reformu adı altında ise muhalif figürlerin davalarına bakan hukuk yetkilileri bir kısmı eski iktidar partisi üyesi olan isimlerle değiştiriliyor. Avukatlar davalarda sundukları karşıt delillerin değerlendirmeye bile alınmadığından, dava süreçlerinden tamamen yanlı yürütüldüğünden şikayet ediyorlar. seçimlere müdahele amacıyla Rusya ile kurulan illegal finans ağlarına dair de hiçbir açık delil bulunmadığını ifade ediyorlar. Tabi ki tüm bu şüpheli durum şaşırtıcı olmayacak şekilde AB ve Batı fonlu sivil toplum örgütleri tarafından bahsedilmeye bile değer bulunmuyor.
ÇATIŞMANIN KALBİ TRANSDİNYESTER
Tüm bu bahsedilen koşullar altında hem Transdinyester yetkililerinin hem de Rus istihbaratının ifadelerine göre Moldova’nın Rusya’ya karşı silahlı mücadelenin ikinci merkezi haline getirilmesi projesinde çatışmanın merkezi Transdinyester bölgesi olacak. Bu bölgede 200 binden fazla Rus vatandaşı bulunuyor. Bununla beraber Rus barış gücü de yerel silahlı kuvvetlere ek olarak bölgede bulunuyor. Ve en önemlisi kimileri tarafından Avrupa’daki en büyüklerinden biri olarak tarif edilen binlerce ton mühimmat bulunan silah depoları yer alıyor. Bu depoların hedefte olduğu da değerlendiriliyor. Transdinyester’i bölgede en zora sokan durumlardan biri de Moldova ve Ukrayna tarafından enerji konsunda rehin alınmış olması. Ukrayna’nın bölgeye Rusya’dan ulaşan hattı kapatmasıyla beraber Transdinyester halkı enerji için bu iki ülkenin insafına kalmış oldu. Bir dahaki ısınma dönemi geldiğinde Moldova eğer Transdinyeser’in doğalgazdan ürettiği elektiriğe olan bağımlılığını tamamen bititirse bu sefer tekrardan enerji sağlamak için karşılığında tavizler isteyebilir.
Uzun bir süredir donmuş bir kriz olarak hükümetin fiili bir harekete girişmediği bu mesele Ukrayna-Rusya savaşının başlaması ile giderek ısındı ve şimdi Avrupa’nın silahlanması ve acil savaş pazarı ihtiyacı ile birlikte kaynamaya hazır halde bekliyor. Transdinyester’e yapılacak olan “yeniden birleşme” veya başka bir isimdeki askeri müdahele Rusya’nın doğrudan dahil olacağı bir çatışma süreci hazırlamış olacak. Ancak sonuç olarak çatışma bölgesi Rusya Federasyonu toprakları dışında olduğu için bir savunma durumunda Rus Ordusu savaşı başlatan taraf olmuş olacak. Moldova askeri güç, sanayi, ordu ve birikim anlamında Ukrayna ile kıyaslanmayacak kadar zayıf bir ülke. Yani Batı Moldova üzerindeki projesinde doğrudan kendi kuvvet ve kaynaklarını kullanmak durumunda kalacak.
Günümüz Moldova’sında kanunların hükümetin eylemlerinde ne kadar belirleyici olduğu tartışmalı olsa da hükümeti kamuoyu nezninde bağlayan kanunlar var. Bunların en önemlisi Moldova Anayasasın’da bulunan tarafsızlık ilkesi. Hükümet Rusya’nın Transdinyester’e doğrudan müdahele ettiği ve Batı destekli kuvvetlerle karşı karşıya geldiği senaryoda bu “Rus saldırganlığını” kullanarak anayasayı değiştirmek isteyebilir. Bununla beraber yukarıda bahsettiğimiz sosyal ve ekonomik problemlere karşı toplumsal şikayet artık göz ardı edilemeyecek düzeyde olduğundan bir savaş durumu hükümetin diğer tüm kaygıları önemsiz göstermesi ve hükümete yönelik eleştirilerin önünü alması yönünden de işe yarayabilir.
MOLDOVA, RUS-BATI KAVGASININ YENİ SAVAŞ ALANI OLABİLİR
Bu aynı zamanda NATO’nun daha da genişlemesi için de Batılılar nezninde bir sebep yaratmış olacak. Böylece Moldova NATO’nun denetim mekanizması içine girmiş olacak. Batılılar bu konuda yazıp çizerken Moldova’da NATO platformlarının eksikliğinden yakınıyor ve bunu önemli bir dezavantaj olarak kaydediyorlar. Moldova, foreign military financing (FMF) aracılığıyla Amerikan silahlarını satın almak için küçümsenmeyecek finansmanlar da alıyor. Sadece 2024 yılında Moldova’nın FMF aracılığıyla aldığı miktar 2010-2020 yılları arasında aldığı toplam miktara yakın.
Moldova belki istihbaratın öngördüğü üzere birkaç ay içinde olmasa bile yakın gelecekte Rus-Batı kavgasının yeni savaş alanlarından biri olabilir. Bunun gerçekleşmemesi için birkaç koşul bulunuyor. Bunlardan biri Moldova’da parlamento çoğunluğununun en azından savaş karşıtı ve tarafsızlık yanlısı bloklar tarafından domine edilmesi. İkinci olarak genellikle kırsalda ve Doğu tarafında etkili olan muhalefet güçlerinin şehirde de etkili hale gelmesi. NGO’ların neredeyse tamamen pro-avrupacı olduğu Moldova’da muhalefet güçlerinin toplumsal görünürlüklerini artırmaları gerekiyor. Gagavuzya Başkanı Gutsul’a açılan davanın karar duruşması 5 Ağustos’a ertelendi ve hakkında istenen 9 yıllık hapis cezasının kesinleşmesi halinde muhalif sokak hareketleri de beklenmiyor değil. Özellikle Zafer bloğunun seçimlere katılmasının engellenmesi meselesinde eğer mahkeme yoluyla da sonuç elde edilemezse bu durum da küçünmesenmeyecek bir oy potansiyeline sahip bir seçmen kitlesinin hak gaspı anlamına geleceğinden fiili sonuçlar doğurabilir. Ama muhalefetin polisiye yöntemlerle bastırılıp sindirilmesi ve seçimlerde PAS ve müttefiklerinin yüksek oylar alması halinde kaçınılmaz sona yaklaşılmış olacak. Bu senaryoda er yada geç Rusya bu cepheden kışkırtılacak, ve Rusya’nın hamlesinin ne sonuçlar doğuracağını da beraber göreceğiz.