Beştepe’nin masasındaki silah bırakma süreci
Kaynaklara göre süreç üç aşamada ilerleyecek. Münfesih örgüt nedeniyle hukuken diğer örgütlerden ayrı çalışma yapılabilir. PKK’nın Suriye kolu SDG’nin durumu da yakından takip ediliyor. İmralı’ya gidecek ekiplerin de çok genişletilmesi düşünülmüyor
GAZETE HABERLERİ
Editor
PKK’nın silah bırakma ve fesih süreci için TBMM’de kurulan komisyon yakında toplanacak. PKK’nın 11 Temmuz’da silah yakmasından sonra sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu. Süreç nasıl ilerliyor? Silahsızlanma ne kadar sürede tamamlanacak? Hangi yasal düzenlemeler gündemde? SDG’nin tutumuna devlet nasıl bakıyor?
Tüm merak edilenleri Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına sorduk.
SİLAHSIZLANMA 4-5 AYDA BİTİRİLMEK İSTENİYOR
Kaynaklar sürecin üç aşamada ilerlemesinin hedeflendiğini söyledi: Silahsızlanma, PKK unsurlarının tasfiyesi ve entegrasyon (bütünleşme).
Ulaştığımız bilgilere göre, PKK’nın elindeki tüm silahların envanteri çıkarıldı. Silahların nasıl yok edileceğine ilişkin adımlar planlanıyor. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, silahsızlanma sürecinin 4-5 ayda bitirilmek istendiğine dikkat çekti. Kaynaklar, başka ülkelerde silahsızlanma süreci 5-6 yıldan fazla sürerken Türkiye’de kısa sürmesinin ülkemize özgü bir üstünlük olduğunu belirtiyor.
HOZAT’IN SİLAH YAKMASI
Sürece itirazı olduğu bilinen PKK’nın önder ismi Bese Hozat’ın da gelip silahını yakması anlamlı bulunuyor. Silah bırakmaya ilişkin yeni törenler planlanmıyor. PKK kadrolarına ilişkin ayrıntılı planlama yapılıyor. Orta ve alt düzey kadroların Türkiye’ye geleceği öngörülüyor. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, infaz düzenlemesi ile silah bırakan PKK’lıların durumunun hızla çözüleceğini belirtiyor. İçlerinde salıverilecekler var. Ancak, az da olsa yatıp çıkacaklar da var.
‘MÜNFESİH ÖRGÜT’ DEĞERLENDİRMESİ
Af konusunda atılacak adımın “eşitlik gerekçesiyle” Anayasa Mahkemesinden döneceği değerlendiriliyor. Ancak “münfesih örgüt” yani kendisini feshetmiş örgüt olması nedeniyle hukuken diğer örgütlerden ayrıştırılabileceği yönünde çalışmalar yapılıyor.
Kaynaklar, Meclis’te kurulan komisyonun özellikle “entegrasyon” konusunda işlevli olacağını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları, komisyonun Türkiye’nin gelecek tasarımı üzerine çalışmasını önemsiyor. Demokratikleşme için komisyonun bir zemin olabileceği öngörülüyor.
‘SURİYE’NİN BİRLİĞİNDE KARARLIYIZ’
PKK’nın Suriye kolu SDG’nin durumu da yakından takip ediliyor. Kaynaklar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Suriye’nin birliği konusunda çok kararlı olduğunu vurguluyor. Özerklik, ademimerkeziyetçilik gibi bir taviz verilmesi söz konusu değil. Kaynaklar, SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonunun tamamlanmasını bekliyor.
ÖCALAN’IN ERİŞİM OLANAKLARI GENİŞLETİLECEK
Sürecin ilerletilmesinde PKK liderinin Abdullah Öcalan’ın durumu önemli. İmralı’da kalmaya devam edecek olan Öcalan’ın erişim olanakları genişletilecek. Ancak görüşmek için İmralı’ya gidecek ekiplerin çok genişletilmesi düşünülmüyor. Sürecin hassasiyetine uygun olmayan açıklamalar gelmesi riskine karşı özel durumlarda görüşmelere yeni isimlerin gideceği vurgulanıyor.
Abdi ayak sürüyor
PYD/SDG elebaşı Mazlum Abdi, Hindistan merkezli The Indian Express gazetesine röportaj verdi. Suriye’de şu anda merkeziyetçilikten uzak bir yapı kurulması için “iyi bir fırsat” yakalandığını savunan Abdi, Şam Hükûmeti ile SDG’nin entegrasyonu konusunda “ayrıntılar” üzerine çalıştıklarını belirtti. Şam yönetiminin SDG’nin tamamen tasfiye edilmesini ve SDG’lilerin Suriye Ordusu’na entegre edilmesini talep ettiğini, buna karşılık kendilerinin yerel bir güvenlik yapılanması öngören, kendi komuta yapısının da korunacağı bir çözümden yana olduklarını ifade etti.
FESİH KARARI ‘TÜRKİYE’NİN İÇ SİYASETİ’
Abdullah Öcalan’ın çağrısını da yorumlayan Abdi, “PKK’nın kendini feshetmesinden sonra Türkiye’nin SDG ve Özerk Yönetim’e yönelik tutumunun değişip değişmeyeceği” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu mesele Türkiye’nin iç siyasetiyle bağlantılıdır. Bana göre SDG ve Özerk Yönetim hiçbir zaman Türkiye için güvenlik tehdidi oluşturmadı. Aksine, biz Türkiye sınırını IŞİD’den kurtardık ve sınırda güvenliği sağladık. Eğer Türkiye kendi içindeki Kürtlere hak tanıyacaksa, aynı şeyin Suriye’de de yapılması gerekir.”
