Bu hastalık 25 yaş altı genç erkeklerde daha belirgin!
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Romatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Omma, Behçet hastalığının özellikle 25 yaş altı erkeklerde daha şiddetli seyrettiğini belirtti. Uzman ismin konuya dair açıklamasından ayrıntılar...
Behçet hastalığı, ilk olarak 1937 yılında Türk bilim insanı Hulusi Behçet tarafından tanımlandı. Behçet, bu hastalığı başlangıçta ağız içi yaralar, göz lezyonları ve ciltte oluşan yaralarla tanımladı. Zamanla hastalığın, yalnızca deriyle sınırlı kalmayan sistemik bir rahatsızlık olduğu anlaşıldı. Bugün Behçet hastalığının, ağız ve genital bölge ülserleriyle birlikte beyin, damar, mide, bağırsak ve eklemleri de etkileyebildiği biliniyor.
AĞIZ YARALARI İLK BELİRTİ
Prof. Dr. Ahmet Omma, hastalığın genellikle sık tekrarlayan ağız yaralarıyla başladığını söyledi. “Bu yaralar yılda üç ya da daha fazla görülür. Dil kenarında, dudakta ya da ağız içinde ortaya çıkabilir. Ardından genital bölgede yaralar oluşur ve bu yaralar genellikle iz bırakır. Hastalık gözü tuttuğunda ise özellikle erkek hastalarda körlüğe kadar ilerleyebilen ciddi bir tablo ortaya çıkar” dedi.
DAMAR, BEYİN VE EKLEM TUTULUMU CİDDİ RİSK OLUŞTURUYOR
Omma, Behçet hastalığının vücudun hemen her bölgesini etkileyebildiğini belirterek, “Hastalık damarları tuttuğunda toplardamarlarda tıkanıklık, bacaklarda yaralar ve ciddi dolaşım sorunları oluşabilir. Beyin tutulumu olduğunda ise inme ya da sürekli baş ağrısı gibi bulgular görülebilir. Bu nedenle özellikle açıklanamayan inme vakalarında Behçet hastalığının göz önünde bulundurulması gerekir” ifadelerini kullandı.
'GENÇ ERKEKLERDE HASTALIK DAHA AĞIR SEYREDİYOR'
Cinsiyet açısından hastalığın kadın ve erkeklerde benzer sıklıkta görüldüğünü söyleyen Omma, “Ancak 25 yaş altındaki erkeklerde hastalık çok daha agresif ilerliyor. Özellikle göz, damar veya beyin tutulumu varsa seyri kötüleşiyor. Yaş ilerledikçe, özellikle 40 yaşından sonra hastalığın aktivitesi azalma eğilimi gösteriyor” dedi.
TEDAVİ HASTALIĞIN TUTTUĞU ORGANA GÖRE DEĞİŞİYOR
Prof. Dr. Omma, tedavi sürecinin tutulum bölgesine göre belirlendiğini ifade ederek, “Sadece ağız ve genital yaraları olan hastalarda kolşisin tedavisi uygulanıyor. Ancak beyin, damar veya göz tutulumu varsa bağışıklık sistemini baskılayan daha güçlü ilaçlara geçiyoruz. Bu tedavilere gecikmeden başlanması büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.
BİR HASTANIN YAŞAM ÖYKÜSÜ
Behçet hastalığı tanısını 16 yaşında alan 54 yaşındaki Yusuf Kılıç, 20 yaşında görme yetisini kaybettiğini anlattı. Uzun yıllardır hastalıkla mücadele ettiğini belirten Kılıç, “Behçet hastalığı tamamen iyileşen bir rahatsızlık değil. Onunla yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Psikolojik olarak da çok yıpratıcı bir süreç. Ek olarak psikolojik destek almak da çok faydalı oluyor” dedi.
'ÖMÜR BOYU DİKKAT GEREKTİREN BİR HASTALIK'
Kılıç, hastalığın zaman zaman mide kanamasına kadar ilerlediğini ve sürekli tıbbi takip gerektirdiğini belirterek, “Doktorların uyarılarına dikkat etmek, tedaviyi aksatmamak ve yaşam alışkanlıklarını buna göre düzenlemek gerekiyor. Bu hastalıkla yaşamak sabır ve özen istiyor” diye konuştu.