Çelebi operasının yankıları sürüyor: ‘Hepimiz için övünç kaynağı’
19 Nisan’da dünya prömiyerini yapan Çelebi operası, sanat camisında büyük etki yarattı. Besteci-Kompozitor Ekrem Ataer, ‘Bu operanın sahnelenmesi hepimiz için büyük bir kıvanç ve övünç kaynağıdır.’ dedi. Aytaç Rzaguliyeva ise Çelebi operasının milli kültür açısından bir atılım olduğunu söyledi


Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin hazırladığı Çelebi operasının etkisi sürüyor. Librettosunu Ekrem Reşit Rey’in yazdığı ve 1975 yılında Cemal Reşit Rey’in bestelediği Çelebi, milli opera akımının önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk’ün gösteri öncesi yaptığı konuşmada miras vurgusu yaparak, “Bu eser, Ata'mızın mirasına sahip çıkma girişimidir.” ifadelerini kullanması Devlet Opera ve Balesi’nin milli eserlerin öne çıkarılması konusundaki hedeflerini de ortaya koyuyor.
‘AYAĞI KENDİ TOPRAĞINA BASIYORDU’
“Çelebi operasının 50 yıl sonra dünya prömiyeri yapması hepimizi ziyadesiyle heyecanlandırmıştır.” diyen besteci-kompozitör Ekrem Ataer, “Ekrem Reşit Rey librettosu ile Cemal Reşit Rey müziğinin buluşması milli opera akımının önemli yapıtlarından birini vücuda getirmiştir. Henüz daha eseri dinleyip izlememekle birlikte bu operanın sahnelenmesi hepimiz için büyük bir kıvanç ve övünç kaynağıdır.” dedi.
Eserin Doğu-Batı sentezi olarak adlandırıldığını ancak kendisinin bu tanımlamaya karşı olduğunu kaydeden Ataer, “Tahmin ediyorum ki bu eserde de diğerlerinde olduğu gibi Cemal Reşit Rey'in ulusal müzik modları ve motifleri öncelikli olacaktır. Cemal Reşit Rey müziği; ayakları kendi toprağına basan ama tüm dünyanın dinlemesini hayal eden engin bir derinliğe sahiptir. Her ne kadar bu nev'i eserler ‘Doğu-Batı Sentezi’ olarak adlandırılsa da ben hiçbir zaman bu çalışmaları sentez niteliğinde görmedim. Bu çalışmalarda aslolan diyalektik anlamda Doğu ve Batı’nın herhangi bir karşıtlığı değil birbirlerini bütünleyici olmasıdır. Bir anlamda sentez olmaktan ziyade ‘tanış olmaktır’ diyebilirim.” ifadelerini kullandı.
‘İYİ Kİ BULUNMUŞ DİYEBİLİYORUM’
Eserin 50 yıl sonra sahnelenmesinin garip olduğunu belirten Ataer, “50 yıllık bir gecikme ise tam anlamıyla gariptir. İstanbul'a yollanırken kaybolan bir opera eserinden bahsediyoruz! Yaklaşık yirmi sene kayıp olarak bilinen Çelebi Operası'nın Eylül 2005'te Ankara Devlet Opera ve Balesinin arşivinde bulunmasının araştırma mı yoksa tesadüf mü olduğunu bilmiyorum lakin iyi ki bulunmuş diyebiliyorum.” diye konuştu.
Cemal Reşit Rey için, “Hayalleri sonsuz ve tüm bedeni bu topraklarda olan bir ustadır.” ifadelerini kullanan Ataer sözlerini şöyle tamamladı:
“Müezzin Çelebi Mehmet Efendi etrafında şekillenen olayların Lale Devri bütünselliği içinde nasıl büyük bir zenginliği kucakladığını ben de merak ediyorum. Beklentim odur ki; sanatın ve kültürün atlama taşı yaşadığı Lale Devri'nde, dönem layıkıyla ifade edilmiştir. Eseri tamamladığında ‘Benim en iyi eserim.’ diyen Cemal Reşit Rey'in büyüklüğüne bir kez daha tanık olacağız. Büyüktür çünkü hayalleri sonsuz ve tüm bedeni bu topraklarda olan bir ustadır Rey. Emeği geçen tüm sanatçı dostlarımı kutluyor bu başarılı eserde imzası olan tüm müzisyen meslektaşlarımı alkışlıyorum.”
‘MİLLİ KÜLTÜR AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR ATILIM’
Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü Öğretim Görevlisi Aytaç Rzaguliyeva, “Eseri canlı izleyemedim ancak videodan bazı kısımlarını izleme imkânı buldum. Bu tür eserlerin gün ışığına çıkması çok çok önemli, çok değerlidir.” dedi. Çelebi operasını çok önemli bir atılım olarak değerlendiren Rzaguliyeva, “Bu eser anladığım kadarıyla seneler boyunca unutulmuş, kütüphanede kalmış ve birçok değerli sanatçının çalışmaları sayesinde ortaya çıkmıştır. Bu tür eserlerin artması, çoğalması özellikle gençler için çok önemli bir örnek olur.” diye konuştu.
Müzikte ayrım yapılmaması gerektiğini kaydeden Rzaguliyeva, “Müzik koskocaman bir dünyadır. O müzik dünyasında halk müziği de var, caz da var, yani klasik müzikler de var, farklı pop müzik de var. Her tür müzik yani bu kocaman müzik dünyasında yaşama hakkına sahiptir ve çok güzeldir.” ifadelerini kullandı.