Çinli bankaların Türkiye'ye desteği: Finansal destek, iki ülkenin ekonomik ve ticari ilişkilerini canlandırıyor

Küresel ekonomik entegrasyon çağında dünya, giderek daha birbirine bağlı hale gelmiştir. Çin 2013 yılında, Kuşak ve Yol Girişimi'ni önerdi. Bu girişim, insanlığın geleceği ve kaderini göz önünde bulundurmakla birlikte, Çin ve dünya gelişim akımlarına uyum sağlayarak, hem insanlık için ortak bir kader topluluğu inşa etmenin canlı bir pratiği, hem de Çin’in dünyaya sunduğu çok sevilen uluslararası kamu ürünleri ve işbirliği platformudur. 11 yıl boyunca Kuşak ve Yol Girişimi sürekli olarak gelişmiş ve somut başarılar elde edilmiştir.

Kuşak ve Yol Girişimi'yle paralel olarak, Türkiye de kendi “Orta Koridor” planını başlatmıştır. Bu plan, Türkiye’yi, Güney Kafkasya’yı ve Orta Asya’yı birbirine bağlayarak, Çin ile Avrupa arasındaki lojistik hatları kesintisiz hale getirmeyi amaçlamaktadır. “Orta Koridor”, “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı” ile uyumlu şekilde çalışarak, küresel ekonomik entegrasyonun derinleşmesiyle birlikte Asya ve Avrupa'nın ekonomik entegrasyonu için yeni işbirliği fırsatları yaratmaktadır. Son yıllarda, jeopolitik zorluklar ve küresel tedarik zinciri kesintisi riskleri, çeşitlendirilmiş lojistik yolların kritik önemini artırmış ve “Orta Koridor” ile “Kuşak ve Yol” çerçevesindeki yeni bağlantı projelerinin uygulanabilirliğini daha da artırmıştır.

ÇİN’İN TÜRKİYE’YE YATIRIMLARI ARTTI

2015 yılında, Çin ve Türkiye, “Kuşak ve Yol” ve “Orta Koridor” girişimlerini birleştirmek amacıyla bir Mutabakat Zaptı imzaladı. İkili ticaret işbirliği hız kazandı. Türk yetkililerin verilerine göre, bu anlaşmanın ardından Çin'in Türkiye'ye doğrudan yatırımları önemli ölçüde arttı. 82 milyon dolardan 624 milyon dolara çıktı. 2022’deki yabancı doğrudan yatırım (FDI) 1,7 milyar dolara ulaşarak Çin’in Türkiye’ye yaptığı yatırımların zirveye ulaşmasını sağladı. Türkiye hükümetinin son verilerine göre, son 20 yılda Çin-Türkiye ticaret hacmi 40 kat artmış ve 2023 yılında ikili ticaret hacmi 48 milyar dolara yaklaşmıştır.

6 Kasım’da, Çin ve Türkiye “Kuşak ve Yol” ve “Orta Koridor” girişimlerinin entegrasyonunu sağlamak amacıyla Pekin’de ilk ortak çalışma grubu toplantısı başarıyla yapıldı. Taraflar, bu girişimlerin entegrasyonunu güçlendirmek, ulaştırma ve bağlantıyı artırmak, yatırım ve ticaretin geliştirilmesi, yeşil dönüşüm, temiz enerji ve dijital ekonomi gibi alanlarda işbirliği fırsatlarını tartışmak üzere samimi ve derinlemesine görüşmelerde bulundular. Son yıllarda, Çin’in “Kuşak ve Yol” girişimi ile Türkiye’nin “Orta Koridor” planı arasındaki entegrasyon derinleşmiş ve ikili ticaret hızla gelişmiştir. Türkiye, coğrafi avantajını kullanarak, Asya ve Avrupa’yı birleştiren enerji koridoru ve lojistik merkezi olma rolünü pekiştirmiştir. “Kuşak ve Yol” girişiminin başlamasından bu yana, Çin-Türkiye arasındaki ticaret hacmi her yıl artmış. Şu an itibarıyla Çin, Türkiye’nin Asya’daki en büyük ticaret ortağı ve dünyadaki üçüncü büyük ticaret ortağıdır. Bin 200’den fazla Çinli şirket Türkiye’de ticaret ve sanayi faaliyetleri yürütürken, 100’den fazla Türk şirketi de Çin’de yatırım yapmaktadır. Uluslararası proje işbirliklerinde de finansal yatırımların yönlendirici ve destekleyici rolü oldukça belirgindir. Çin finans sektörü son yıllarda hızla büyümüş ve şu anda yurtdışında 4 bin 602 finansal kuruluşa sahip olup, bu durum Çin ile Türkiye arasında sağlam bir finansal işbirliği temelini atmaktadır.

KAZAN-KAZAN İLİŞKİLERİ OLUŞTURMAK

Zhejiang Yabancı Diller Üniversitesi Ekonomi ve Ticaret Araştırma Merkezi Başkanı, Profesör ve Araştırmacı Chen Yubao, “Kuşak ve Yol” çerçevesinde Çin ve yabancılar arasındaki finansal işbirliğinin çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtmektedir. Küresel pazarda başarılı olabilmek için, Çinli finansal kuruluşların yerelleşmiş operasyonlarını güçlendirmesi, uluslararası finansal yönetişime etkin şekilde katılım sağlaması, hizmet kalitesini artırması, yenilikçi ürünler geliştirmesi, uyum yönetimini güçlendirmesi ve sağlam bir marka imajı oluşturması gerektiğini vurgulamaktadır. Ancak bu şekilde, küreselleşen dünyada karşılıklı fayda sağlanabilir ve kazan-kazan ilişkileri oluşturulabilir. Bu, finansal kuruluşların yerel pazarların özelliklerini ve ihtiyaçlarını anlamasını ve adapte olmasını gerektiriyor.

2014 yılında, Çin Endüstri ve Ticaret Bankası, Türkiye'deki Tekstilbank’ı satın almıştır. Türkiye'deki şube açıldıktan sonra büyük çapta işten çıkarmalar yapılmamış. Bunun yerine yerel çalışanlar aracılığıyla piyasa anlaşılmaya çalışılmış, tüketici ihtiyaçları, davranış alışkanlıkları, ödeme yöntemleri gibi faktörler derinlemesine araştırılmış. Aynı zamanda yerel piyasanın makroekonomik çevresi, politika ve yasal düzenlemeler, rekabet koşulları gibi unsurlar da kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir. Bu analizlerle yerel pazara özel ürün ve hizmetler tasarlanarak, yerelleştirilmiş talepler karşılanmıştır.

Ayrıca, Türkiye’deki Çin Endüstri ve Ticaret Bankası, yerel şirketler ile Çinli şirketler arasında işbirliği köprüleri kurarak, her iki ülkenin şirketlerinin daha iyi işbirliği yapmalarını sağlamıştır. Banka, büyük projelere katılım göstererek, örneğin Tuz Gölü doğalgaz depolama projesi, Hunutlu termik santrali, Kumport limanı inşası gibi projelerde, Çin-Türkiye ekonomik ve ticari işbirliğine önemli katkılar sağlamaktadır.

ÇİN VE TÜRK BANKALARI İŞBİRLİĞİNİ DAHA DA GELİŞTİRECEK

Çin finansal kuruluşları sadece geleneksel mevduat ve kredi hizmetleri sunmakla kalmamış, aynı zamanda ticaret finansmanı, proje finansmanı, varlık yönetimi, sigorta gibi çeşitli finansal ürün ve hizmetler sunarak farklı müşteri ihtiyaçlarını karşılamış ve kendi iş gücü ve hizmet kapasitesini artırmıştır. Finansal kurumların desteğiyle, daha fazla Çinli şirket yurtdışına açılmakta ve daha fazla ve daha iyi projelere katılmaktadır. Demiryolu, kara yolu, liman, havaalanı gibi altyapı projelerinden rüzgar enerjisi, termik enerji gibi enerji projelerine kadar, bu projelerde işbirliği yeni istihdam olanakları yaratmış ve Çin ile Türkiye’ye daha fazla işbirliği fırsatı sunmuştur.

Çinli bankalar, Türkiye'nin ekonomik ve ticari gelişimine yardımcı olma sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. “Kuşak ve Yol” girişiminin ilerlemesiyle birlikte, Çin ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin geleceği oldukça parlaktır. Çinli bankalar, kendi avantajlarını kullanarak finansal hizmetlerde yenilik yapmaya devam edecek, iki ülkenin şirketlerine daha kaliteli ve verimli finansal destek sunacaktır.

Gelecekte, Çinli bankalar, Türkiye’deki yerel bankalarla işbirliğini daha da güçlendirecek ve finansal pazarı genişletmek için birlikte çalışacaktır. Aynı zamanda Çinli bankalar, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına daha fazla katkı sağlayacak, altyapı inşası, sanayi yükseltme gibi alanlarda daha fazla finansman desteği sunacaktır.

Çin ve Türkiye’nin ortak çabalarıyla, Çinli bankalar, finansal destek sağlayarak, iki ülkenin ekonomik ve ticari gelişimini besleyen bir su gibi rol oynamaktadır. Çinli bankaların desteğiyle, Çin ve Türkiye’nin ekonomik işbirliği daha yüksek seviyelere çıkacak ve iki ülkenin halklarına daha fazla refah getirecektir.