Yandex
17 Mayıs 2025 Cumartesi
İstanbul 18°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çözüm: Şam merkezli güçlü hükûmet

Beşar Esad’ın kuzeni Rami Mahluf’un sahil bölgesinde 150 bin kişilik güç kurduğu iddiası gündem oldu. Mahluf iddiaların asılsız olduğunu açıklayarak, Şam yönetimine bağlı olduğunu duyurdu. Ülkedeki ayrılıkçı girişimleri değerlendiren Prof. Dr. Mehmet Yuva’ya göre ise çıkış yolu güçlü bir hükûmet

Çözüm: Şam merkezli güçlü hükûmet

Eski Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın kuzeni Rami Mahluf’un olduğu öne sürülen bir Facebook hesabından önceki gün dikkat çekici bir paylaşım yapıldı. Paylaşımda Mahluf’un, eski Kaplan Tugayları Komutanı Süheyl Hasan ile birlikte kıyı bölgelerinde özel kuvvetler oluşturduğu belirtildi. Amaçlarının intikam değil, halkı korumak olduğunu savunulan paylaşımda, 150 bin kişilik bir güç oluşturulduğu, yedek birlikler ve halk komiteleri kurulduğu kaydedildi. Rusya’daki “dostlara” da destek çağrısı yapılan paylaşımda, uluslararası topluma kapıların açıldağı ifade edildi. Rusya Lideri Vladimir Putin’e, Şam yönetimiyle ortak bir mekanizma kurulması için çağrı yapıldı. Esad yönetiminin çöküşü ise Esad’ın çevresindeki “çocukların adaletsizliği”ne bağlandı. Paylaşımda ayrıca, 9 Mart’taki olaylarla ilgili 4. Tümen Tuğgenerali Gıyas Dalla ve askeri güvenlik şefi katliamlarla suçlandı.

Çözüm: Şam merkezli güçlü hükûmet - Resim : 1
Mehmet Yuva

İDDİALARI YALANLADI

Söz konusu paylaşımın Arap basınında geniş yankı uyandırmasının ardından Mahluf, kendi ofisinden ıslak imzalı bir açıklama yayımladı. Paylaşımı reddeden Mahluf, şu ifadeleri kullandı:

“Benimle ilgili yayılan, Süheyl Hasan ile binlerce savaşçıdan oluşan birlikler kurduğumuz iddiaları tamamen yalandır. Birkaç gün önce Lübnan'da bulunuyordum. Odama zorla girildi, telefonum ve aile mücevherlerimiz çalındı. Telefonumun şifresi kırılarak sosyal medya hesabımdan adım kullanılarak açıklama yapıldı. Ben her zaman kanun tarafında oldum. Esma Ahras ile savaşımda bile hukuktan sapmadım. Yeni devlete ve Cumhurbaşkanı Şara'ya bağlılık yemini ettim ve halen bağlıyım. Alevi kardeşlerim provokasyonlara kapılmasın. Kısa süre içinde televizyonda açıklama yapacağım.”

'ÇÖZÜM ARAYIŞI VE ENDİŞE'

Suriye’de yaşanan bu olayı bölgeyi yakından bilen Prof. Dr. Mehmet Yuva ile konuştuk. Yuva, Mahluf’un Esad dönemindeki rolünü, Suriye’de bugün gelinen noktayı ve bölgede çözümü gazetemize anlattı.

Yuva, Lazkiye, Tartus ve çevresindeki Alevi nüfusun ciddi bir endişe içinde olduğunu belirtti. Bölgedeki durumu şöyle özetledi:

“İnsanlar adeta suya düşen yılana sarılır gibi çözüm arıyor. Bir kesim uluslararası kuruluşların, bir kesim ise İsrail, Türkiye ve Fransa gibi ülkelerin müdahalesini istiyor. Bir diğer kesim de Rusya'nın aktif müdahalesini bekliyor. Zira Rus üslerinde şu anda binlerce Alevi korunuyor.”

Çözüm: Şam merkezli güçlü hükûmet - Resim : 2

'MAHLUF'UN HALKTA KARŞILIĞI YOK'

Yuva, Rusya'nın Suriye ile uzun yıllara dayanan ilişkisini hatırlatarak, Rami Mahluf'un toplumda güçlü bir karşılığı olmadığını vurguladı:

“Beşar Esad ve çevresindeki pek çok isim doğrudan Rusya veya Belarus'ta yaşıyor ya da sıkı ilişkiler sürdürüyor. Ancak Mahluf’un adı hep yolsuzluk ve rüşvetle anıldı. Milyarlarca doları yurt dışına kaçırdığı biliniyor. Eğer elindeki serveti sahil bölgesinde halkın yararına kullanırsa belki destek bulabilir. Ancak mevcut durumda siyasi kredibilitesi çok düşük. Bölge ağır bir ekonomik kriz ve büyük bir zulüm altında.”

Yuva, Rami Mahluf’un Suriye Telekom sektörünü nasıl ele geçirdiğini de anlattı:

“Rami genç yaşta Suriye Telekom'u devraldı ve buradan büyük bir servet yaptı. Sovyetlerden kalan altyapıyla, Telekom sektörünü adeta bedavaya aldı. O dönemde Rami’ye itiraz eden milletvekilleri tasfiye edildi. Riyad Türk adlı bir iş adamı ve milletvekili, Telekom’u devlet bankası kredisi olmadan almak istediğini ve 1 milyar dolar ödemeye hazır olduğunu söyledi. Ancak ajanlıkla suçlanarak tasfiye edildi.”

'YENİDEN SAHNEYE ÇIKMAK İSTİYOR'

Bugün Rami Mahluf’un yeniden sahneye çıkmak istediğine işaret eden Yuva, şöyle konuştu:

“Burası Suriye. Bir zamanlar HTŞ gibi bir örgütün Suriye'yi yöneteceğini söyleseler kimse inanmazdı ama geldiğimiz nokta ortada. Mahluf’un iktidar adayı olması çok zayıf bir ihtimal, ancak tamamen imkânsız da değil. Çünkü halk bugün İsrail’den bile umut bekliyor.”

Suriye’deki kaotik durumun çözümü için Şam merkezli güçlü bir yönetim gerektiğini vurgulayan Yuva, çözüm önerisini şöyle dile getirdi:

“Şam, Halep ve Humus... Baş Şam, göbek Humus, bacaklar Halep ve çevresi. Bu üç merkezdeki aklı başında Sünniler, Şam’da aklı başında bir hükûmet kurulması için adım atarsa, Süveyda’yı, sahil bölgesini ve kuzeyi de kolaylıkla bu merkezlere bağlayabilirler.”

Suriye tarihinde benzer süreçlerin yaşandığını vurgulayan Yuva, “Abdurrahman Şehbender’in iktidara gelmesiyle Dürziler ve Kürtler, ‘Madem aklı başında bir hükûmet var, neden ayrı idare kuralım ki?’ dediler.” örneğini verdi.

Mevcut tabloda başka bir çözümün kalmadığını dile getiren Yuva, “Eğer Aleviler sadece kendi bölgelerinde güçlü olursa, bu Alevi, Dürzi ve Kürt otoritelerine bölünür. Sünni bölgelerde ise silahlı örgütler cirit atar. Sonuçta Suriye resmen dört parçaya bölünür.” uyarısında bulundu.

SURİYE BÖLÜNSÜN İSTİYORLAR

Uluslararası aktörlerin Suriye’nin birliğini istemediğini vurgulayan Yuva, “14 yıldır bu savaş neden yapıldı? Suriye çöksün diye. Sanayisi, ekonomisi, ordusu, devleti, toplumu çökertildi. Başardılar da.” dedi. İsrail ve ABD’nin Suriye’nin kalkınmasına destek vermeyeceğini söyleyen Yuva, “İsrail, ‘Ben Suriye’nin hayrına çalışacağım.’ der mi? Demez. Amerika da demez.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin ise istikrarlı bir Suriye istediğini ancak diğer aktörlerin bunu da istemediğini kaydeden Yuva, geçmişte kaçırılan fırsatlara dikkat çekti. “2017’de Esad ve Erdoğan’ı bir araya getirmek için çok çaba harcadık. Erdoğan ‘Esad’la tekrar masaya oturmaya hazırım.’ dedi. Ancak Esad tarafı bu fırsatı heba etti.” diye konuştu.

Beşar Esad yönetiminin sahadaki duruma göre farklı hesaplar yaptığını aktaran Yuva, “Belki de şöyle düşündüler: ‘Suriye paramparça oldu... En iyisi ana bünyeyi koruyup yurt dışına çıkaralım. Sahayı ise HTŞ’ye teslim edelim.’ Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.” dedi. Rusya’nın Suriye’den vazgeçmeyeceğini söyleyen Yuva, “Doğu Akdeniz’den çekilmek intihar olurdu. Bu yüzden Şam üzerindeki baskısını sürdürüyor.” ifadesini kullandı.

Suriye