Yandex
16 Temmuz 2025 Çarşamba
İstanbul 32°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çözüm ‘yangın bombası’

İklim değişikliği ve artan sıcaklıklarla orman yangınlarının çoğu karşısında çaresiz kalınıyor, tüm dünya söndürme teknolojileri üzerinde çalışıyor. Orman Teşkilatı’na 40 yılını vermiş olan Elektronik Mühendisi İlhami Aydın, Türkiye’nin teknoloji geliştirme girişimlerini anlattı

Çözüm ‘yangın bombası’

Elektronik Mühendisi İlhami Aydın, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesinde neredeyse yarım asırlık bir tecrübeden sonra yakın zamanda emekli olmuş. Orman yangınlarıyla mücadelenin değişen, değişmesi kaçınılmaz olan yüzünü Aydınlık’a anlattı. İklim değişikliği ve artan sıcaklıklarla orman yangınlarının çoğu karşısında çaresiz kalındığını belirten Aydın, enerjisi 10 bin megavata ulaşan ve geleneksel yöntemlerle söndürülmesi olanaksız yangınlar için ‘yangın bombası’ geliştirmenin, tek çare olarak göründüğünü söyledi. İki yıl önce Roketsan ile görüşmeler başladı ancak maliyeti milyon dolarlarla ifade edilen girişim henüz başlatılamadı. Sözü kendisine bırakalım:

EKONOMİK YÜKÜ AĞIR

Yangınlar karşısında bazen çaresiz kalındığını anlattınız. Bu durumda ne yapılması planlanıyor?

Artık bütün dünya yangınları söndürmekle ilgili yeni teknik ve teknoloji arayışına girdi. Bunlardan biri yangın bombalarıyla söndürme. Biz bunu ROKETSAN'la görüşüyoruz. Çok büyük yangınlarda ortamdaki oksijeni yok edecek, yangınla oksijenin bağlantısını kesecek çözüm, yangın bombası olabilir. 2018 yılında İsveç'te bir yangın çıkmıştı, yangını bombalarla söndürdüler ama uygun bomba değildi.

İki sene önceydi, Cumhurbaşkanı Dijital Dönüşüm Ofisi ile birlikte bu konuyu gündeme getirdik. Ancak bunun ekonomik yükü ağır. Roketsan ile diyalogumuz kesilmiş değil.

Çözüm ‘yangın bombası’ - Resim : 1
TÜBİTAK'ın geliştirdiği yangın söndürme mühimmatı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ BOR ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR

İkincisi, Gazi Üniversitesindeki hocamızla bor üzerinde çalışıyoruz. Dünyadaki bor rezervinin yüzde 70'i ülkemizde. Borun bir sürü faydası var. Uygun yapıda olanlar mükemmel bir yangın söndürücüsü.

Bir yangına su attığınızda, su dallardan, gövdeden aşağı olduğu gibi akıyor. Borun ise özellikle atıkları, ağacın dallarını veya yüzeyini mükemmel bir biçimde kaplıyor, oksijenle temasını kesiyor. Bunun üzerinde bazı denemeler yapıyoruz. Çevreye olumsuz etkisi var mı, bunun üzerine çalışıyoruz.

Üçüncüsü, HAARP (Yüksek Frekans Aktif Aurora Programı) teknolojisi gibi teknolojiler. Uygun radyo frekansla, yangınları söndürmek mümkün mü sorusu da gündemde.

Yine Gazi Üniversitesindeki bir kimya mühendisi profesör hocamız, yangının en ön safında yangına müdahale eden, hortumu tutan insanların sıcaklıkla temasını kesecek, yüzde 30 daha koruyuculuk getirecek bir madde üzerinde çalışıyor.

Çözüm ‘yangın bombası’ - Resim : 2
İlhami Aydın

OKSİJENLE TEMASI KESECEK FORMÜL ARANIYOR

Yangın bombasını ne kadar bir vadede kullanma umudumuz var?

Üzerinde çalışılması gerekiyor. Bombayı nerede patlatacağınız önemli. Eğer siz bombayı büyük yangınlarda tabanda patlatırsanız bir faydası olmayacak. Bir örtü yangını var ki bu genellikle ormana zarar vermez, ormanın altındaki kuru örtüyü yakar.

Tepe yangınında yangının ilerleme hızı çok artıyor. Dalların birbirine yakın olmasından dolayı enerji diğer ağacın dalına, yaprağına, iğnesine temas ederek yangının büyümesine yol açıyor. Bazen yanma, birkaç ağaç boyunu geçiyor. Ağaçların boyu ortalama 15 metre ise 45 metreye kadar alevler çıkıyor.

Problem şu: bizim yukarıdan öyle bir şey patlatmamız lazım ki karbonmonoksit gibi, ya da her ne olacaksa daha onun üzerinde çalışıyoruz, yangının oksijenle temasını kesecek bir şeye ihtiyacımız var. Bombayı nereye atacağınız da önemli. Mesela siz bir bombayı yangının içinde, arkasında patlatırsanız bir faydası olmaz. Belli bir yüksekliğe geldiğinde oradaki alevleri bir örtü sermiş gibi aşağı indirecek akıllı sistemlere ihtiyacımız var.

YANGIN NOKTALARINI ÖNCEDEN TESPİT ETMEK

Özel sektörle de çalışıyoruz, dediniz. Hangi projeler var?

Koç Holding ile 2021 yılında bir projeye başladık. Amaç, yapay zeka ile makine öğrenmesiyle, geçmiş verilerden yola çıkarak yangınların nerelerde çıkabileceğini nokta bazında önceden tespit etmek. Bu proje tamamlandı ve kullanıyoruz. En son Barselona Belediyesi çağırdı, projeyi bize verin dedi.

Yine Anadolu Sigorta'yla yaptığımız Ormanın Gözleri Sosyal Sorumluluk Projesi var. Amaç, orman içinde tamamıyla insansız ve yüksek teknoloji kameralar kurarak yangınları bir an önce haber almak. En son Toprak Sergen'le geçen seneki yangın gözetleme kulelerini yapmıştık.

Amazon'la orman içinde yangınla mücadelede çalışan işçilerimizin sağlıklarını, güvenliklerini, performanslarını uzaktan ölçebileceğimiz bazı projeler üzerinde çalışıyoruz. Bu, şu anda üç farklı bölgede altı ekiple deneniyor. Denemenin sonucuna göre devamına ya bitirilmesine karar vereceğiz. Dünya Meteoroloji Örgütü, Avrupa Uzay Ajansı, üçüncü nesil uydulardan orman yangınlarının tespitiyle, buradan aldığımız verileri kıymetlendirerek ne elde edebileceğimizi araştıran bir proje başlattılar. Biz bu projenin de içindeyiz. Bir yangın devam ederse mevcut şartlarda nasıl davranıyor, bunu ortaya çıkarabiliyoruz.

ÇOĞU BUGÜNKÜ TEKNOLOJİYLE SÖNDÜRÜLEMEYEN YANGINLAR

Neden yangınları söndürmekte bu kadar zorlanıyoruz?

İklim değişikliği ve kuraklığa bağlı olarak yangınların bazılarını söndürme şansımız çok düşük oluyor. Bilimsel makaleler şunu söylüyor: eğer bir orman yangınında ortaya çıkan enerji 10 bin kilowattın üzerindeyse o yangının söndürülmesi bugünkü teknolojiyle mümkün değil. Bütün dünyada böyle. Bugünkü yangınların çoğu, kuraklığın yüksek olduğu noktalarda çıkıyor ve büyüyor. Onun dışındakiler büyümüyor, Orman Teşkilatına müdahale imkanı veriyor.

Yangınların söndürülme olasılığı, ortaya çıkan enerjiden dolayı son derece düşük. Helikopter, uçak, yangının ilk başında çok etkili. Ama yangın büyüyünce artık sadece ‘karşı ateş’ gibi yöntemlerle yangının yayılmasını önleyebiliyorsunuz.

DÜNYA ÜLKELERİYLE TOPLANTI

Geçen ayın sonunda Ankara'da, Dünya Bankası'yla birçok ülkeden teknoloji firmalarının ve yangınla ilgili uzmanların katıldığı bir etkinlik yapıldı. Google, Amerikan uydu servisi gibi teknoloji firmaları geldi. İnanın Türkiye bu konuda hiç de onlardan geri kalmıyor. Onların söylediğini söyleyeyim: bazı konularda iyiyiz bile.

SPOT ATMASI BİRKAÇ KİLOMETRE

O zaman çözüm yangının çıkmamasını sağlamak mı?

Meteoroloji Genel Müdürlüğünün sayfasında kuraklık raporları var, karşılaştırabilirsiniz. Yangınların özellikle kurak olan yerlerde çıkması ve büyümesi tesadüf değildir. İzmir’de, Sakarya’da yangınların söndürülememesinin tek nedeni bu.

Yangınlar bazen birkaç kilometre öbür tarafa ‘spot atıyor’, ince yanıcı maddeler. Çamların iğneleri ya da kabukları, yarı yanmış halde rüzgarla beraber çok uzaklara gidiyor. Yangının gücüne bağlı olarak bazen birkaç kilometre uzağa gidebiliyor. Düştüğü yerde bir kuru ot varsa yangın oralarda da başlıyor. ‘Büyük yangın, küçük yangını çeker.’ sözü buradan geliyor.

Termal kameralarla, İHA’larla yangının nereye gideceğini, nereye spot attığını da takip edebiliyoruz.

İHA’LAR BÜTÜN GÜN TAKİPTE

Hatay'dan İstanbul'a kadar yangına en hassas bölgelerimizde İHA'ları bütün yaz mevsimi boyunca, saat 10 ile yaklaşık 19-20'ye kadar devamlı havada tutuyoruz. İHA'lardaki operatörlerimiz bir dakikada 3 milyon hektarı tarayabiliyor. Böylece yangınları, vatandaşın ihbarından önce haber alıyoruz ve müdahalesini yapıyoruz.

KARADENİZ’DE BÜYÜK YANGIN POTANSİYELİ VAR

İHA taraması yaptığımız bölge, şimdilik geçerli bölge. Önümüzdeki birkaç on yıl içinde Karadeniz’de, Kelkit Vadisi dediğimiz bölgede büyük yangın potansiyeli var. Devamında İHA’larımızı yangının sevk ve idaresinde kullanıyoruz. Yukarıdan baktığımızda yangının ilerleme noktası nerede? Enerjisi nerede? Bu enerjinin gittiği noktada yeteri kadar araç gerecimiz var mı? Önünde yerleşim yeri var mı? Bu yerleşim yerine ne kadar sürede varma ihtimali var?

YANGIN KENDİ ENERJİSİNİ RÜZGARINI YARATIYOR

Bir şey daha var: her yangın, belli bir gücü aldıktan sonra kendi rüzgarını, kendi enerjisini kendisi yaratır. Sıcak havadan soğuk havaya doğru geçişler olur. Normalde 60 kilometre hızla rüzgar eserken orada anaforlar oluşuyor. Yangının ana noktası diyelim ki güneye gidiyorsa yarattığı etki kuzeye gidiyor. Orada müthiş bir yanma oluyor. Üzerine 10 ton su ya da köpük atsanız da çok etki etmiyor.

SU GAZI PATLAMASI

Yanıcı madde karbon. O karbonun üzerine su attığımızda bu kimyasal tepkimenin sonucu doğal olarak karbonmonoksit ve hidrojen gazı çıkar ortaya. Hidrojen gazı tek başına yanıcı ve parlayıcı bir gazdır. Karbonmonoksitle beraber olunca su gazı patlamasına neden oluyor. Yani aslında bazen yangınlara su atmamak daha evladır.

Köpük kullanılmıyor diye de bir eleştiri var?

Hayır köpük kullanıyoruz. Köpük direkt olarak yangına atılmaz. Yangının ilerleme istikametinde, yanlara atılır. Amaç o tarafa yangın geçmesin. Yangının şiddetini azaltmakla ilgili. Yüksek enerji oluşturan yangınlar o kadar uzak mesafelere spot atıyor ki bir anda ateşin içinde kalıyorsunuz. ‘Burada yangın yoktu.’ diyorsunuz.

20 TEMMUZ-10 AĞUSTOS: BU TARİHLERE DİKKAT

Bunlar iyi günlerimiz. Big Data'yla ve yapay zekayla yaptığımız çalışmalara baktığımızda asıl yangınlarımız 15 ya da 20 Temmuz ile yaklaşık 10 Ağustos arasında olacak.

KANADA VE ABD

Ocak ayından bu tarafa Kanada'da yanan orman alanı 4 milyon hektar, Amerika'da 726 bin hektar.

Avrupa ile benzer coğrafyalara sahibiz. Bir hafta öncesinde Türkiye'de yanan alan 6 bin hektardı. Şimdi son 10 gündeki yangınlarla beraber tahminen 20 bin hektarı buldu. Ayın sanırım 1’inden itibaren Fransa'da yanan alan 19 bin 500 hektar, Yunanistan'da 7 bin 200 hektar, İtalya'da 13 bin hektar, Portekiz'de yaklaşık 5 bin hektar, İspanya'da 15 bin hektar alan yandı. Maalesef bizim, Akdeniz ülkelerinin kaderi coğrafyası. Amerika'nın kuzey eyaletlerinde de bu tür büyük şiddetli orman yangınları çıkıyor.

ELEKTRİK HATLARININ ETKİSİ YÜZDE 5

İzmir Valisi Süleyman Elban dedi ki; yangın, kentin farklı noktalarında elektrik hatlarından çıkan kıvılcımla başladı. Buna acilen bir önlem almak gerekmiyor mu?

Yangının bir sürü sebebi var. Orman Teşkilatı yangının sebebini yazıyor ama bunun asıl nedenini görmek, ispatlamak, kolluk kuvvetlerinin görevi. Düzenlediğimiz raporlar mahkemelere gidiyor. Jandarma çıkan yangının sebebini mutlak sürede bir şekilde bulmak zorunda. Evet, son yıllarda özellikle elektrik kaynaklı, elektrik hatları ya da trafo kaynaklı bazı yangınlar çıkıyor ama bu geçmişte de vardı. Tek farkı, yangınlar çok daha hızlı büyüyor. Elektrik hatlarının yangın üzerindeki toplam etkisi yüzde 5. Tabii ki çok önemli ama yüzde 90'ı insan kaynaklı.

HASAT ORMAN TEŞKİLATININ BİLGİSİ DAHİLİNDE YAPILSIN

Öncelikle tarım alanlarından kaynaklanan yangınlara bakmamız lazım, dediniz. Neler yapılabilir?

Özellikle biçerdöverlerden çıkan kıvılcım devamlı ormana sıçrıyor. Geçen sene Çanakkale'deki iki yangın böyle çıktı. Hasat, Orman Teşkilatının bilgisi dahilinde yapılırsa, olası yangınlara anında müdahale edilebilir. Yine yasal olarak biçerdöverlerin, balya makinelerinin her birinin yanında iki tane yangın söndürme tüpü bulundurmak zorundalar.

Eğitimler de veriliyor çiftçilere. Yetersiz mi kalıyor?

Almak istemeyene hiçbir şey veremiyorsunuz. Seferihisar yangını sırasında bu yangından ayrı olarak, elimizde ispatlı olduğu için söylüyorum, üç tane daha köy ya da köy yanında yangınlar çıktı. Bari bu rüzgarlı günlerde, karşıdan görüyorsunuz büyük bir yangın geliyor, hiç olmazsa bugünlerde ateşten uzak durmak lazım. Durulmadı. Arkasından o üç tane yangın, küçük küçük yangınlar, ana yangınla birleşti ve kocaman bir yangın oldu.

İnsanımızın özellikle ateş yakılması konusunda biraz daha duyarlı olması lazım. Bu bir tek bize mi mahsus, hayır. Maalesef en gelişmiş ülkelerde bile bu sebepler var.

Tamamen yasaklanıp kontrol edilemez mi? Belki de çok sert önlenme gerekiyor.

Ormanlara giriş çıkış yasak ama başlayan yangınların büyük çoğunluğu orman içinden başlamıyor, orman kenarından başlıyor. Piknikten tabii ki çıkıyor ama bunun oranı düşük.

Özellikle büyük yangınlar orman ile tarım alanlarının iç içe olduğu yerlerde. Çanakkale, İzmir böyle. En belirleyici faktör rüzgar, iki nem, üçüncüsü oradaki ağaçların ya da kuru otların tipi. Bunlar çok önemli. Türkiye gibi bir ülkede bütün bunları kontrol etmek çok da mümkün olmuyor maalesef.

Yapılmayan ve önerdiğiniz bir şey var mı hiç olmazsa bundan sonrası için?

İHA'larımızı kaldırdığımızda bütün ülkenin yangına hassas bölgelerini görüyoruz. İnanın yüzlerce ateş kaynağı var. Bir metre karelik enerjiyi bile tespit ediyoruz.

Türkiye'de rüzgarlı gün sayısı eskiden ortalama 20 iken bugün artık 40'lara doğru gidiyor. Hiç olmazsa bu rüzgarlı günlerde köylülerimizin daha dikkatli olması lazım.

SEFERİHİSAR'DAKİ ENERJİ 10 BİN MEGAWATT

Yangınların şiddeti nasıl artıyor?

Sıcaklıkla beraber ağaçlardaki özsu miktarı düşüyor ama sıcaklıktan çok nem etkili. Orta Anadolu özellikle geceleri soğuduğunda, buradan çıkan soğuk hava sıcak havaya doğru gidiyor ve kıyılarda fön etkisi yapıyor, ağaçları daha çabuk yanmaya teşvik ediyor.

Seferihisar'da ortaya çıkan enerji 10 bin megawatt. Kilowatt değil, megawatt. Bunu nasıl ölçtük? Uydular artık size ortaya çıkan enerjiyi verebiliyor.

Ocakta yemeğiniz yandı, üzerine su attığınızda harlar. Bu nedenle artık tüm dünya, orman yangınlarının söndürülmesiyle ilgili olarak yeni teknik ve teknoloji arayışına girdi. Amerikan Okyanus Araştırma Enstitüsü’nün, Dünya Bankası’nın, Türkiye'de Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı raporlara göre, 2100 yılına kadar tüm dünyada yangınların sayısı artacak ama en önemlisi şiddeti artacak. Mesela Seferihisar yangını, o kadar hızlı yanıyor ve ortaya çıkan enerji o kadar büyük ki inanılmaz! Yanıcı madde yanmaya çok uygun.

Orman Genel Müdürü'nün şu anda yaptığı, yangınların önlenmesi, önleyemiyorsa erken haber alınması ve erken müdahale.

DUYMADIKLARINIZ SÖNDÜRDÜĞÜMÜZ YANGINLAR

Bakan söyledi, son bir haftada 624 yangın çıktı, 621'ini kontrol altına aldık. dedi. Belki duymadınız bile bazılarını. Burada bir kasıt aramak doğru değil. Kamuoyunda söylenen sabotaj mı var, uçaklar mı eksik, buna benzer şeylerin hiçbiri doğru değil. Yaklaşık 40 yıl hep aynı teşkilatta, Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığında çalıştım. Dolayısıyla öncesini biliyorum, şimdi olanı biliyorum. Geleceği de tahmin etmeye çalışıyoruz. Her şey kuraklıkla, iklim değişikliğiyle bağlantılı. Topraktaki nem miktarı, ağaçtaki nem miktarı düştüğünde yangın hızla yayılıyor. Yangın belli bir enerji seviyesine yükseldikten sonra, rüzgarın hızına göre diyelim ki 20. dakikadan sonra çarpan etkisi yapıyor. Ondan sonra her bir dakikada bir öncekinin iki katına yükseliyor, yangınlar çok hızla büyüyor. Geçmişte olmayan bir durum bu. Biz daha önce bununla 2021 yılında karşılaştık. O yıl toplam 139 bin hektar yanmıştı, 133 bin hektarı 10 günde yandı.

yangın Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Orman yangını