05 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Daron Acemoğlu'nun 'Atatürk' sözlerine tepki yağdı

Daron Acemoğlu'nun katıldığı YouTube kanalında Atatürk'le ilgili sarf ettiği sözlere tepki yağdı. Acemoğlu, Atatürk'ün uyguladığı politikaları 'merkezi', 'ani-demokratik', 'baskıcı' olarak nitelendirdi.

2024 Nobel Ekonomi Ödülü Türkiye’ye 'otoriter', Atatürk Cumhuriyeti’ne 'despot' diyen; BRICS’i 'tehlikeli' bulan, PKK’yla yapılan Açılım Süreci’ni destekleyen Daron Acemoğlu’na verilmişti.

Acemoğlu, Nobel'den sonra yaptığı açıklamalar ile de Nobel'in "hakkını" verdiğini göstermeye devam ediyor. Fatih Altaylı'nın YouTube kanalına konuk olan Acemoğlu'nun, Atatürk'ün uyguladığı politikaları "merkezi", "ani-demokratik" ve "baskıcı" olarak nitelendirdi. Acemoğlu'nun açıklamalarına tepki yağdı. İşte Daron Acemoğlu'nun sözlerinin tamamı:

"Atatürk, o sırada politik sistemi açabilmek gibi bir elinde opsiyon olmasına rağmen tam tersini yapıyor. Elinde gücü merkezileştirmeye çalışıyor. Yani mümkün müydü gerçekten daha demokratik bir şey olması? Belki de mümkündü.

Niye? Çünkü Osmanlı'dan başlayarak, yani 1. Dünya Savaşı'ndan önceki parlamentolara bakarsanız daha çoğulcu bir sistem var. İlk, İstiklal Savaşı sırasında bile var. Ve Atatürk tabii ki bunu yapmasının nedeni belki öbür türlü savaşın efektif olmayacağını mı düşündü? Ama aynı zamanda nereden geldiği de önemli.

İttihat ve Terakki Partisi'nden geliyor ve İttihat ve Terakki Partisi... İttihat ve Terakki bir kurum olarak, bir düşünce olarak tabii ki demokrasiye çok yakın değil. Çok yukarıdan ve onun dışında bir sistem olsa, özellikle, daha muhafazakar kesimi biraz daha sistemin içine almanın başka bir yolu var mı?

Önemli olan bu konu. Çünkü yani sonuçta halka bir şeyi empoze edersen bu sonunda geri tepiyor. Yani bunun başka hiçbir yolu yok. Hiçbir yerde biz bunu empoze ettik de geri gelmedi yok. Bazı şeylerde çok o empoze, çok özel zamanlarda olursa, örneğin işte Fransa'da Napolyonik, şeyler, savaşlar zamanında, savaştan dolayı belki geçiyor. Ama onun dışında hemen hemen hiç örneği yok.

O yüzden daha baskıcı değil de daha çoğulcu bir şekilde yapmanın mümkün olduğunu düşünüyorum ben o zamanki reformların. Ve o yüzden ve bunun da çok büyük bir önemi var. Çünkü Türkiye'nin demokrasisinin problemini ben başından beri sivil toplumun çok zayıf ve gücün de devleti kim kontrol ediyorsa elinde merkezileşmesi. Atatürk'e de geri gidiyor."

ACEMOĞLU'NA TEPKİ YAĞDI

Acemoğlu'nun sözlerine sosyal medyada tepki yağdı. Yapılan paylaşımlardan bazıları şöyle:

Sinan Meydan

"Sığ ve yanlış bir tarih okuması... Acemoğlu'nun bu yakın tarih okuması ve Atatürk'e bakışı, Atatürk ve laik Cumhuriyet karşıtı İkinci Cumhuriyetçilerin, kimi liberaller ile siyasal İslamcıların temelsiz ve çarpık tezlerinin tekrarı... Yani Acemoğlu yeni bir şey söylemiyor.

Böyle bir yapıda çok parti kurmak neyi çözecekti? Yüzlerce yıllık saltanat, hilafet, medrese, tarikat, cemaat, ağalık gibi kurumların milyonlarca taraftarının olduğu, yüzde 90'ı okur-yazar olmayan, toplumun yarısından fazlasını oluşturan kadınların neredeyse hiçbir hakka sahip olmadığı bir din tarım toplumunda çok partili sistem kurmak Atatürk'ün hiçbir devrimini yapamaması demekti. Bu durumda ne saltanat ve hilafet kaldırılabilir, ne cumhuriyet ilan edilebilir, ne medreseler kapatılabilir, ne şeriat hukuku yerine laik hukuk benimsenebilir, ne kadınlara medeni ve siyasi haklar verilebilir, ne yeni harfler kabul edilebilir, ne kul bireye, tebaa yurttaşa dönüştürülebilir, ne ulus devlet kurulup kurumsallaştırılabilir, ne de akıl ve bilim temelli bir aydınlanma gerçekeştirilebilirdi. Atatürk, yüzyılın başında Türkiye'deki siyasal, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel değişimi bir devrimle gerçekleştirdi.

Atatürk, Türkiye'yi her bakımdan çağdaşlaştırıp kalkındıracak devrimi, devrime karşı olan saltanatçılarla, hilafetçilerle, ağalarla, şeyhlerle, şıhlarla, tarikatlarla, cemaatlerle, şeriat hukukunu savunan kitlelerle, emperyalist Batıya eklemlenmiş yerli yabancı ayrıcalıklı kesimlerle, Batıcı kompradorlarla yapabilir miydi? Asla!

Atatürk, bir gerçekçiydi. Toplumsal değişimin ancak bir kadronun gerçekleştireceği radikal bir devrimle mümkün olacağını gördü. Bunun için CHP'yi kurdu. Yani, Acemoğlu'nun dediği gibi evet, Atatürk gücü merkezileştirdi, ancak Atatürk, devrimler yapmak için gücü merkezileştirdi. O devrimlerle oluşan siyasal, hukuki, kültürel, toplumsal, ekonomik altyapı sayesinde Türkiye 1945'te çok partili hayata,1950'de demokrasiye geçti. Türk demokrasi gökten zembille inmedi."

Şahan Gökbakar

“Daron Acemoğlu ekonomi dalında Nobel almış bir Türk vatandaşı olarak hepimizi gururlandırdı. Ancak tüm entelektüel liberallerin düştüğü hataya kendisi de düşüyor. Bugünün zekası ve toplumsal normlarıyla 1920’lere bakıp ahkam kesiyor. Yok efenim Atatürk daha çoğulcu olmalıymış da oymuş da buymuş da... Bunu hiç sevmiyorum. Ya Atatürk önce işgalci yabancı düşmanla, sonra da işbirlikçi iç düşmanla mücadele edip bir de üzerine cumhuriyet kurmuş. Laiklik, eğitim reformları, ekonomik kalkınma ve toplumsal değişim gibi köklü devrimler yapmış. Bütün bunları da sefalet ve imkansızlıklar içinde yapmış. Yok efendim bu değişime toplumu da katmalıymış her kesimi almalıymış da, oymuş da, buymuş da... O dönemki toplum okuma yazma oranı erkeklerde %7, kadınlarda %0.4... Nasıl yapacaksın??? Ah Acemoğlu ah!"

İsmail Küçükkaya

"Daron Acemoğlu belli ki Atatürk'ü ve Atatürk felsefesini yeterince bilmiyor. Bunu söyleyebilirim. Yaptığı açıklamalara bakınca Atatürk okuması yapmamış bence yeterince. Tabii ki iktisatçı, büyük bir deha. Dünyaya bakışı, sosyolojiyi okuyuşu ama güncel bir tartışmalara çok da değinmeden sadece bu kadarlık görüşümü ifade etmek istiyorum. Nobel ödüllü ve bizi gururlandıran bir bilim adamı o, iktisatçı. Ama Atatürk okuması eksik, yanlış ve hatta Atatürk'e bakışında bir parça şaşkınlık gördüm"

Daron Acemoğlu Atatürk