Depremlerin ardı arkası kesilmiyor! Tahminleri şaşmayan Şener Üşümezsoy en riskli bölgeyi açıkladı
Balıkesir Sındırgı’da meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntılar sürerken, Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy bölgedeki hareketliliği değerlendirdi.
10 Ağustos’ta Balıkesir Sındırgı’da yaşanan 6.1 büyüklüğündeki depremden sonra bölgede halen 4.8’e varan artçı sarsıntılar kaydediliyor. Üşümezsoy, Sındırgı’daki fayın stresini büyük ölçüde boşalttığını, bu nedenle bölgede büyük bir deprem riski kalmadığını söyledi. Ancak aynı rahatlatıcı tablo Simav için geçerli değil.
Üşümezsoy’a göre Simav Dağı’nın altındaki fay hattı 40 kilometre uzunluğunda ve bunun yalnızca 10 kilometrelik kısmı 2011’de kırıldı. Geriye kalan bölüm ise halen ciddi stres barındırıyor. Bu durum, Simav’ı Ege Bölgesi’nin en riskli noktalarından biri haline getiriyor.
6,5 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM POTANSİYELİ
Üşümezsoy, Simav’daki fayın özelliklerini anlatırken dikkat çekici rakamlar paylaştı. Her 50 santimetrelik yükselmenin 6,5 büyüklüğünde bir depreme karşılık geldiğini, 1 metrelik yükselmenin ise 7 büyüklüğünde deprem potansiyeli yarattığını belirtti. Tarih boyunca bu fayın binlerce küçük depremle yükseldiğini ifade eden uzman, bölgenin “sürekli deprem üreten” bir yapıya sahip olduğunu vurguladı.

TARİHSEL ÖRNEKLER RİSKİ DOĞRULUYOR
Bölgede 1964 yılında Demirci’de 6.5 büyüklüğünde, 1971’de Gediz’de 7.1 büyüklüğünde depremler yaşandı. Bu örnekler, Simav hattındaki hareketliliğin tarihsel süreçte de sürekli tekrarlandığını ortaya koyuyor. Üşümezsoy, “Simav, Güneybatı Anadolu’nun en potansiyelli deprem bölgesi” diyerek uyardı.
'PERİYOT YOK, SÜREKLİ HAREKET VAR'
“Periyot var mı?” sorusuna da cevap veren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, depremlerin belli bir zaman döngüsü olmadığını, fayın sürekli yükselerek stres biriktirdiğini söyledi. Yani bu fayın ne zaman kırılacağını tahmin etmek mümkün değil, ancak her yükselme yeni bir deprem anlamına geliyor.