Dijital dünyada paranız kadar görünürsünüz!
Müzik uygulamalarındaki haksızlığa dikkat çeken Avukat ve yapımcı Burcu Mutlugil, ‘Görünürlük artık şans değil, algoritmalarla dağıtılan bir ayrıcalık. Dijital vitrinlerde yer bulamayan sanatçı, ne kadar yetenekli olursa olsun, sesini duyuramıyor.’ dedi
Dijital müzik devi Spotify tartışmaların odağında. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu’nun, “Dini ve milli değerlerimizi hedef alan, toplumumuzun inançlarına hakaret eden içerikler hiçbir şekilde düzeltilmemiş, sanatçılarımıza karşı yapılan ayrımcılık ve hak ihlalleri ise görmezden gelinmiştir.” açıklamasının ardından Rekabet Kurumu harekete geçti. Spotify hakkında inceleme başlatıldı.
‘KÜLTÜREL ÜRETİM İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR’
Konuyla ilgili açıklama yapan Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, söz konusu incelemenin adil rekabet açısından önem taşıdığını söyledi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Küle, “Amacımız, müzik sektöründe adil rekabetin sağlanması, içerik üreticilerinin eşit koşullarda faaliyet gösterebilmesi ve kültürel çeşitliliğin dijital ortamda korunması.” ifadelerini kullandı.
Dijitalleşmeyle birlikte müziğe erişimin kolaylaştığını, sanatçıların emeğinin karşılığını adil şekilde alması gerektiğini kaydeden Küle, “Spotify hakkında başlattığımız inceleme, kültürel üretimin adil koşullarda sürdürülebilmesi açısından büyük önem taşıyor. İnceleme çerçevesinde, platformun fiyatlama politikalarının sektördeki dengeyi nasıl etkilediği, sanatçılara ve içerik üreticilerine yönelik görünürlük uygulamaları, telif haklarının adil dağılımı ve bazı üreticilere sağlanan ayrıcalıklar gibi iddiaları detaylı şekilde değerlendireceğiz.” dedi.
Peki Spotify gerçekten bir tekele mi dönüştü? Algoritmalar belirli sanatçılara ya da müzik yapım şirketlerine ayrıcalık mı sağlıyor? Konuyu, hem telif hakları üzerinde çalışma yürüten, hem yapımcılık yapan hem de Spotify’da “Devinire” adlı parçasıyla dinleyiciyle buluşan avukat Burcu Mutlugil’e sorduk.
‘ALGORİTMALAR AYRICALIK SAĞLIYOR’
Dijital ortamda görünürlüğün artık şans değil dağıtılan bir ayrıcalık olduğunu kaydeden Mutlugil, “Dijital vitrinlerde yer bulamayan sanatçı, ne kadar yetenekli olursa olsun, sesini duyuramıyor.” değerlendirmesini yaptı. Büyük yapım şirketlerine imtiyazlar tanındığını kaydeden Mutlugil, “Görünürlük artık şans değil, algoritmalarla dağıtılan bir ayrıcalık. Dijital vitrinlerde yer bulamayan sanatçı, ne kadar yetenekli olursa olsun, sesini duyuramıyor. Telif hakları ödeniyor belki ama adil mi? Değil. Büyük yapım şirketlerine tanınan imtiyazlar, bağımsız üreticilerin yolunu tıkıyor. Telif bir gelir değil, bir mücadele hâline geldi.” dedi.
‘DİJİTAL PLATFORMLAR YÖNLENDİRİCİ GÜÇ HALİNE GELDİ’
Rekabet Kurumunun başlattığı incelemeyi “gecikmiş bir adım” olarak değerlendiren Mutlugil, platformların kimin yükseleceğine kimin görünmeyeceğine karar verecek bir güce sahip olduğunu söyledi.
Mutlugil, “Müzik piyasasında platformlar sadece aracı değil artık, yönlendirici güç. Bir anlamda kimin yükseleceğine, kimin görünmeyeceğine onlar karar veriyor. Bu bir rekabet sorunu olduğu kadar, kültürel çoğulculuk meselesi de. Herkesin dinlenme şansı olmalı. Her sesin yeri olmalı.” ifadelerini kullandı.
BİNLERCE SANATÇI GÖRÜNMEZ BİR CAMIN ARKASINDA KALIYOR
Mutlugil, Spotify’da şarkıların kaliteye değil algoritmalara göre dinleyici önüne çıkarıldığını bununla birlikte küratörlerin çalma listeleri ve algoritmik listeler üzerinden bazı sanatçıları sürekli olarak öne çıkardığını kaydederek şunları söyledi:
“Ama daha önemlisi şu: Spotify, kendi küratörlerinin oluşturduğu editoryal çalma listeleri ve algoritmik listeler üzerinden bazı sanatçıları sürekli öne çıkarıyor. Bu listelere girebilen bir şarkı milyonlara ulaşırken, dışarıda kalan binlerce bağımsız sanatçı sanki görünmez bir camın arkasında kalıyor.
“Bazı yapım şirketleriyle yapılan özel anlaşmalar ya da platformun pazarlama işbirlikleri, bu algoritmalarda öne çıkma şansını artırabiliyor. Bu da görünürlüğü, parayla veya güçlü bağlantılarla satın alınabilen bir ‘ayrıcalık’ hâline getiriyor. Dolayısıyla burada algoritma objektif değil; ticari stratejilerle şekillendirilen bir filtre gibi çalışıyor.”
‘TEKELLEŞME MÜZİĞİ TEK TİPLEŞTİRİYOR’
Dijital platformların tekelleşmesiyle yaratıcılığın engellendiğini ve müziğin tek tipleştiğini belirten Mutlugil, şöyle devam etti:
“Şu anda sanatçılar farkında olmadan algoritmanın istediği gibi şarkı yazıyor, belli saniyede nakarata girmek, başta dikkat çekici bir ‘hook’ eklemek gibi formüllere göre üretim yapıyor.
“Çünkü sistem bunu ödüllendiriyor. Bu durum, özellikle bağımsız ve yenilikçi üretimleri dışarıda bırakıyor.
“Tekelleşme burada sadece pazar payı değil, anlatım biçimi üzerinde tahakküm kurmaya başlıyor. Sonuçta da müzik homojenleşiyor, risk almaktan korkan üreticiler çoğalıyor.”
