Bakan Fidan açıkladı: Kalın'ın Şam ziyaretinde neler yaşandı?
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Şam ziyaretiyle ilgili 'Onlara özellikle modern yönetim algısı nasıl olur, modern yönetim sistemleri nasıl olur, onlar konusunda tavsiyelerimizi, nasihatlarımızı hep ilettik. Bunu yapmada bizim yardımcı olmamız lazım.' ifadelerini kullandı.


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli Al Hades kanalının sorularını yanıtladı. MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Şam ziyaretine dair açıklamalarda bulunan Fidan, "Onlara özellikle modern yönetim algısı nasıl olur, modern yönetim sistemleri nasıl olur, onlar konusunda tavsiyelerimizi, nasihatlarımızı hep ilettik. Bizim gördüğümüz şu anda heyetin ve diğer bileşenlerin bir numaralı önceliği Beşar Esed'in yaptığı hataları tekrar yapmamak ve halkı kucaklayarak hak ettikleri refahı ve istikrarı götürmek. Bunu yapmada bizim yardımcı olmamız lazım, onların da hata yapmaması lazım" dedi.
Fidan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Tarihle, coğrafyayla, kültürle, inançla artık bağlarımız bağlanmış, etle tırnak olmuşuz. Dolayısıyla Suriye'deki bu sıkıntılı dönem başladığında Suriye muhalefeti kuzeyde olanlar sırtlarını Türkiye'ye dayadılar ve özellikle milyonlarca yerlerinden edilmiş mülteciler Türkiye'yi kendilerine vatan bildiler, ev bildiler, biz de onlara kucak açtık."
'SİSTEM KENDİLİĞİNDEN ÇÖKTÜ'
"Ya gücü kendi halkıyla paylaşacaktı, halkıyla barış yapıp ya da dışarıdan gelen hegemonlarla, güçlerle, onu halkına karşı savunan güçlerle gücü paylaşacaktı. Tabii, Rusya'yla ve İran'la bu gücü paylaşınca, beraber savaştılar, istedikleri kararları alamadılar çünkü her ülkenin farklı çıkarları vardı ve bir noktadan sonra Esed gerek halkıyla barışmada gerek milyonlarca insanı geri getirmede gerek halihazırda Suriye'de bulunan insanlara hizmet götürmede, temel hizmetleri götürmede, ekonomide başarısız olunca artık sistem kendiliğinden çöktü."

'HİÇBİR GRUPLA PLANLAMA VE ÇALIŞMA İÇİNDE OLMADIK'
"Harekat başladıktan sonra, HTŞ ve diğer muhalifler tarafından harekat başladıktan sonra, bunun en kansız, en problemsiz, en maliyetsiz şekilde nasıl olması için yoğun bir çaba gösterdik ama onun öncesinde hiçbir ülkeyle veya hiçbir grupla bir araya gelip böyle bir planlama ve çalışma içerisinde olmadık."
"İran'la Rusya da rejimin görüşlerini, bir noktaya kadar bunu götürdük. Onlarla bizim son derece karşılıklı saygıya dayalı ilişkimiz var, birbirimizi tanıyoruz ve süreç başladığında da biz kendileriyle konuştuk. 2006'daki, 2016'daki, 2015'teki aynı senaryoyu tekrar etmenin bir anlamı yok. Beşşar Esed, maalesef siz onun yardımına geldiniz, muhalifleri püskürtmede yardımcı oldunuz fakat halkına hizmet götürmede, sistemi ayağa kaldırmada, halkıyla barışmada bir başarı gösteremediği için bugün böyle bir tabloyla karşılaştık."
'RUSLAR KENDİLERİ ORGANİZE OLUP GÖTÜRDÜ'
"Muhataplarımızın Şam'la belli bir trafik teması içerisinde olduğunu biliyoruz, onlar bize söylediler o gün ama birebir hangisi, hangi seviyeden direkt kendisiyle konuştu, o konuda bilgim yok ama benim bildiğim mesaj iletildi."
"Ruslar kendileri ilan ettiler kendileri bu işi organize edip götürdüklerini. Bu konuda bizim bir rolümüz yok.

KALIN'IN ŞAM ZİYARETİ
"Şam'daki yeni yönetimle hem bölgedeki ülkeler hem dünya ülkeleri nasıl iletişim kurmalı? Yaptığımız temaslarla orada genel bir algı ve talebi gördük ve herkesin üzerinde aşağı yukarı ittifak ettiği belli prensipler vardı. Bunlar terör örgütlerinin yeni dönemde Şam'dan istifade etmemeleri, özellikle azınlıklara karşı iyi davranılması... Hristiyanlar, Kürtler, Aleviler, Türkmenler başta olmak üzere. Daha sonra kapsayıcı bir hükümetin kurulması gibi, komşularına tehdit olmaması gibi çeşitli oluşmuş görüşler vardı."
"Özellikle Suriye Milli Ordusu, Ulusal Kurtuluş Cephesi, bunlar Türkiye'nin birebir çalıştığı yerlerdi. İdlib'de, Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) kontrolü altında 4 milyon Suriyeli vatandaş yaşıyordu. Bunların belli bir kriz esnasında Türkiye'ye gelmesi mümkündü. Bu krizlerin çıkmaması, oradaki varlığın istikrarlı devam etmesi için bizler tabii ki belli bir koordinasyon içerisinde hep olduk ve o süreç içerisinde de heyeti tanıma imkanımız oldu.
Onlara özellikle modern yönetim algısı nasıl olur, modern yönetim sistemleri nasıl olur, onlar konusunda tavsiyelerimizi, nasihatlarımızı hep ilettik. Bizim gördüğümüz şu anda heyetin ve diğer bileşenlerin bir numaralı önceliği Beşşar Esed'in yaptığı hataları tekrar yapmamak ve halkı kucaklayarak hak ettikleri refahı ve istikrarı götürmek. Bunu yapmada bizim yardımcı olmamız lazım, onların da hata yapmaması lazım."
'KENDİ DÜZENİMİZİ KURMAMIZ GEREKİYOR'
"Bu dili geliştirmemiz lazım bölgede, biz bölgede İran dominasyonu istemiyoruz, Türk dominasyonu istemiyoruz, Arap dominasyonu istemiyoruz. Ne Körfez’deki Araplar birbirlerini domine etsinler ne oradan başka bir yeri domine etsinler ne biz başka bir yeri domine edelim ne İranlılar bir yeri domine etsinler. Artık bütün devletler, 2024'ten 2025'e geçiyoruz, gerekli miktarda olgunlaştılar, altyapıları güçlü. Çok güçlü bir Suudi Arabistan var, çok güçlü bir Birleşik Arap Emirlikleri var, çok etkili bir Katar var, Kuveyt var. Mısır gerçekten elinden geleni yapıyor. Artık bizlerin bir araya gelip iş birliği kültürü içerisinde birbirimizin sınırlarına, egemenlik haklarına saygı duyarak, saygının ötesine geçip birbirimizi korumayı taahhüt ederek, omuz omuza vererek bölgede kendi çıkarlarımızı, kendi düzenimizi kurmamız gerekiyor."
"Zaten hepimiz akrabayız birbirimizle, hepimiz Müslüman'ız, hepimiz aynı dindeniz. Bir araya gelip bizim büyük bir olgunluk ve profesyonellik içerisinde menfaatlerimizi, isteklerimizi, hassasiyetlerimizi tanımlayıp birbirimizle, nasıl Avrupa'da, Kuzey Amerika'da, başka yerlerde ittifaklar kuruluyor, ekonomik, siyasi, askeri, bunların hepsini de bu coğrafyada yapmak mümkün."
'EMPERYAL FİKİRLERİN RAFA KALDIRILMASI LAZIM'
"Bizim mesajımız bu. Dominasyon fikri, emperyal fikirlerin rafa kaldırılması lazım. Birilerinin proxy kullanarak bölgede başka ülkeleri yönetmeye çalışması, birilerinin geri planda para vererek başka bir şey yapmaya çalışması, menfaatini korumaya çalışması önceden... Bunlar bir aksiyon karşı reaksiyon üretiyor, reaksiyon başka bir aksiyon üretiyor derken bir kısır döngü içerisine giriyoruz. Bölge, artık bu kısır döngüden çıkacak kadar ders almış durumda. Bölgemiz son 20-30 yıldır gerçekten inanılmaz derecede büyük bir ateş sarmalının içerisinde.
Körfez’dekiler Yemen probleminden etkilendiler, bizler Irak ve Suriye probleminden etkilendik. Ben yeni dönemde İran'ın da ders çıkartacağını düşünüyorum, İran'a da yardımcı olmamız lazım yapıcı bir şekilde. Suriye'deki yeni yönetime de isteklerimizi ileterek yardımcı olmamız lazım. Ben Türkiye'nin, Suudi Arabistan'ın, Birleşik Arap Emirlikleri'nin, Mısır'ın, Katar'ın bir araya gelerek, Ürdün'ün de, bölgedeki kritik sorunları çözmede çok ciddi adımlar atabileceğine inanıyorum, Akabe'deki toplantıyla da buna başladık. Önemli olan devletlerin samimi olması."