EĞİTİM ALARM VERİYOR! Almanya'nın okul kalitesi geriliyor
Almanya’nın eğitim sisteminde alarm zilleri çalıyor. Alman Ekonomi Enstitüsü’nün (IW) "Eğitim Monitörü" raporu, ülkedeki okulların başarı düzeyinde son yıllarda gözle görülür ve sistematik bir gerileme olduğunu ortaya koydu
Almanya, uzun yıllar övgüyle bahsedilen eğitim sisteminde giderek derinleşen bir krizle karşı karşıya. Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) tarafından hazırlanan son "Eğitim Monitörü" raporu, ülkedeki okulların başarı düzeyinde gözle görülür ve endişe verici bir gerileme olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle mülteci çocukların entegrasyonunu en kritik sorun olarak işaret ederken, pandeminin yarattığı öğrenme açıkları ve akıllı telefon bağımlılığının da bu gerilemedeki payının büyük olduğunu vurguluyor.
EN BÜYÜK ENGEL: ENTEGRASYON
IW'nin her yıl yayımladığı Eğitim Monitörü, 16 eyaletin eğitim durumunu 100'den fazla gösterge üzerinden değerlendiriyor. Bu yılki bulgular, genel eğitim kalitesinde bir düşüşe işaret ediyor. Araştırmayı yürüten ekibin başındaki isim olan Axel Plünnecke, ARD'ye yaptığı açıklamada, "Almanya'nın eğitim sistemindeki en büyük zorluk, savaş ve çatışma bölgelerinden gelen mülteci çocukların entegrasyonu" ifadelerini kullandı. Plünnecke, 2015'te yaşanan büyük mülteci akınının, Alman eğitim sistemini beklenenden çok daha fazla zorladığını ve kapasitesinin sınırlarını test ettiğini vurguladı.
RAKAMLARLA EĞİTİMDEKİ GERİLEME
Rapor, eğitimdeki gerilemeyi somut rakamlarla ortaya koyuyor. 2013 yılına kıyasla yapılan ölçümlerde, 2025 yılı için öngörülen puanlar endişe verici bir tablo çiziyor:
Entegrasyon ve Fırsat Eşitliği: 43.7 puan geriledi.
Okul Kalitesi: 28.2 puan geriledi.
Eğitim Yoksulluğuyla Mücadele: 26 puan geriledi.
Bu rakamlar, sadece mülteci çocukların değil, tüm sistemin kalitesinin düştüğünü ve eğitimde fırsat eşitsizliği derinleşirken, yoksulluk riski altındaki çocukların daha da geride kaldığını gösteriyor.
GÖÇ, PANDEMİ VE DİJİTAL DİKKAT DAĞINIKLIĞI
Plünnecke, bu gerilemenin arkasında birbiriyle bağlantılı üç ana faktör olduğuna dikkat çekiyor.
Göç ve Entegrasyon Sorunu: Özellikle eğitim seviyesi düşük ailelerden gelen ve Almanca bilmeden okula başlayan çocukların sisteme entegre edilmesi için yeterli dil ve destek dersleri sağlanamıyor. Bu durum, hem bu çocukların akademik olarak yaşıtlarını yakalayamamasına hem de sınıf içi eğitim hızının yavaşlamasına neden oluyor.
Pandemi Sonrası Öğrenme Açıkları: COVID-19 dönemindeki uzun okul kapanışları ve yetersiz uzaktan eğitim, tüm öğrencilerde derin öğrenme kayıplarına neden oldu. Ancak bu kayıp, evinde uygun çalışma ortamı, bilgisayar veya ebeveyn desteği olmayan dezavantajlı çocuklarda çok daha büyük oldu. Bu açıklar hala tam olarak kapatılamadı.
Yoğun Telefon Kullanımı ve Dijital Dikkat Dağınıklığı: Plünnecke'nin altını özellikle çizdiği bir diğer nokta ise akıllı telefonların yarattığı dikkat sorunu. Raporda "Sürekli telefon kullanımı çocuklarda dikkat kaybına yol açıyor, öğrenilen bilgiler derinlemesine işlenemiyor. Eğitim imkânı kısıtlı ailelerin çocukları, ebeveyn kontrolü ve rehberliği olmadığı için bu konuda daha da geride kalıyor." değerlendirilmesi yapıldı. Bu durum, öğrenme konsantrasyonunu baltalayarak, okulda verilen emeğin heba olmasına neden oluyor.
ALMAN BASINI VE EĞİTİM ÇEVRELERİNDEN TEPKİLER
Rapor, Alman basınında geniş yankı buldu. Eğitim uzmanları ve sendikalar, raporun sonuçlarını "şaşırtıcı olmayan ancak yine de şok edici" olarak yorumlarken, hükümeti acilen harekete geçmeye çağırdı. Öne çıkan talepler şunlar oldu: Öğretmenlerin, heterojen ve çok dilli sınıfları yönetme konusunda daha iyi eğitilmeli. Dil öğrenme programlarının anaokulundan itibaren yoğunlaştırılması ve yaygınlaştırılmalı. Küçük sınıflar ve daha fazla öğretmen için acilen yatırım yapılmalı.
Okullarda dijital okuryazarlık eğitiminin yanı sıra, akıllı telefon kullanımını sınırlayan düzenlemelerin getirilmesi tartışılıyor.
GELECEK İÇİN BÜYÜK BİR RİSK
Eğitim Monitörü raporu, Almanya için sadece bir eğitim sorunundan daha fazlasını işaret ediyor. Nitelikli iş gücü sıkıntısı çeken ve demografik olarak yaşlanan bir ülke için, genç neslin iyi eğitimli olmaması gelecekteki refahı ve ekonomik istikrarı doğrudan tehdit ediyor. Uzmanlar, bu kısır döngüyü kırmak için entegrasyondan dijitalleşmeye kadar her alanda köklü ve cesur reformlar yapılması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. Almanya'nın eğitimdeki bu düşüş eğrisini nasıl tersine çevireceği, önümüzdeki yılların en önemli politik ve toplumsal sınavlarından biri olacak.