‘En acil beklentimiz kredi hacminin artırılması’
KOBİ’ler ve sanayicilerin oldukça zorlu bir süreçten geçtiğini söyleyen ASO Başkanı Ardıç, hükümetten en acil beklentilerinin, yüksek faiz politikalarının olumsuz etkilerini bertaraf edecek ve üretimi destekleyecek uygun koşullu kredi politikası olduğunu belirtti
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, odanın eylül ayı meclis toplantısında güncel ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ardıç, ekonominin 3 yıllık yol haritası niteliğinde olan Orta Vadeli Program’ın açıklandığını hatırlatarak, sanayicinin hükümetten en acil beklentisinin yüksek faiz politikalarının olumsuz etkilerini bertaraf edecek ve üretimi destekleyecek uygun koşullu kredi hacminin artırılması olduğunun altını çizdi.
KAMU BORÇLANMASINDAN KAYNAK KALMIYOR
KOBİ’ler ve sanayicilerin oldukça zorlu bir süreçten geçtiğini söyleyen Ardıç, “Bu dönemde sanayicilerimizin ayakta kalabilmesi için en öncelikli ihtiyaçları ise işletme ve yatırım kredileridir. Reel sektör olarak temel beklentimiz, faiz indirimlerinin hızla ticari kredi faiz oranlarına yansıması ve kredi kısıtlamalarının kaldırılmasıdır.” diye konuştu.
Finansal piyasalarda en büyük borçlanıcının kamu kesimi olduğu bilgisini paylaşan Ardıç, “Bu yılın Ocak-Ağustos döneminde kamu kesiminin iç borç çevirme oranı yüzde 147,4 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Bu oran, 2000’lerin başında yürütülen dezenflasyon sürecindeki ortalamanın iki katından fazladır. Kamu sektörünün finansal piyasalardan fazla borçlanması, özel sektörün kredilendirmesine daha az kaynak ayrılması anlamına gelmektedir.” ifadelerine yer verdi.
‘İHRACAT AZALIYOR, İTHALAT DAHA HIZLI ARTIYOR’
Sanayi sektörünün kendilerinin sahadan aldığı izlenimin aksine, yüzde 6,1’lik bir büyüme kaydetmiş göründüğünü dile getiren Ardıç, yaptıkları araştırmalarda sanayi sektöründeki büyümenin itici gücünün savunma sanayi olduğunu tespit ettiklerini kaydederek, şu bilgileri verdi:
“Geleneksel sektörler zayıflarken, yüksek teknolojili üretim yapan sektörler büyümeye öncülük ediyor. Sabit Sermaye Yatırımları yüzde 8,8 artarken; makine ve teçhizat yatırımları bir önceki çeyreğe göre iki kattan daha fazla yükselerek yüzde 34,3 seviyesine geldi. Bu veriler, önümüzdeki dönemde sanayimizin daha da büyüyeceği yönündeki umutlarımızı artırıyor.
“Net dış talep katkısının büyümeyi aşağıya çektiğini, iç talepteki yükselişin ise büyümeyi artırdığını görüyoruz. İhracatın büyüme üzerindeki katkısı üç çeyrektir negatif seyrediyor, ithalattaki ivmelenme ise büyümeyi aşağıya çekiyor. İhracatımız son dönemde azalırken, ithalatımız daha hızlı artıyor… İthalatın son dönemde artmaya başlaması önümüzdeki dönem için büyümeyi daraltıcı bir etki de yapacaktır. İthalattan daha fazla ihracat, yüksek katma değerli üretim yapmalıyız.”
‘EĞİTİM SİSTEMİMİZ ÜRETİME UYGUN DÜZENLENMELİ’
İşsizlik oranlarına da değinen Ardıç, eğitim sistemimiz ülkemizin üretim potansiyeline uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini belirterek, şunları aktardı:
“Geniş tanımlı işsizlik oranımız halen yüzde 30’lu seviyelerde seyrediyor. Bugün 15–34 yaş arası 6,5 milyondan fazla gencimiz ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Bu sayı, birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan bile fazla. Maalesef gençlerimiz evde oturuyor; onları ekonomik ve sosyal sisteme yeterince entegre edemiyoruz.
“Son günlerde 2012 yılından beri uygulanan 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminin kısaltılması ile ilgili tartışmalar gündemde. Bizim esas ihtiyacımız, öğrencilerimizin yeteneklerini ve potansiyellerini erken yaşlardan itibaren doğru şekilde yönlendirecek bir eğitim sistemi kurmaktır. Eğer akademik başarı vaat etmeyen öğrenciyi mesleki eğitime yönlendiremezsek, sayısı 208’i bulan üniversitelerimizin kontenjanlarını doldurmak için gençlerimizi başarısız olacakları bölümlere yönlendirmiş oluruz. Bu gençlerimiz bir şekilde mezun olduktan sonra da masa başı iş arayacak, bulamayınca da ya diplomalı işsizler ordusuna katılacak ya da niteliksiz işlerde çalışmak zorunda kalacaktır.”
‘SANAYİCİ ÇALIŞAN BULMAKTA ZORLANIYOR’
Üretim, ihracat yapan sanayicinin çalışan bulmakta zorlandığını da söyleyen Ardıç, şunlara değindi:
“Firmalarımız çözümü yabancı işçi getirmekte buluyor. Özellikle mavi yaka çalışan ihtiyacının her geçen gün arttığı bir dönemdeyiz. Mesleki eğitim odaklı politika ve çalışmalarda somut çıktılara ulaşacak adımlar atmadıkça bu sorun büyüyerek devam edecektir.
“Eğitim, istihdam ile entegre bir müfredata kavuşmadıkça ve ekonominin ihtiyaçlarına göre hızlı bir şekilde adapte olmadıkça sanayimizin rekabet gücü artmayacaktır. Artık bu döngüyü kırmamız gerekiyor. Bunun yolu da eğitim sistemimizde köklü ve yapısal reformlardan geçiyor. Eğitim sistemimiz ülkemizin üretim politikalarıyla uyumlu bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.”