14 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Enver Yusuf’un Turani’nin yükselişi ve düşüşü

Enver Yusuf Turani, Kaliforniya’da pizza dağıtıcılından, sözde 'Sürgündeki Uygur Hükümetinin Cumhurbaşkanlığına' kadar yükseltildi. Çin’deki Uygurlar 'Yahu bizim bir problemimiz yok kardeşler' diye bağırsalar da, on binlerce kilometre ötedeki bir avuç 'göçmen ya da göçürülmüş' Uygur,empoze ediyorlar

Enver Yusuf’un Turani’nin yükselişi ve düşüşü
A+ A-
LATİF BOLAT

1980’lerin sonu idi. Birileri, yanındaki genç adamı bana tanıştırmak için getirmişti. Adı Enver Yusuf Turanî dediler. Çin Halk Cumhuriyeti’nin en batısındaki, Sinciang eyaletinin Kaşgar şehrinden Amerika’ya daha yeni gelmiş. Orada lisede tarih öğretmeni imiş. Ayrıca Uygur'ların millî çalgısı olan Kaşgar rebabını da çalmaktaymış. İşin içinde müzik de olunca, Enver ile arkadaşlığımız başlamış oldu böylece.

Enver ile birkaç konsere de çıktık birlikte, Orta Asya dansları da yapan bir gruba eşlik ettik. Böylece de Enver Yusuf’un ABD’deki müzik hayatı başlamış oldu. Ama, gündüzleri asıl işi, bir pizza lokantasının siparişlerini götüren kuryelik idi.

Bir süre sonra Enver, Sinciang’ın Urumçi kentinde doctor olan eşini de getirdi Kaliforniya’ya. Ve bir süre sonra da oğulları doğdu. Böylece, oğul doğumdan dolayı ABD vatandaşı olmuştu otomatik olarak. Sonra bu aile faaliyetleri içinde, Enver Yusuf ile olan bağlarımız koptu ve uzun bir süre haber alamadık kendisinden.

Yıllar sonra, Enver’in, ABD’nin dünyadaki propaganda mekanizmasının en önemli unsuru olan Voice of America (Amerika’nın Sesi) radyosunda, Uygurca bölümünde çalıştığını duyduk. Bu pizza kuryeliğinden yapılan büyük bir atılımdı Enver Yusuf için.

Aradan yine yıllar geçti, ve bu geçen yıllar Enver Yusuf için çok iyi şeyler getirmiş olmalı ki, birdenbire “Sürgündeki Uygur Hükümeti’nin Cumhurbaşkanı” olarak adı geçmeye başladı. Bu da, Çin Halk Cumhuriyeti’nin ekonomik atılımlar yaptığı ve dünya ölçeğinde varlığını iyice duyurmaya başladığı günlere denk düşmekteydi. Bir taraftan Tibet’liler için Dalay Lama, bir taraftan Uygurlar için Enver Yusuf ve Rabia Kadir’in isimlerinin parlatıldığı zamanlardı. ABD, kendi içindeki azınlıklar olan siyahiler, Hispanikler ve hatta yoksul Redneck beyazlar konusunda bir türlü gerekli adımları atıp onların hayatlarını rahatlatamazken, binlerce kilometre uazaklardaki her türlü azınlık konusunda, adeta yeni bir Haçlı Seferi sürdürmekteydi. Nerde bir azınlık ya da etnik farklılık varsa, ABD tüm örgütleri ile oradaydı. Türkiye’de İran’da, Irak’ta, Suriye’de Kürtler konusunda yaptıklarını, Çin Halk Cumhuriyetinde Uygurlar, Tibetliler ve Hong Kong konusunda aynen uygulamaktaydılar. Aldıkları ekonomik yaptırımlar ve politikaların yanı sıra yüzlerce STK’lar ile hemen her konuda bu ülkelere yüklendiler. Uluslararası Af Örgütü, Açık Toplum Enstitüleri, Sınırsız Doktorlar, Greenpeace, medya dernekleri, AB’den ve ABD’den büyük fon alan üniversiteler, yazarlar, think-tanklar (düşünce kuruluşları), bilim adamları, siyasetçiler ortalıkta ekran ekran dolaşıp, bunların bölücülük tezlerini, hemen hemen aynı bildiriler ve siyasetler ile hemen her tarafa taşıdılar ve hala taşımaktalar.

UYGURLARIN SÖZLERİ DUYULMUYOR

Ellerindeki basın organları ile, içinde yaşadıkları toplumu tam tersi algılamaya hazır kitleler yaratmaya çalıştılar. Türkiye’mizde bile, kapı komşusu ile on dakikalık bir sohbetle analiz edebileceği sözde Kürt sorununu, Amerikan ve Avrupa Birliği fonları ile oluşturulan tezlerde arayan binlerce taraftar yaratabildiler.

Uygurların Çin’deki halleri konusunda da aynı propaganda politikası uygulanıyor. Çin’deki Uygurlar “Yahu bizim bir problemimiz yok kardeşler” diye bağırsalar da, on binlerce kilometre ötedeki bir avuç “göçmen ya da göçürülmüş” Uygur, tam tersini empoze etmeye çalışıyorlar senelerdir. Ama kendi insanlarını bile inandıramadıkları için de sürekli bölünüp kendi aralarında kavga ediyorlar.

Enver Yusuf Turanî’nin hikayesi de bu kavgalar ile devam etmekte bugünlerde. Hatta bir takım “göçürülmüş” Uygurlar, Enver Yusuf’u Çin Hükümeti ile gizlice görüşmeler yapmakla suçlayıp “hain” damgasını bile yapıştırmaktalar. Bir ara da, İstanbul’da yapılan bir uluslararası Uygur toplantısına, Enver Yusuf’un katılımı, Türk Hükümetinin vize vermemesi nedeniyle engellenmişti.

Yani 30 sene kadar önce Kaliforniya’da pizza dağıtıcılından, sözde “Sürgündeki Uygur Hükümetinin Cumhurbaşkanlığına” giden bu olağanüstü yükselişin inişi de çıkışı gibi muhteşem olacağa benzemekte.

Doğu Türkistan Uygur enver yusuf sincang uygur özerk bölgesi KIŞKIRTMA emperyalizm