Fehmi Katırcıoğlu yedinci sergisini açtı! ‘Amacım imgelerin daha görünür olması’

Prof. Dr. Salih Fehmi Katırcıoğlu’nun kişisel fotoğraf sergisi “GİZ Sezilmeyenlere Gizemli Yolculuk”, Ankaralı sanatseverlerle buluştu. Yedinci fotoğraf sergisini açtığını söyleyen Katırcıoğlu, “Tamamen soyut fotoğraf alanında çalışıyorum, fotoğraflarımın hepsi soyut fotoğrafa yönelik, imgeselleştirmeye yönelik. Bu da en son hazırladığım bir fotoğraf zinciri.” bilgisini verdi.

Cinnah’ta bulunan Türk-Amerikan Derneği sergi salonunda açılan serginin küratörleri Filiz Köprülü ve Sezgin Hatipağaoğlu. Bakan her kişinin farklı bir imge gördüğü siyah beyaz fotoğraflardan oluşan sergiye gelenler, Katırcıoğlu’na beğenilerini iletti.

ÇOK YÖNLÜLÜĞÜN SIRRI AYDINLIK

Prof. Dr. Salih Fehmi Katırcıoğlu, “gün onun için 24 saatten uzun” diye tabir edilen insanlardan biri. Başarılı ve ünlü bir kalp damar cerrahı olmasının yanı sıra, fotoğraf sanatı, tıp alanı dışında kitapları, tarihe olan merakı ve gurmeliğiyle çok yönlü bir insan. Aydınlık gazetesinde sağlık konusundaki faydalı yazıları da cabası. Yoğun meslek hayatında bütün bunlara nasıl zaman ayırdığını ve başarılı olduğunu sorduğumuz Katırcıoğlu, “Aydınlık düşünceli olmak, Aydınlıkçı olmak bize bir şeyler yapabilmek için şans tanıyor. Zaman tanımayan heyecanlar içinde uğraşıyoruz. Her şey hayatın bir parçası. Tıp da cerrahi de fotoğraf da yazı yazmak da sağlıkla ilgili bazı şeylerden bahsetmek de hayatın parçası. Hayatınızı organize ettiğiniz zaman her şeye yer var. Yeter ki iyi bir orkestrasyonun izinde, öncü kadrolarla birlikte çalışalım.” dedi.

ÇOK PARÇALI DÜNYANIN GERÇEKLERİNİ ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM

Bu serginin çalışmasının uzun yıllara dayandığını söyleyen Prof. Katırcıoğlu, sergisi hakkında da şunları söyledi:

“Fotoğrafı çektikten sonra fotoğrafın görüntüleri, görüntülerin bize yarattığı izler. Ama bu izlerin insan üzerindeki alımlayabilme gücünün yüksekliğine göre de fotoğrafları seçtim. Fotoğrafları seçerken tabii ben bir tek siyah-beyaz fotoğraf çekiyorum ve kullanıyorum. Amacım renklerin insan psikolojisine yarattığı etkilerin dışında, imgelerin daha görünür olması.

“Normal fotoğraflar, daha doğrusu somut olarak niteleyeceğimiz -belgesel diyelim kendi dilimizde- belgesel fotoğraflar bir gerçeği daha önceden bilinenlerle birleştirerek bir devamlılık sağlama amacına yöneltti. Bu fotoğrafik antropolojidir. Mesela doğa fotoğrafı çektiğiniz zaman siz bir antropolojik devamlılığı görüyorsunuz. Ancak soyut fotoğraf çektiğiniz zaman olasılıkların bolluğu karşısında ve karanlık alan içinde görebildiğiniz aydınlığın yarattığı imgeleri görüyorsunuz. Bir de bize çok parçalı dünyanın gerçeklere ulaşabilme açısından neler getirdiğini anlatmaya çalışıyorum.”

‘TEZATLARDAN FAYDALANIYORUM’

Soyut fotoğrafta daha çok tezatlardan faydalandığını vurgulayan Katırcıoğlu, şöyle devam etti: “Benim için tezatlar siyah-beyazdır. Bir boşluk içinde yer alan siyah ve beyazın imgelere dönüşerek bu imgelerin insanda duysal derinlik yaratıp yaratmamasına göre değerlendiriyorum.

“Tabii normal fotoğraf tekniği kullanıyorum. Ancak baktığınız zaman bu fotoğraf teknikleri başka bir tekniğe yönelik ve başka bir teknik ürünüymüş gibi görülüyor. Sergide görülen bütün fotoğraflar gerçek ve gerçekçi anlayışa dönük. Ama bunlar sanki gerçek hayatın bir parçası değilmiş gibi. Bu kırılmanın nedeni de bizim algılamamızı sağlayan bütünlüğün küçük bir parçasını aldığımız zaman görüntü soyutlanabilir hale geliyor.”