Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fener’in Heybeliada’da casus yetiştirme planı

Heybeliada Ruhban Okulu, 1971’den beri kapalı. Fener Rum Kilisesi, buranın açılması için çaba içinde. Oysa burayı kapatan da bizzat Fener Kilisesi’ydi. 1971’de çıkan özel yüksek okulların devri kanununa muhalefet eden Fener, şimdi casus yetiştirme planı için okulun yeniden açılması için uğraşıyor.

Fener’in Heybeliada’da casus yetiştirme planı

Fener Rum Kilisesi Başpapazı veya kamuoyunda bilinen sıfatıyla Patrik Bartholomeos, Heybeliada Ruhban Okulu’nun 2026’da açılabileceğini söyledi.

7-12 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan’da ziyaretlerde bulunan Bartholomeos, bu gelişmeyi, başkent Atina’da Eliza Goulandiris Vakfı Çağdaş Sanat Müzesi’ndeki konuşmasında açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de 2024’teHeybeliada’ya bizzat giderek görüşmeler yapmış, okulun açılabileceğine ilişkin mesajlar vermişti.

Fener Kilisesi, bu okulun açılmasını yıllardır istiyor. Önceki ABD Başkanlarından Bill Clinton, 1999 yılındaki Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le Heybeliada Ruhban Okulu konusunu da görüştü. Ancak buna rağmen okul açılmadı.

Pekâlâ okul neden kapalı? Ne oldu da kapatıldı? Kim kapattı? Yeniden açılması ısrarının arkasındaki gerçek nedir? Soruları hep birlikte yanıtlayalım.

ÖZEL YÜKSEK OKULLAR KANUNU

1971’de eğitim-öğretim sistemini yeniden düzenleyen bir kanun çıkarıldı. Kanunun adı, Yüksek Okul Öğrencilerinin Öğrenimlerine Devam Edebilmeleri İçin Açılacak Resmî Yüksek Okullar Hakkında Kanun. Bu kanun ile çok sayıda özel yüksek okul, resmi bir üniversiteye bağlandı.

O yıllarda üniversite statüsünde olmayan bazı özel yüksek okullar da faaliyetteydi. Bunların üniversiteye dönüştürülmesi için çalışmalar yapıldı. Ama asıl hedeflenen, bunların Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde olmasıydı.

İşte Heybeliada Ruhban Okulu da bu kanun kapsamında düzenlenmek istendi.

Fakat Fener Rum Ortodoks Kilisesi izin vermedi.

Bu kısım çok önemli! Çünkü bugün Fener Kilisesi ve Bartholomeos, sanki Türk Hükûmeti yasakçı bir anlayışla okulun açılmasını istemiyormuş gibi bir tavır sergiliyor. Kamuoyunda yaratılmak istenen algı da bu. Oysa gerçek öyle değil.

Kanunla birlikte çok sayıda özel yüksek okul üniversitelere bağlandı, Milli Eğitim Bakanlığı denetimine girdi. Ancak Fener Kilisesi, yetiştirilen öğrencilere ve müfredata Türk Devleti’nin karışmasını istemiyordu.

1971’deki kanunu kabul etmeyen Fener Kilisesi, Heybeliada Ruhban Okulu’nun faaliyetlerine bizzat kendisi son verdi. Bunun da iki sebebi vardı: Birincisi Türk Hükûmeti’ne karşı tavır, ikincisi de okutacak öğrencinin olmaması.

FAALİYETTEKİ GAYRİMÜSLİM OKULLARI

Bugün Bartholomeos, ülke ülke gezerek Heybeliada Ruhban Okulu’nu açması için Türkiye’ye baskı yapılmasını talep ediyor.

2021’de göreve gelişinin 30. yılı dolasıyla Washington’a giden Bartholomeos, ABD Başkanı Joe Biden’la görüşmesinde Ruhban Okulu konusunu gündeme getirdi. Biden da “Türkiye’yle gerekli görüşmeleri yapacağını” söyledi.

ABD, Yunanistan ve Rum Lobisi’nin okulun yeniden açılması için Türk Hükûmeti’ne baskı yaptığı biliniyor.

Fakat aslında Türkiye’nin okulu açmama yönünde bir tavrı yok.

Balat’taki Fener Rum Lisesi ve Maraşlı Rum İlkokulu eğitim-öğretime devam ediyor. Aynı şekilde Ermeni kökenli vatandaşlarımızın eğitim gördüğü Özel Getronagan Ermeni Lisesi, Özel Esayan Ermeni Lisesi, Özel Sahakyan Nunyan Ermeni Lisesi, Özel Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi, Özel Pangaltı Ermeni İlkokulu ve daha pek çok okul faaliyette.

Özel Bulgar Pazar Okulu ve Özel Ulus Musevi Lisesi de diğer gayrimüslim okullarından.

Herhangi bir yasak var mı? Yok.

Eğitim-öğretim var mı? Var.

Üstelik bu okullar gayrimüslim cemaatlerin vakıflarına mı ait? Evet.

Benzer şekilde Zeytinburnu’ndaki Balıklı Rum Hastanesi ve Sırp Purgiç Ermeni Hastanesi de gayrimüslim vakıfların.

Bunların dışındaki çok sayıda kurum da faaliyette.

Demek ki Heybeliada Ruhban Okulu meselesinde başka bir durum var.

Fener’in Heybeliada’da casus yetiştirme planı - Resim : 1

AÇILACAK AMA NASIL?

Fener Kilisesi’nin isteği tam olarak şu: Bu okul yeniden açılsın, Türk Hükûmeti bize karışmasın, Milli Eğitim Bakanlığı okulu denetlemesin, biz istediğimiz eğitimi verelim, istediğimiz kişileri yetiştirip diploma verelim.

1971’den önce okulda hem lise hem de yüksek okul düzeyinde teolojik eğitim veriliyordu. Mezun olanlar da Fener Kilisesi’nin ruhbanları arasına giriyordu.

Türkiye Cumhuriyeti topraklarındaki bir kurum, neden Türk yasalarına aykırı faaliyet yürütmek ister?

Üstelik bunun için yabancı devletlerin devreye girmesi neden istenir?

Türkiye topraklarında Türk yasalarının denetiminde olmayan bir kurum olabilir mi?

Bunun tek bir izahı olabilir.

Eğer bir kurum, bulunduğu ülkenin yasalarının denetlemeyeceği şekilde faaliyet yürütmek istiyorsa, orada gizli bir faaliyet söz konusudur.

Bunun adı da apaçık casusluk faaliyetidir!

Fener Kilisesi, Heybeliada’yı açıkça casusluk merkezi haline getirmek istemektedir.

İŞGAL YILLARINDA ASKERİ ÜSSE DÖNÜŞTÜ

Yazar Muammer Karabulut, Nisan 2025’te yayımlanan “Tanrı Yanıldı mı? İznik’te 1700 Yıl Sonra ‘Altın Vuruş’” isimli kitabında Heybeliada Ruhban Okulu meselesini şöyle değerlendiriyor:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ndeki mevcut yasalar ile Ruhban Okulu’nu istediği gibi açamayacağını bilen Fener Rum Kilisesi’nin amacı bağımsızlık ve devlet içinde devlet olmaktır. Bu konu genellikle Fener Kilisesi’nin ekümeniklik siyaseti ile ele alınmaktadır. Fener’in hedefinde, Ortodoks Hristiyan dünyasına kendi kontrolünde ruhban, daha doğrusu ajan din adamı yetiştirmek vardır.”

Yazar Karabulut, okulun devlete düşman faaliyetlerini de şöyle anlatıyor:

“Okulun, I. Dünya Savaşı yıllarında sürdürdüğü siyasi faaliyetler ve Kurtuluş Savaşı’na karşı işgal güçleri ile birlikte oluşu, bu kurumun aynı zamanda eğitim kurumu dışına çıktığı ve askeri bir üs olarak kullanıldığını da göstermiştir.”

Bu okulun tarihi, düşmanlık ve casusluk tarihidir.

TRUMAN DOKTRİNİ’NİN DİNİ AYAĞI

1948 yılında Fener Kilisesi’nde bir darbe yapıldı. Henüz iki yıl önce göreve gelmiş olan Patrik 5. Maksimos, “sağlık sorunları” gerekçesiyle istifa etti.

Yerine ABD Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Athenagoras getirildi.

Athenagoras, Yunan vatandaşıydı ve Türkiye Cumhuriyeti’yle resmi bir bağı yoktu.

Dönemin ABD Başkanı Truman’ın resmi uçağıyla Türkiye’ye gelen Athenagoras, yayınlanan olağanüstü kararla Türk vatandaşlığına geçirildi.

Patriklik makamına oturdu. Odasının duvarına da ABD Başkanı Truman’ın fotoğrafını astı. Dikkat edin, burası Türkiye Cumhuriyeti toprakları ve Fener Kilisesi’nin başına geçen isim makam odasına ABD Başkanı’nın fotoğrafını asıyor. (Kaynak: Elçin Macar, İmroz’dan İstanbul’a Patrik Bartholomeos, Doğan Kitap, İstanbul, 2021.)

Hatta Athenagoras, göreve başladıktan sonra “Ben Truman Doktrini’nin dini ayağını oluşturuyorum.” açıklamasını yaptı. Fener Kilisesi’nin ABD güdümüne girdiğini açıkça ilan etti.

CIA’NIN DİNİ ÜSSÜ

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD, Sovyetleri kuşatabilmek adına çok sayıda planı devreye soktu. NATO bu sebeple kuruldu. Müslüman toplumlar üzerinden yürütülen Yeşil Kuşak Projesi (Siyasal İslam) de bunlardan biriydi.

Fener Kilisesi ve ekümeniklik meselesi de Sovyetler Birliği’ni Hristiyanlık üzerinden kuşatma planıydı.

Öyle ki dünyada en fazla Ortodoks nüfus Sovyet Rusya’ydı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Küçük Amerika yapılmak istenen Türkiye, Fener’in Sovyetlere karşı kullanılmasına göz yumdu.

Dönemin Patriği 5. Maksimos, sol görüşlü olduğu ve Sovyetler Birliği Patriği ile iyi ilişkide oluğu için büyük baskıya maruz kaldı. Bu baskı nedeniyle yalnızca iki yıl görev yapabildi. Sonunda sağlık sorunlarını ileri sürerek istifa etmek zorunda kaldı.

Bir ABD casusu olan Athenagoras da Fener’in başına geçirildi.

Fener Rum Ortodoks Kilisesi, 1948’den beri ABD’nin emperyalist planlarının tam merkezinde yer aldı.

Fakat 1972’ye kadar patriklik makamında oturan Athenagoras döneminde hiç istemedikleri bir olay oldu. Türk Hükûmeti, özel yüksek okulları devlet kontrolüne almak istedi. Bu kapsamda Fener’in Heybeliada’da casus yetiştirmesi de önlenecekti. Athenagoras, okulu Türk Devleti’nin kontrolüne vermedi. Doğrudan kapattı.

Ancak Fener’in casusluk faaliyeti yine de bitmedi.

ABD’nin FETÖ aracılığıyla yürüttüğü dinlerarası diyalog projesinin önemli bir ayağı da Fener Rum Kilisesi’ydi.

Proje Türkiye’de, 1996 yılında Fetullah Gülen ve Bartholomeos’un yaptığı görüşme ile başladı. Bu tarihten sonra pek çok ortak etkinlik yapıldı. Fener Kilisesi, FETÖ’nün meşhur Abant Toplantıları’nın baş katılımcılarındandı.

Bugün Kilise’nin 2 numarası olan Metropolit Emmanuel Adamakis, Belçika ve Fransa’da görev yaptığı dönemlerde Abant Toplantılarına katılarak konuşma yapmıştı.

Keza Ukrayna Kilisesi’nin Rusya Patrikliği’nden ayrılması olayında da Fener baş roldeydi. ABD iki ülke arasında dini ayrılık yaratmak amacıyla Bartholomeos’u öne sürdü. 2019’da Bartholomeos’un yetkisi dışında yasalara aykırı şekilde imzaladığı bir belgeyle Ukrayna Patrikliği kuruldu.

Ukrayna Kilisesi’nin resmi avukatı ABD’li Robert Amsterdam, Şubat 2025’te yaptığı açıklamada, Ukrayna Kilisesi’nin Rusya’dan koparılması olayının bir CIA darbesi olduğunu söyledi. ABD’li avukat, darbenin başında dönemin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun yer aldığını, Bartholomeos’un da bunun bir parçası olduğunu itiraf etti.

DEVLET ZAAFI ÖNLENMELİ

Fener Kilisesi ABD/CIA güdümünde Türkiye düşmanı faaliyetler yürütürken Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bazı zaaflar gösteriyor.

Cumhurbaşkanlığının 29 Kasım 2020’de düzenleyeceği bir toplantı için Bartholomeos’a gönderdiği davet mektubunda “ekümenik” sıfatının kullanılması dikkat çekti.

Ekümeniklik (dünyadaki tüm Ortodoksların lideri) iddiası, ABD’nin Rusya’ya karşı yürüttüğü plan gereği ortaya atıldı. 1948’den önce Fener Kilisesi ekümenik de değildi, öyle bir gücü de yoktu. Ancak milyonlarca Ortodoks üzerinde etkisi olan bir Rus Patrikliği söz konusuydu.

Türk Hükûmeti’nin Rusya’yla ilişkileri zedeleyecek hamlelere izin vermemesi elzemdir.

Son olarak Bartholomeos, yine sözde ekümeniklik iddiasını kuvvetlendirmek adına İznik Konsili’nin 1700. yılı dolayısıyla bir etkinlik düzenleyeceğini açıklamıştı. Papa Francis hayatını kaybetmese bu etkinliğe katılacaktı. Ancak yeni seçilen Papa 14. Leo da İznik’e geleceğini ilan etti.

Türk Devleti’ni, ABD’nin Rusya’ya karşı Türkiye Cumhuriyeti topraklarında düşman faaliyetlerde bulunmasına izin vermemeye çağıyoruz.

Fener Rum Patrikhanesi Patrik Bartholomeos Atina Milli Eğitim Bakanlığı Yusuf Tekin