FETÖ imamından yeni Diyanet Başkanına gözdağı

Hamdullah Öztürk, önceki gün Youtube’da yayınladığı bir videoda, Arpaguş’a ‘FETÖ’ye uğraşma’ çağrısında bulundu. Mehmet Görmez ve Ali Erbaş dönemlerinde FETÖ’ye yönelik hazırlanan raporları hatırlatan Öztürk, “Birtakım taleplerle karşı karşıya geleceksin. Allah'a sığınıp öyle mi hareket edeceksin? Yoksa Dönmez gibi koskoca bir grubu irtidatla (dinden çıkma) itham eden raporu bizzat sunmak isterdim mi diyeceksin? İşte bunu zaman gösterecek.” diye konuştu.

Öztürk, 2 Ekim 2025’te yayınladığı “Diyanet Reisi Prof. Safi Arpaguş’un Kader Çizgisi” başlıklı videosunda şunları dile getirdi:

“Diyanet İşleri Başkanlarına baktığımız zaman Mehmet Görmez olsun, Ali Hoca olsun, Diyanet İşleri Başkanlığı kürsüsünde en olmayacak şeyleri yaptılar. Meselenin bir tarafı ve yüreği yanan birisi olarak söylüyorum. Bu yüreği yanma şahıs olarak değil, ben de bir ilahiyatçıyım.

“Arpaguş Hoca'yla ortak derslerimiz olmadı ama birçok yerde karşılaştık. Okulda karşılaştık, yemekhanede karşılaştık. Simasını gayet iyi tanıyorum. Bizden de bir dönem sonra. Nedense içimden bir şey, sezgi yani bunun herhangi bir delili, kanıtı yok ama haline, tavrına, şekline baktığım zaman Mahmut Sami Ramazanoğlu Efendi'nin kokusunu alıyorum Arpaguş Hoca'dan. İnşallah pratiğini de yapmıştır.

FETÖ’YLE MÜCADELEYE
ALLAH RAZI DEĞİLMİŞ

“Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğunda oturan bu iki başkan zamanında yüzbinlerce, milyonlarca müntesibi olan grupları irtidatla, dalaletle itham etmek ve bunu camilere hutbeler göndererek bütün insanların beynini yıkarcasına peygamber kürsüsünden peygamberin dediğine tam ters şeyler yapmak gibi icraatlarla karşı karşıya kaldılar. Bunun çeşitli nedenleri olabilir. Diyanet İşleri Başkanlığı bir devlet kurumudur. Kanunlarla görevinin sınırları, çerçeveleri belirlenmiştir. Ama Diyanet İşleri Başkanı bir taraftan devlet memuru olsa da asıl taraftan Allah'ın kuludur. Hele dini ilimlerle uğraşmış, ihtisas yapmışsa peygamberin ilminin mirasçısıdır. İşte burada iki kimlik bir araya geliyor ve herhangi bir konuda tavır alacağınız zaman bu tavır bazen 180 derece zıt hale gelebiliyor. Size verilen emir, Rabbinizin hiç razı olmayacağı, peygamberinizin asla kabul etmeyeceği bir emir olabilir.

“Mesela böyle bir grubu toptan irtidatla itham edip, rapor yazıp bunu dünyanın her tarafına yüz binlerce nüsha dağıtmak gibi. Müslüman topluluklara elemanlar gönderip o grup hakkında onları şartlandırmak gibi böyle tuhaf işler yaptılar.

“Dinler arası diyalog hiçbir zaman yeni bir din oluşturma olmadı. Sadece farklı din mensuplarına, müntesiplerine bir Müslümanı somut böyle yaşayan bir kimlikle göstermek ve onları bir arada Kur'an gibi cami, o kitapları cem etmiş bir kitabı onlarla birlikte mütala etmek üzere diyaloglar manasına geliyor. Hiç de onların dediği gibi bambaşka bir din icat etmek manasına gelmiyor ama bunu böyle anlattılar. Bütün insanları böyle inandırmak için olağanüstü seferberlik yaptılar. Ne paralar döktüler.

‘RAPOR MU HAZIRLAYACAKSIN YOKSA…’

“Şimdi Safi Arpaguş Hoca o koltuğa oturdu. Bir tarafta rejimin talepleri, diğer tarafta dinin hakikatleri olacak. Safi Arpaguş Hoca'nın hali bu durumda ne tarafa doğru meyledecek? Allah'ın kulu olduğunu hatırlayarak mı hareket edecek, devletin memuru olduğunu ve o korkuyla mı hareket edecek? Kader ne diyor Sâfi hocaya? Şimdi aynı makamdan birtakım taleplerle karşı karşıya geleceksin. Allah'a sığınıp, Allah'ım kalpler senin iki parmağının arasında, kalbimi dinin üzerine sabit kıl deyip öyle mi hareket edeceksin? Yoksa dönmez gibi emekli olsam bile gelip bu irtidat raporunu, koskoca bir grubu irtidatla itham eden raporu bizzat sunmak isterdim mi diyeceksin? İşte bunu zaman gösterecek.”